Mehmet Tez

Mehmet Tez

mehmet.tez@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Van için Rock yardımları Erciş’e okul oluyor. Ancak “rock” yabancı sözcük olduğundan okula Van için Rock adı verilmesi Bakanlar Kurulu’na bağlı

‘Rock’ yerli bir sözcüktür

Van için Rock’ı temsilen fikir babaları Redd grubundan Doğan ve Güneş Duru, Nadir Duman, Çağla Çakır Van’da.Van için Rock’ı temsilen fikir babaları Redd grubundan Doğan ve Güneş Duru, Nadir Duman, Çağla Çakır Van’da.

Bakanlar imza atsın, okulun adı Van için Rock olsun! Aslında diyeceğim bu. Şimdi rahat rahat konuşalım. (Yabancı isim koymak için neden Bakanlar Kurulu kararı gerekiyor kısmını ayrıca tartışmak lazım o ayrı.)
Rock müzisyenlerinin, gönüllülerin ve rock seyircisinin emekleri boşa gitmedi. Van için Rock konserinde toplanan yardımlarla ilköğretim okulu yapılıyor.
Yer Erciş merkez. 12 derslikli bir ilköğretim okulu. Her yönüyle gurur duyulacak bir iş.
Her zaman yan gözle bakılan, hafiften özenti muamelesi çekilen rock’çıların başarısıdır. Benim gözümde ülke sevgisinin, insana sevgi ve saygının kimsenin tekelinde olmadığının da en güzel kanıtıdır. Önemli bir mesaj.
Bir minik sorun var. Bu okulun adının Van için Rock İlköğretim okulu olması kadar anlamlı bir şey olamaz. Ancak ‘rock’ yabancı bir sözcük olduğundan bir okula verilmesi için Bakanlar Kurulu kararı gerekiyor.
Memleketteki bütün rock’çılar müzisyeninden dinleyicisine bu okula hayat verdi. Bakanlara düşen ne gerekiyorsa yapıp okulun adının Van için Rock İlköğretim Okulu olmasını sağlamaktır. Başından beri bu girişime destek veren, yardımcı olan yetkililerin bu jesti, bu güzel oluşumdan esirgemeyeceklerini düşünüyorum.
Sayın bakanlar, rock artık yerli bir kelimedir. Van İçin Rock bunun kanıtı.
(Not: Bu yazıyı Van için Rock ekibinden gelen bir rica üzerine yazmadım. Güneş Duru ile telefonda görüştüm. Onlar bu ayrıntıya takılmayacak kadar işlerine odaklanmış durumdalar. Gönüllerinden geçenin bu olduğunu tahmin etmekle birlikte kendi fikrimdir).

Haberin Devamı

Okusan ne olur, okumasan ne olur!

Akdeniz Üniversitesi’nde AIDS sorununa ve korunmaya dikkat çekmek için prezervatif dağıtan öğrencileri eleştiren bir grup muhafazakar öğrenci açıklama yapmış. “Milletçe AIDS’in sebebinin ahlak dışı cinsel tatmin yolları olduğunu anlayamamış olmamızdan” şikayet etmişler.
Bu hadise üniversitelerimizin, pardon yüksek liselerimizin düzeyini gösteriyor.
AIDS’i ahlaksıza bulaşan bir hastalık sandıktan sonra söyleyin Allah aşkına bu arkadaş üniversiteye gitse, okusa öğrense ne oluuuuur, öğrenmese ne olur. “Ahlaklı muhafazakar” kardeş, sen hiç korkma. Sen ne yaparsan yap, o mikrop sana bulaşmaz. Kaçar gider, canını kurtarır.
Bu arada senin kafayla Afrika’nın yarısı ahlaksız öyle mi? Yardım etmeyelim, açlıktan ölsünler bence... Bir yürüyüş düzenlesenize bu konuda,
çok ses getirirsiniz.

