Ya birileri bizi kandırdı.. Ya da kendimizi kandırdık.. Durduk yerde gaza geldik, dolduruşa geldik..
Fiyaskonun nedeni bu..
*
Konuya girelim..
2007 yılında üçlü mekanizma kuruldu dediler.. ABD- Türkiye- Irak.. Kâğıt üstünde Irak dense de kastedilen Irak değil, Kuzey Irak’tı.
Üç mekanizma çalışacak, PKK’yı dağdan indirecekti..
2008 yılında ABD’nin Irak’tan çekileceği resmileştikten sonra düğmeye basıldı..
Anlatılan şuydu..
ABD, Irak’ı terk etmeden PKK meselesinin bitmesini istiyor..
Allah Allah dedik bunca yıl sonra neden istiyor?
Şundan:
BİR: Irak’ta istikrar için Türkiye’nin desteğine ihtiyaç var.. Bu da PKK’nın silah bırakmasıyla mümkün olur..
İKİ: Barzani, ABD askerlerini çektikten sonra Türkiye’nin PKK ile mücadele ediyorum diye zırt pırt topraklarına girmesini istemiyor..
Eeee..
Bu sebeple ABD de, Barzani de PKK’ya silah bıraktırmak için elinden geleni yapacak.. Kandil’i boşaltacak..
Eeee..
Ankara da bu işi kolaylaştıracak bir şeyler yapmalı..
*
Olur dedik..
Kürt açılımı böyle başladı.. Güzel şeyler olacak sözü bu senaryodan türedi..
Açılımın akıbetini biliyorsunuz.. Tekrarlamayayım, fiyasko ötesi..
Elimize yüzümüze bulaştı..
*
Bu arada ne Barzani’nin kılı kıpırdadı ne de ABD’nin.. PKK’yı zorlamadılar, sıkıştırmadılar, Kandil’i kendi havasına bıraktılar..
Ne oluyor falan derken faturayı bize kestiler..
Açılım hakkıyla açılamadığı için sürecin bu ayağı çöktü.. Proje battı..
*
ABD Başkanı Obama önceki gün halkına seslendi.. Irak’ta muharip ABD askeri kalmadığını, savaşın resmen bittiğini söyledi..
*
Gelelim sonuca..
ABD savaşacak birliklerini alıp gitti.. Caydırıcı güç olmaktan çıktı..
PKK hâlâ orada.. Tam teçhizat Kandil’de oturuyor..
*
Ne demişlerdi; Barzani istekli, ABD kararlı, PKK Kandil’den indirilecek, yeter ki Ankara bi açılsa..
Dedim ya bizi kandırdılar..
Ya da kendimizi kandırdık..
Manzara ortada!..
Kürtlere Diyarbakır Cezaevi’ni anlatmasın da!
Başbakan bugünkü Diyarbakır mitinginde ne anlatırsa anlatsın..
Ne söylerse söylesin..
Ama Diyarbakır Cezaevi’nde çekilen çileleri anlatmasın.. 12 Eylül zindanlarında yükselen öykülerine girmesin..
Tereciye tere satmak gibi olur..
İşkenceye uğrayanlara.. İşkence görmese bile tanık olanlara.. O dönemde yapılanları dinleye dinleye büyüyenlere.. Babasını, ağabeysini, ablasını kaybedenlere..
12 Eylül’de sizlere şunu yaptılar bunu yaptılar, şöyle dövdüler böyle sövdüler diye anlatmaya kalkarsa ayıp olur..
Komik olur..
*
Peki ne desin?
12 Eylül’de yapılanlar için, işkenceler için infazlar için devlet adına Başbakan sıfatıyla özür dileyecekse dilesin..
Muhteşem olur..
Çok şık olur..
Açılımla gelen büyük hayal kırıklığını onaracak bir şeyler söylerse şahane olur..
Anlamlı olur..
Ama bunlar olmayacak.. Referanduma 10 gün kala risk almayacak..
Tahminim, işi idare etme cihetine gideceğidir..
Nasıl mı?
Duble yolları anlatarak, uçaklara talebin arttığını söyleyerek, Merkez Bankası’nda 75 milyar doların olduğunu 88’inci kez tekrarlayarak, 8 yıl önceki faiz oranlarından bahsederek, Güneydoğu’ya harcanan parayı hatırlatarak, sağlık ocaklarından bahsederek, derslik sayılarından örnekler vererek..
PKK listeden çıktı..
Başbakan hemen hemen her mitingde ‘hayır cephesini’ tek tek sayar..
Bakın kimler var diye başlar..
CHP var.. MHP var.. BDP var.. TKP var.. İşçi Partisi var.. YARSAV var.. diye devam eder ve noktayı koyar..
Terör örgütü var, terör örgütü..
Dünkü mitingde de sıra ‘hayır cephesine’ geldi..
Başbakan CHP’den başladı, sırayı bozmadan YARSAV’a kadar geldi.. Ama son noktayı her zaman olduğu gibi terör örgütü var, terör örgütü diyerek koymadı.. Çeteler var dedi..
PKK’dan bahsetmedi..
Ağrı’da konuştuğu için mi bahsetmedi, PKK eylemsizlik kararı aldığı için mi bahsetmedi bilinmiyor!..
Bilinen şu: PKK listeden çıktı..
Dansçı kızlar rezaleti
Haberi Reuters geçti, The New York Times yayımladı..
Hükümet üyelerinin gittiği basket maçlarında dansçı kızların çıkmaması istenmiş.. Bu yüzden Milli maçlarda dansçı kızlar yokmuş..
Rezalete bakın..
İmaja bakın..
Ne yani, sekiz on tane şortlu kız salonun ortasında bir iki dakika dans edip gösteri yapınca, gözümüz mü takılıyor, orucumuz mu bozuluyor, abdestimiz mi kaçıyor, günaha mı yelteniyoruz!..
Dilerim hükümetin talebi değildir.. Dilerim bir işgüzarın işgüzarlığıdır..
