10 yıldır ‘mağdur’du.. 10 yıldır kendine bu rolü biçmişti.. Her olaydan mağduriyet çıkarmasını bilmişti..
Allah için bunu da iyi kullanmışlardı..
İktidardayken muhalefetteymiş gibi davrandılar, muhalefet yaptılar..
Sorduğunuzda onlar hep mağdur olan taraftı..
Ama şimdi değil.. Gezi Parkı eylemi akışı değiştirdi.. İktidar partisi mağdur eden oldu..
Çünkü bir taraf; Topçu Kışlası yapacağım diyordu..
Öteki taraf; ağaçları kestirtmeyiz diye direniyordu..
*
İktidar partisi kendini köşeye sıkışmış hissetti.. Roller değişmişti.. Hele polisin orantısız güç kullanması, şiddete başvurması tuz biber ekti..
Başbakan’ın alelacele mağdur konumuna geçmesi lazımdı..
Çapulcular sözü böyle çıktı..
Taksim eylemi çapulcuların girişimi olarak gösterilmeye çalışıldı..
Tutmadı, aslında ters tepti.. Taksim’e çıkan gördü; hiçbiri çapulcu değildi.. Öteki illerde destek eylemlerine katılanlar da değildi..
*
Ardından ‘yedirmeyiz’ çıkışı geldi.. Kimsenin böyle bir düşüncesi, böyle bir niyeti yoktu.. Eylemcilerin aklının uçundan bile geçmemişti..
Geçmemişti ama iktidar adamları, Gezi Parkı eylemini iktidarı devirmeye yönelik kalkışma olarak gösterip mağduriyet çıkarmak istiyorlardı..
Bu da olmadı..
Taksim’e her çıkan, Kordon’a her giden, Kızılay’a her inen eylemcilerin bambaşka havada olduğunu gördü..
*
Peşinden yasadışı örgütler suçlaması geldi.. AB Bakanı’na göre, Gezi Parkı’nda eylem yapan 11 yasadışı terör örgütü varmış..
Sağda solda polise taş atanların içinde, cam çerçeve indirenlerin içinde vardır ama Gezi Parkı Karnavalı’nın terör örgütlerinin marifeti olduğuna kimse inanmadı..
Hatta şöyle sözler duydum; bu çocuklar terör örgütü üyesiyse biz de o örgüte katılalım..
Barışa hizmet eden, eylemi karnavala çeviren, her gün çevreyi temizleyen, dayanışmanın ne olduğunu gösteren, saygı, sevgi dersleri veren topluluktan terör örgütü çıkmazdı..
İktidar uğraştı ama çıkaramadı..
*
Havaalanı karşılaması da mağduriyet arayışının ürünü.. Türkiye’ye, Başbakan’a haksızlık edildiğini düşünen binlerce AKP’linin sahip çıkma fotoğrafı yansıtılmak istendi..
Ama bir slogan altüst etti..
Yol ver geçelim..
Taksim’i ezelim..
Barış dili değildi bu, mağduriyet dili değildi, çatışma diliydi..
Azınlık şaşırma..
Sabrımızı taşırma..
Haykırışları perçinledi.. Azınlık ne istiyordu; hayatına karışılmamasını istiyordu, dayatma istemiyordu..
Çoğunluk ezmek mi?
Gece yarısı mitinginden de bu sebeple mağduriyet çıkmadı..
*
Başbakan otobüs konuşmasında eylemlerin faiz lobisi tarafından desteklendiğini söyledi..
Bugüne kadar faiz lobisiyle mücadele ettiklerini yine de edeceklerini anlattı..
İktidara göre, gençler kullanılmıştı, eylemlerin altında faiz lobisi vardı..
Bu hamleyi de bir süre önce koltuğundan olan eski Kültür Bakanı Günay bozdu..
Taksim’e AVM yaptırmak isteyenlerin rant lobisi olduğunu söyledi.. Kendisinin direndiği için bakanlıktan olduğunu anlattı..
Daha da ileri gidip; bıraksalar Sultanahmet Meydanı’na bile AVM yapmaya kalkar bunlar dedi..
Başbakan’ın faiz lobisinin karşısına rant lobisini dikti..
Mağduriyet çıkarma girişimini engelledi..
*
9 Haziran 2013 itibariyle durum budur..
İyi pazarlar..