Haberin Devamı

İTİRAF EDİYORUM

* Egemen Bağış’ın literatüre soktuğu “Her şey dahil demokrasi” bana resmen internetteki paketleri hatırlattı. Standart, çocuk, aile ve her şey dahil. Sizi bilmem ama ben paket gördüm mü kaçarım.
* Amy Winehouse’un ölümünün ardından yayımlanan “Lioness: Hidden Treasures” isimli albümün ilk haftasında İngiltere’de
70 bin satmasına şaşırmadım. Bu rakamı küçümsemeyin. İlk hafta 15.000 satan
Björk Billboard albümler ABD Top
40 listesine 27’inci sıradan girmişti. Artık devir böyle...
* Yeni takıntım şu şarkı: “Personal Revolution” -
Ziggy Marley.
* Tophane’deki nargilecilerin yanarak ortadan kalkmasını istemezdim. Ama ne yalan söyleyeyim,
bir gün oradan yürüyünce ortadan kalkmalarını çok istedim. O gecekondu misali sakil çirkinlik oradaki tarihi dokuya hiç mi hiç yakışmıyor.
* Shakira’yı seksi bulanlardanım. O baygın bakışlar, kıvrak boyun ve omuz hareketleri, bir içeri bir dışarı hareket eden kalçalar, yılan gibi kıvrılan kazandibi kıvamında göbek gibi şeyler itici olabiliyor kabul. Ama evet buluyorum, ne yapayım...

Haberin Devamı

Ora Arena’ya ihtiyacımız vardı

Diyeceksiniz ki “Ne yani, konser olmuyor mu kardeşim Türkiye’de?” Haklısınız, bir sürü yer var ama tam donanımlı bir arena başka bir şey. Bakın Bayrampaşa’da Otogar’ın tam ensesinde, Bauhaus’un bitişiğinde açılan Ora Arena gerçekten de şu anda Türkiye’nin ihtiyacı olan yer. Daha doğrusu arena.
6 bin 300 kişi kapasiteli bir salon. Sahne isteğe göre öne ya da arkaya yer değiştirebiliyor. İster ayakta, ister koltuklu, her türlü salon düzenine müsait. Gerektiğinde
2000 kişilik bir etkinlik için salon küçülebiliyor. Satılan bilete ve etkinliğin kalabalık durumuna göre en uygun ortam yaratılabiliyor. Tavanlar yüksek, sahne her türlü ihtiyaca göre düzenlenebiliyor.
Her türlü gösterinin altyapısı için uygun. Örnek vereyim.
Önceki yaz Rihanna’yı Londra O2 Arena’da izlemiştim. O zaman BKM organize edip bu güzel konseri Türkiye’ye getirmişti. Ancak gösteri Kuruçeşme Arena’nın imkanları dahilinde küçülmüştü.
O zaman Ora Arena olsaydı muhtemelen gözlerinize inanamayacaktınız.
Ulaşım açısından da şanslı. Konser saatlerinde o yöne trafik yok. Çıkışta da Taksim’e ve diğer yönlere trafik açılmış oluyor. Taksim’den tam da iş çıkışı saatinde arabayla 20 dakikada ulaşılabiliyor. Ben burada Buena Vista Social Club konserini izledim ve mekanı çok beğendim. Umarım ileride salonun hakkını verecek isimler gelir.
Bir de eleştiri: Ses, locaların olduğu üst bölümde yeterli değildi. Konseri izlediğinizi pek anlamıyorsunuz yani. Bunun bir ince ayarla aşılacağını sanıyorum.

İstanbul Belediyesi’ne sordunuz mu?

Mesela bu yıl 1-29 Ağustos tarihleri arasında İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen Ramazan Feshane Etkinlikleri çerçevesinde yer alan;
* Ömer Faruk Tekbilek konseri için ihale açtınız mı?
* Ömer Karaoğlu konserine kaç teklif aldınız?
* Bedirhan Gökçe şiir dinletisi ve Veysel Dalsaldı konseri için ne gibi teklifler arasından nasıl bir seçim yaptınız?
* 40 Ney Bir Nefes konserinde gerçekten 40 ney var mıydı, saydınız mı?
* Grup Türkiye’m konseri, Ahmet Özhan konseri, tasavvuf müziği dinletisi ve sema gösterisi etkinliklerinde hangi ihale sonucunda belirlendi?
* Bu konserlerin dışında, her gün yapılan teravih sonrası tasavvuf dinletisi için hangi derneklerden teklif alındı?
* Ya da mesela 2007’deki şenliklede tasavvuf-star Sami Yusuf için ihale açılmış mıydı? Başka tasavvufçu popçulardan teklif alınmış mıydı?
Bu soruları sorduysanız ne âlâ. Demek ki bütün belediyeler denetleniyor ve şeffaf.
Yok sormadıysanız fena. Çünkü sonra İzmir Belediyesi’ne “Şevval Sam konseri için neden tek teklif aldınız?” diye sorduğunuzda gülünç oluyorsunuz haberiniz olsun.