Yok yok, göstericilere değil.. Bu söz Başbakan’a ait..
Dün söyledi..
Göstericilere kızarken söyledi.. Göstericilerin 15 gündür söylemeye çalıştığı buydu..
Kopan kıyametin özetiydi..
‘Adı Üstünde Gezi Parkı’ dedi..
Göstericilerle Başbakan oranın park olduğu konusunda, gezi alanı olduğu konusunda hemfikir..
Ayrıldıkları yer şu..
Başbakan diyor ki; ‘adı üstünde Gezi Parkı, işgal alanı değil..’
Göstericiler de diyor ki; ‘adı üstünde Gezi Parkı, askeri kışla alanı değil.. Niye betonlaştırılıyor ki..’
*
Meselenin özü bu..
İktidar adamları, iktidarı destekleyen yazarlar çizerler, günlerdir büyük bir operasyondan bahsediyor..
Protestoları, küresel güçlerin, dış mihrakların, Türkiye’nin önünü kesmeye çalışanların oyunu olarak göstermek istiyorlar..
‘Havaalanı ihalesi yapılmış, üçüncü köprünün temeli atılmış, PKK çekilmiş, terörü bitirme konusunda önemli adımlar atılmış, faizler aşağıya inmiş, Türkiye şahlanmış giderken..’
Diye başlayan analizleri okumuşsunuzdur..
Birilerinin düğmeye bastığından.. Gençleri kullandığından.. Çevreciliğin bahane olduğundan..
Gerçeği yansıtmıyor..
*
Gerçek ne?
Gerçek; adı üstünde Gezi Parkı cümlesidir.. O alanı karnavala çeviren gençlerin dili de bu..
Faiz lobisiyle falan alakaları yok.. Oyuna geldikleri de yok..
Talep açık ve net..
Adı üstünde Gezi Parkı.. Gezi Parkı olarak kalsın..
*
Tabii ki; yüz binlerin sokağa dökülmesi, tencere tava çalması sadece bu nedenle değil.. Sadece askeri kışla yapılmasına tepki değil..
Dayatmaya isyan..
Yaşam tarzına müdahaleye tepki..
*
İktidar da diyor ki; kimsenin hayat tarzına müdahale etmedik, etmeyeceğiz.. Sokağa dökülen insanlar edildiğine inanıyor..
Küçük bir soruyla bitirelim..
İktidarın nesil yetiştirme projesi yok mu? Nesil tarifi?
Var.. Devletin belli formatta nesil yetiştirmeye soyunması yaşam tarzına müdahale değil mi?
Evet mi, hayır mı?
Gezi Parkı sınavı geçti
Dün çok önemli bir olay oldu.. Eylem tarihine, protesto tarihine geçecek kadar büyük..
Polis Taksim’e girdi.. Birtakım örgütlerin pankartlarını söktü, barikatları kaldırdı.. Bence doğrusunu yaptı.. Çatışmayı seven, şiddeti kutsayan bazı gruplar polisle çatıştı..
Çatışma saatler boyu sürdü..
Gezi Parkı eylemcileri karışmadı.. O gruplarla arasına mesafe koydu.. Bütün tahriklere rağmen sağduyuyu kaybetmedi..
Bizim eylemimiz barışçı mesajını verdi.. Gönülleri bir kez daha fethetti..
*
Polis de sağduyulu davrandı.. Gezi Parkı eylemcileriyle, marjinal grupları birbirinden ayırdı..
Mesajı aldık diyen Cumhurbaşkanı keşke veto etseydi
İçki yasasının tamamını demiyorum.. Birkaç maddesini veto etseydi.. Isparta Valisi’nin tüm açık alanlarda içkiyi yasaklayan genelgesi vardı ya.. Hani idare mahkemesinin özgürlüğe müdahale olarak yorumlayıp iptal ettiği bölüm var ya..
Keşke o maddeleri geri yollasaydı..
Mesela, piknik alanlarını yasak kapsamından çıkarsaydı..
Güzel mesaj olurdu.. Mesele içki meselesi değil, mesele alan daraltılması.. Özgürlüklerin sınırlandırılması..
Gerisini boş verin.. Bu yasayla dağ başında düğün yapsan da içki veremezsin!. Türkiye’nin en büyük sorunu bu muydu?
Deniz kenarında balıkçı, sahile iki üç masa atmış.. İçki verecek mi veremeyecek mi?
9 Eylül’den itibaren veremeyecek..
Bu arada olimpiyata talibiz!.
