Mehmet Tez

Mehmet Tez

mehmet.tez@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Türkiye’de bilet fiyatları pahalı mı

20 Haziran’daki Amy Winehouse İstanbul konserinin 150-600 TL’lik
bilet fiyatları tartışma yarattı.



Sırbistan’da Moby ile birlikte bir festivalde çalıyorlar. Ederi 72 TL.
* Yunanistan Ejekt Festival’da
22 Haziran’da yine Moby ile birlikte konser verecekler. 105 TL.
* Bilbao’da BBK Festival’da (7-8-9 Temmuz) ikinci gün assolist olarak çıkıyor Amy ablamız. Üç günlük festivalde kombine bilet 231 TL. Festivalde yer alan gruplardan bazıları Coldplay, Blondie, Chemical Brothers, Beady Eye (Oasis’ten Liam Gallagher’ın yeni grubu), Jack Johnson,
30 Seconds to Mars. Tek günlük bilet ise
130 TL. Amy Winehouse’un olduğu gün Kasabian, Kaiser Chiefs, The Mars Volta, TV On The Radio, The Noisettes de var...
* İsviçre Locarno’da tek başına çalıyor Amy Winehouse, 89 TL.
* İtalya’da Lucca Festival’da konser verecek. 105 TL.
* Sziget Festival’a katılacak. Bu festivalin altı günlük kamplı biletinin bedeli 420 TL. Tek gün bilet almak isteyen 94 TL ödeyecek. Amy Winehouse’un olduğu gün hangi sanatçıların konser vereceği henüz belli değil. Ancak Sziget’te bu yıl Deftones, Motörhead, Kid Cudi, Hurts, The National, Pulp, Interpol, Skunk Anansie gibi her telden isimler var. Aynı gün illa bunlardan birinin konseri ve daha fazlası olacak.
* Türkiye’de Amy Winehouse 20 Haziran’da Maçka Küçükçiftlik Parkı’nda çalıyor. Bilet fiyatları 152, 350 ve 600 TL. Asgari ücret... Pahalı mı? Evet pahalı.
İspanyol, İngiliz, İsviçreli bizden zengin ama daha az ödüyor, karşılığında aldığı daha iyi. Neden derseniz söyleyeyim. Nedeni büyük ölçüde Türkiye’ye özgü şartlar ve biraz da organizasyon firmaları.
Türkiye klasik konser rotası üzerinde değil. Burada herkes konser vermek için can atmıyor. Zorla geliyorlar. Gelmek için her zaman uğradıkları yerlerden daha fazla para istiyorlar. Memleketimizi hâlâ “ekstra” olarak görüyorlar. Çünkü bizde bilet satışı az. Garantisi yok. Burası bilet satışı bakımından riskli olarak görülüyor. Yani fiyatlar yüksekse birinci neden bu riski fiyatlarına yansıtan sanatçıların kendileridir.

Firmalar arasındaki
rekabetin de payı var

Öte yandan Türkiye’de booking (rezervasyon) firmaları arasında da büyük bir rekabet var. Onların emeği sayesinde hayalimizdeki sanatçıları izliyoruz. Bu çok açık. Ancak bu fiyatlar eğer yüksekse biraz da onların yüzünden yüksek.
Bu firmalar zaman zaman birbirlerinden sanatçı çalıyor, bunun için fiyat artırıyor, yüksek teklif veriyor, kimi zaman bunu sadece rakibin işini zorlaştırmak ya da bozmak için yapıyorlar. Sonunda konser gerçekleşirse ekstra maliyeti de ya sponsordan ya da bilet fiyatlarından telafi ediliyor. Yeterli sponsor geliri olmadığında ya büyük zarar ediliyor ya da bilet fiyatları yüksek oluyor.
Ben firmaları suçlamıyorum. Onlar ticari kuruluşlardır. Amaçları kâr etmektir. Pozitif’in 20’nci yılı vesilesiyle yaptığım röportajda Mehmet Uluğ’un “Sanki vakıfmışız gibi bir beklenti oluştu. Özellikle cazcılar arasında. Yurtdışında bu tip işleri devlet çok destekliyor” diyerek bir hayır kurumu olmadıklarının altını çizdiğini anımsarım. Bunda da bir acayiplik yok.
Ancak, Türkiye’de bu alandaki rekabeti denetleyen bir kurum var mı, bu alanda tekelleşmenin önlenmesi ve sağlıklı rekabetin gerçekleşmesi için neler yapılmalı sorularının yanıtları önemli. Ne yapılmalı bilmiyorum. Alanım değil. Ama şunu biliyorum; sistem bu sorunu çözmedikçe biletler pahalı olur, isimler yetersiz olur
her yıl aynı mevsim geldiğinde aynı
konu konuşulur.

