Mehmet Tez

Mehmet Tez

mehmet.tez@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Siyasi durum demeyin hiç. Ekonomi de demeyin. Çünkü bunlarla hiç alakası yok. Siyasi kriz eskiden de vardı. Fakir fukaralık desen hiç eksik olmadı.
Çarpık kentleşme? Evet vardı.
Kamplaşma? 70’lerde âlâsı yaşandı.
Bu ülke darbeler gördü. Deprem gördü, deprem. Daha fenası var mı?
“İç savaş” diyeceksiniz, evet ama iç savaş manzaraları 30 yıldır var. Bombalar da dün patlamaya başlamadı.
Bu yazı bir müzik yazısı değil. Soru da aslında müzik sorusu değil. Başlıkta “müzik” diye koydum meseleyi, ama asıl konu popüler kültür.
Çoğu zaman bir ülkenin müziğini incelemek o ülkenin check up’ını yapmak gibi. Ve ben check up sonuçlarımızı iyi görmüyorum.
Türkiye artık orijinal bir kültür üretemiyor. Kendini ifade edemiyor. Derdini anlatamıyor. Bunu da şuradan anlıyorum. Türkiye döneminin popüler müziğini üretemiyor. Ne yazıda, ne müzikte, ne sinemada, ne de televizyonda orijinal, yaratıcı, heyecan verici bir kültürel üretim, bir hareket, bir heyecan, bir yenilik var.
70’lerde arabesk yükseldi. Göçün sonucuydu, şehre yabancılaşmanın ifadesiydi.
Paralelinde Anadolu rock, Anadolu pop vardı. Göçenlere ve onların kültürüne şehirlilerin ilgisiydi.
Klasik Türk popu vardı. Türkçe disko şarkılar vardı. Batılılaşmanın izlerini sürersiniz.
Öte yanında alaturka-fasıl-disko vardı.
80’lerde taverna kültürü çıktı. Arabesk fantezi hakim oldu.
Özal döneminin değerleri, yeni zenginler ve yeni şehirlilerin kültüre eklemlenmesiydi.
90’larda doğup büyüyen Türkçe pop ve ardından gelen Türkçe rock kitlesel olabilmiş son orijinal hareketler olsa gerek. Batılı tarzda büyümüş neslin dertleri, tasaları, müziği. İki arada bir derede arayışlar, varoluş çabaları...
Bundan sonra kitlesel, herkesi kapsayıcı, herkese hitap edebilen bir kültürel ekonomik dönüşümü ifade eden herhangi orijinal bir hareket yok. Olsa zaten müzikte hâlâ aynı isimleri dinlemiyor, izlemiyor olurduk.
İyidir kötüdür, güzeldir çirkindir ben bunlarla ilgilenmiyorum. Yaşanan çağın izleri her zaman popüler kültür üretimine yansımıştır. Bundan bahsediyorum. Bunu izini sürmeye çalışıyorum. Bugüne bakınca bir şey göremiyorum.
2002 seçimlerinde bu ülke ciddi bir değişim yaşadı. Önemli bir siyasi kırılma oldu. Milleti temsil eden partiler dramatik şekilde değişti. İktidar değişti, yönetim ilkeleri değişti, devletin mantığı, felsefesi değişti.
Sermaye değişti. Kültüre, sanata, tarihe bakış da değişti. Muhafazakârlık siyasal iklime hakim oldu.
Peki, nerede bunun kültürel izdüşümü?
Nerde bu değişimin sanatta, kültürde etkisi? Nerde yeni muhafazakâr arabesk? Nerde halkın bağrından kopup gelen yepyeni “muhafazakâr kültürel şeyler”. Yeni pop nerde? Yeni rock nerede?
Bu soruların ardından kovboy filmlerindeki ıssız kasabalar misali rüzgâr esiyor, bir saman balyası oradan oraya uçuyor. Elimizdeki tek şey ıssızlık.
Fenomen dizi bile yok artık. Herkesin konuştuğu, trendler yaratan diziler geçmişte kaldı.
Benim görüşüme göre Türkiye içine kapandı, ortak kültürden, değerlerden, paylaşımdan vazgeçti. İyiden iyiye ayrıştı, kamplaştı. Cephelere saflara bölündü. Farklılıklara tahammül azaldı. Hatta bitti.
Ama siyasette zirve yapan muhafazakârlık toplumsal alanda kendini gösteremedi.
Yeni ve orijinal bir kültürel hareket yaratamadı. Bu gidişle de yaratması zor. Çünkü böyle bir ortam yok.
Müzikten yola çıktık, nerelere geldik. Herkes için alınacak dersler olmalı.