Mehmet Tezkan

Mehmet Tezkan

mtezkan@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Bir haftadır 28 Şubat’la yatıp 28 Şubat’la kalkıyoruz.. Mazisi çok eski olmadığı için herkesin anlatacak bi hikâyesi var.. Bu sebeple laf bitmiyor..
Bitmiyor da soruşturması da bir türlü açılmıyor.. Açılamıyor..
Niye mi?
Bence; ‘ıslak imza’ yüzünden..
Meselenin can alıcı, can yakıcı yönünü Ertuğrul Özkök hatırlattı.. 28 Şubat Kararları’nın altında kimin imzası var?
Cumhurbaşkanı’nın..
Başbakan’ın..
MGK üyesi bakanların..
MGK üyesi olmayan bakanların..
*
İmzacıları bir kenara koyalım..
O kararları; esneterek uygulayanlar, kafasına göre yorumlayanlar, cadı kazanı yaratanlar, tasfiye hareketine girişenler, yasal sınırları aşanlar, fişleme yapanlar, insanları işinden gücünden edenler, hayatlarını karartanlar yok muydu?
Vardı..
Onlardan hesap sorulmasın mı?
Mutlaka sorulsun..
*
28 Şubat’ın öncesi de var sonrası da.. Öncesinde ortam yaratıldı, postmodern darbenin kilometre taşları döşendi.. Hazırlıklar tamamlandı..
28 Şubat günü zaten pilav suyunu çekmişti!..
Sonrası uygulama dönemi.. Can yakma dönemi..
Hemfikir miyiz?
O zaman dönelim 28 Şubat imzacılarına..
Önce MGK’da sonra Bakanlar Kurulu’nda imzalayanlara.. O imzalar, o güne kadar yapılanları meşru hale getirdi, o günden sonra yapılacakları da meşru ilan etti..
Islak imzaların anlamı budur..
*
Çok mu önemli, günün şartlarında atılmıştır.. İmzayı atanlar; ‘askerleri oyalamak için attı, imzayı attılar ama kararları hiç uygulamadılar ki’ denilebilir..
Küçük bi soru; Albay Dursun Çiçek niye hapiste?
Islak imzadan..
Bir soru daha.. AKP’yi ve Fethullah Gülen’i bitirme eylem planı uygulandı mı?
Yooo..
Belki uygulanacaktı ama fırsat bulunamadı!
*
Demem şu.. 28 Şubat’ın üzerine gelin her yönüyle gidelim..
Cımbızlama yapmayalım..
Islak imzacıları masum, ıslak imzacılara imza attıranları hain ilan ederek daha kaç 28 Şubat geçirebiliriz ki..

Haberin Devamı

Kitap yazmanın cezası bir yıl
Her kitap değil tabii.. Hoşa gitmeyen kitap yazmanın cezası belli oldu..
Bir yıl..
Ceza yasasında yeri yok ama uygulamada var..
Şöyle..
Dışarıdaysan, elini kolunu sallayarak dolaşabiliyorsan, bir bahane bulup içeri alıyorlar..
Gözaltı, tutuklama, iddianame uzattıkça uzatıyorlar..
Süre dolana kadar bekletiyorlar..
İçerdeysen, hapisteysen..
Hapisteki adamı bir kez daha hapse atacak halleri yok ya.. Aslında varmış!.. Hücreye koyuyorlar, tecrit ediyorlar..
*
Örnek diyeceksiniz..
Nedim Şener ile Ahmet Şık ‘hoşa gitmeyen’ kitap yazmaktan cezaevine konuldu.. (İktidara yakın duran, Başbakan’la görüşebilen yazarlar bile tutukluluğun kitap yüzünden olduğunu söylemeye başladı)
Mustafa Balbay’la Tuncay Özkan ise hapiste kitap yazdı.. Balbay iki kez..
Ceza!..
Doğru hücreye..
Dikkat ederseniz sadece ikisi tecrit edildi.. Suçları belli değil mi?
Kitap yazmak!..
*
Geçen yıl 28 Şubat günü hücreye konulmuşlardı, önceki gün yanlarına arkadaş verilmiş..
Bir yıl sonra..
Demek ki; hoşlanılmayan kitabın cezası bir yıl..

Haberin Devamı

‘Hepiniz piçsiniz’... ‘Ordu göreve’...
Sabah’tan Emre Aköz ile aynı tepkiyi göstereceğim aklımın ucundan geçmezdi..
Emre, köşesinde yuvarlak yazmış, yazdığı mektubun adresini gizlemiş.. Ortaya söylemiş..
Ne yapsın, olacak o kadar!. Ama doğru söylemiş..
Yazdıklarının altına imza atarım..
Mesele şu.. Hocalı katliamını protesto mitinginde acayip pankartlar açıldı ya.. ‘Hepiniz Ermenisiniz, hepiniz piçsiniz’ gibi.. Daha neler yok neler..
Atılan sloganları hiç sormayın..
Başbakan o pankartlar için ‘münferit’ dedi.. Önemsenmemesini istedi..
Emre de sormuş..
‘Niye, ‘ordu göreve’ pankartının açıldığı mitinge katıldığı için, eski YÖK Başkanı Kemal Gürüz’e demediğimizi bırakmadık?
Doğru.. Bu çifte standart neden?
Gürüz ifadesinde ‘o pankartı görmedim’ dediği için alay edildi..
‘O pankart münferit’ deseydi; ne diyecektik..
*
Ben de Emre gibi düşünüyorum; ‘Hepiniz piçsiniz’ pankartı münferitse ‘ordu göreve‘ pankartı da münferittir..