İTİRAF EDİYORUM...
*Bana bu yaz gelecek isimleri fısıldayan “kuşlar” pek metal dinlemediğinden Megadeth ile Motörhead’i karıştırmış. Olur o kadar sıkmayın canınızı dedim kuşlara...
*One Love Festival kadrosuna gelecek isimleri fazla yaşlı bulan müzikseverlerler “+24 festivaline gelecek gruplar da herhalde +24 yaş zevkine göre seçilmiş” diye espri yapıyorlar. Benden söylemesi.
*Sidney Lumet’in ölüm haberinin ardından oturdum “Network/Şebeke” ve
“12 Kızgın Adam”ı bir daha izledim. Rolling Stone’da 2007’de yayımlanan muhteşem röportajı tekrar okudum. Üstadı kendimce böyle uğurlarken bir kez daha sinemayı sevdim.

DJ’in 6 kabusu
* Tanıdık montu. (Abi şu montu şuraya koyabilir miyiz?)
* Muhabbete gelen uzak arkadaş.
* Tuvalete gitmek için yedeklenen uzun şakıyı bulamamak.
* Teklifsizce gelen “Serdar var mı?” cümlesi. (bkz. Hareketli birşeyler var mı?)
* Gece yarısı çıkagelen azgın grup.
* “Abi DJ olmak için ne yapmak lazım?” sorusu.

Konser seyircisinin en büyük sorunu!
Bazen iyi ki bir organizasyon şirketinde falan çalışmıyorum diye halime şükrediyorum.
Ya delirirdim ya da sinirimden alkolik olurdum. Bizdeki seyirci çok enteresan. Derdi, her şeyi bedava istemesi. Ama o da yetmiyor. Herkes gelsin, herkes bizim istediğimiz yere gelsin, istediğimiz gün sahneye çıksın, istediğimiz şarkıları söylesin, istediğimiz kadar söylesin ve para vermeyelim. Ya da en fazla 20 lira falan verelim. Arkadaşlar kusura bakmayın ama bu normal değil. Böyle konser olmaz.
Bana atılan mesajlar arasında “Amy Winehouse konseri neden hafta içi?” diye yakınanlar var. Sanki kadın soruyor hangi gün geleyim diye de organizatör o günü seçiyor. Hangi gün olsun değerli seyirci, pazar sabahtan gelsinler mi Amy’giller?
Birisi Iron Maiden’ın halihazırdaki turnesinde çaldığı şarkıları listelemiş, “İnternette kanırtsak bu şarkıları değiştirip acaba şu şarkıları çalabilirler mi?” diye mesaj atmış. Gerçekten ne diyeceğimi bilemiyorum. Allah sana akıl fikir versin sevgili kardeşim. Bu düşüncenden ve saflığından dolayı seni tebrik ediyorum.
Rock’n Coke festivalinin öğrenci biletleri ön satışta iki gün için 70 TL idi. Bu fiyat çok uygun ve dünyadaki festivallerin de altında. “Bence erkenden satın alın” diye yazdım. Bu tavsiyemi “Bilet mi satıyorsun?” diye eleştiren üç-beş sivri zekalıyı geçiyorum, fiyatı hâlâ pahalı bulan var.
Arkadaş 30’dan fazla gruba 70 TL veremiyorsan (grup başı neredeyse 2 TL) organizatörün ne kabahati var? Seni memnun etmenin bir yolu yok ki...

“Kaybedenler Kulübü” albümünde “o şarkı” neden yok?
Filmin en can alıcı sahnelerinden birinde çalıyor o şarkı. Issız Adam’ın “Anlamazdın”ı tadında Asu Maralman’dan “Bağrı Yanık Dostlara”. Filmi izleyen herkese derin bir of çektirten bu şahane şarkı filmin müziklerinin bulunduğu albümde yok. Meğer o şarkının hakları Ossi Müzik’inmiş. Albüm yapılırken bu şarkı istenmiş ancak Ossi Müzik şarkıyı vermemiş. Muhtemelen kendileri bu dönem şarkılardan bir derleme yapıp bunu da albümün lokomotifi olarak piyasaya sürecekler.
“Neden yok?” diye merak ediyorsanız işte nedeni bu...