Mehmet Tez

Mehmet Tez

mehmet.tez@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Bu kalıba bayılırım: “Tatil çantanızda olması gereken albümler.” Eskiden “arabanın torpido gözünde bulunması gereken albümler” listesi yapmışlığım vardır. Bagajdaki beşli CD çalarda bütün yaz durması gereken albümler listesi de yapmış, beş albüme indirmekte zorlanmıştım. Beşli CD çalar nedir diye sorabilirsiniz. Bilenler bilmeyenlere anlatır.

Tatil albümlerim Vol.1

Buradaki ana fikir şudur: “Bütün albümleri yanına alamazsın, bazılarını seçmen lazım ama hangileri?” Bütün mesele kendine böyle yoktan bir sorun yaratıp tatlı tatlı çözmeye girişmekte. Ve elbette pek çok tatlı tatlı yaptığımız şey gibi bu da teknolojiyle tarih oldu. Şimdi tatlı tatlı telefona bakıyoruz.

Haberin Devamı

Zira şimdi yanımıza cep telefonunu almak yeterli. Ki zaten yanımızda. Dolayısıyla hiçbir şey yapmıyoruz. Bu konuda düşünmüyoruz bile. Aklımıza gelince kafayı eğip bir iki tuşa basıyoruz.

Bir kamu hizmeti

“Issız adaya düşsen yanına aldığın üç albüm hangisi olurdu?” sorusu gibi, “Tatilde yanına hangi albümleri alırdın?” sorusu da, mesela kızım Leyla için ileride muhtemelen pek anlamsız olacak. Bütün ıssız adalara imar verileceği, internet uzaydan bütün dünyaya yayılacağı için...

Şimdi ben bu yazının spotunda tatil çantası, albüm, yanımıza albüm almak gibi ifadeleri bilerek kullandım. Bir geleneği yazıda da olsa yaşatıyorum. Benimkisi kamu hizmeti.

Özetle bu yıl yayınlanan yeni müziklerden kendi listemi yaptım, adına da Vol.1 dedim çünkü yaz sonunda, yeni çıkacak albümlerle bir de eylül tatili listesi yani Vol.2 yapmak istiyorum. Belki arada bir ikisi hoşunuza gider.

Şöyle düşünün: Gerçekten yanınıza alma durumunda olsanız, yani fiziki olarak yer kaplayacak, ağırlık yapacak, ağırlığıyla kolunuzu yoracak, bagaj limitini aşarak maddi hasara yol açacak bu albümler sizin için hangileri olabilirdi? İşte o zaman daha zevkli. Yokluk her zaman elde olanı daha değerli, deneyimi daha makbul kılar.

İşçiliği çok başarılı

“Migration” - Bonobo: Bu albümün adı dünyanın gündemine çok oturan bir kavramı işaret ediyor: Göç, mülteci olmak. Ancak Bonobo (Simon Green) bildğimiz anlamda mülteci sorununu kastetmiyor. Konuyu daha kavramsal olarak ele alıyor ve neticede albümün müzikal açıdan içeriğini gezgin olmak, göçebe olmak şeklinde belirliyor. Kayıtlar sırasında kendi göçebeliğinden bahsediyor. Tepkisini bir sanatçı olarak kendi tarzında sanatıyla veriyor. Albüm ambient electronica alanında yepyeni bir boyut değil. Ama açıkçası aklı fikri dans pistinde olmayan elektronik albümler arasında bu yıl dinlediğim ve hoşuma giden bir albüm. Teknik olarak, işçilik olarak, yani zanaat açısından çok çok başarılı. Kulaklıkla dinleyince detayları daha iyi duyuyor, işin ruhuna daha iyi vakıf oluyorsunuz.

Haberin Devamı

Mutlaka dinleyin: “Bambro Koyo Ganda feat. Innov Gnawa”.

Funk Wav Bounces Vol.1” - Calvin Harris: Hayatına İskoçya’da ev partilerinde (kendi evinde) DJ’lik yaparak başlayan ve başlangıçta gayet “indie” kabul edilen Calvin Harris, mesafeleri hızla katetti, bugün dünyanın en çok kazanan ve en çok dinlenen DJ prodüktörü oldu. Elbette yolda kafa göz yardı, yuvarlandı, törpülendi, “indie” taraflarını geride bırakıp dünyanın en ünlü (o yaz en ünlü kimse artık) isimlerini remikslemeye, onlarla yaz parçaları yapmaya başladı. Eskiden indie diye dinlerdim, şimdi tam plaj havası ana akım bir şey dinlemek istediğimde “guilty pleasure” olarak, bari en kalitelisini dinleyeyim diye dinliyorum. Albümde Pharrell Williams’tan Katy Perry’ye, Snoop Dogg’dan Ariana Grande’ye kimi ararsanız mevcut. Albümde hoşuma giden, şu ara favori asi kızım Jesse Reyez’in de yer alması.

Haberin Devamı

(Tatil albümleri Vol.1 yarın devam ediyor.)

Hem taze hem hafif

“Mister Mellow” - Washed Out: Tatil albümlerimin içinde en taze olanı. 30 Haziran itibarıyla tüm platformlarda dinlenebilen “Mister Mellow” hafif bir albüm. Washed Out’un “chillwave” dediğimiz 90’ların chill out furyasının ardından icat olunan yeni indie müziğinin özelliği, mırıldanan vokaller, synthesizer tonları ve gözleri kısıp hafifçe sallanma hissi yaratan vuruşlar. Öyle ki 12 şarkılık albüm sadece 29 dakika sürüyor. Yani öyle uzatmaca, araları doldurma yok. Tüy gibi. 80’lerin estetik anlayışı desen var, 90’ların chill out sesleri desen var, tropik egzotik melodiler esintiler desen var. Sofistike tatilin yorduğu anlarda imdada yetişir. Mutlaka dinleyin: “Get Lost”.

“Iteration” - Com Truise: Mümkünse scuba yapanlar ne yapıp edip kulağına versin bu albümü. Şöyle bir tavsiyem var. Bir sualtı kulaklığı edinin. Yeni geliştirilen küçücük, toplam 10 dakikalık oksijen içeren mini tüplerden alın ve 10 dakikalık da olsa balık gibi rahat, hafif hafif dalın suya. İşte size ideal tatil. Ben böyle şeyler yapmıyorum tatilde, daha ziyade yatıyorum. Ama yatarken de şahane bir kaçış. Bulunduğunuz mekanı bambaşka bir dramatik alana çeviriyor. Amerikalı DJ ve prodüktör Seth Haley’nin son çalışmasının ana fikri temeli synthesizer olan bir tür analog hisli müzik geliştirmek. Ben bu albümü dünyadan soyutlanmak için taşıyorum yanımda. İhtiyaç olduğunda camı kırıp düğmeye basıyorum. Güle güle dünya...

Mutlaka dinleyin: “Dryswch”.