Mehmet Tezkan

Mehmet Tezkan

mtezkan@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Aşure demem şundandır.. Anayasa değişiklik maddeleri Meclis’te tek tek oylanacak ya..
Her madde ayrı ayrı..
Kabul edilenleri önümüze toplu halde getirecekler..
12 Eylül’ün yargılanması da içinde olacak.. Ombudsmanlık da, memura grevli sözleşme hakkı da, HSYK’daki değişiklik de.. Kadına, çocuğa pozitif ayrımcılık da..
Aşure gibi..
Ya tümüne evet diyeceksin ya tümüne hayır..
Şu maddeye ‘evet’ diyorum, bu maddeye ‘hayır’ diyorum demek hakkın yok..
*
12 maddelik bir değişiklik düşünülüyor.. Diyelim ki 12 maddeden 10’unu çok beğendim, 2’sini beğenmedim..
Ne yapacağım?
Referandumda evet oyu mu vereceğim.. Hayır oyu mu?
Evet versem, ‘hayır’ dediğim maddelere de ‘evet’ demiş olacağım..
Hayır versem, ‘evet’ dediğim maddelere de ‘hayır’ demiş olacağım..
Karışık bir durum..
Eee.. Referandum böyle bir şeydir demeyin.. Böyle bir şey değildir..
*
( Bu tür değişikliklerin referandum yoluyla yapılmasına karşıyım.. Bu ayrı bir konu.. Bir kelimenin yerinin bile anlamı etkileyeceği bu tür metinlerden halkın anlayarak oy kullanması beklenemez.. Hem millet HSYK’nın yapısının öyle veya böyle olması arasındaki farkı nereden bilecek ki.. Bu meseleyi halledecek olan milletin vekilleridir.)
*
Madem illa referandum diye ısrar ediliyor.. Doğrusu şudur:
Bütün maddeler için ayrı hane açılır.. Sandığa giden her madde için ayrı ayrı oy verir..
Beğendiklerine evet der..
Beğenmediklerine hayır..
Anayasa değişikliği de aşure olmaktan kurtulur..

Haberin Devamı

Ağlaya ağlaya nereye kadar!..
Televizyonlardaki tartışma programlarını izliyorsunuzdur..
AKP yakın duran konuşmacı grubu var..
O grubun belli isimleri kanal kanal gezer durur.. Gezsinler, bir sakıncası yok da hep aynı lafları tekrarlamasalar iyi olur..
İnsan sıkılıyor!..
Kimin ne diyeceğini ezbere biliyoruz artık..Cümle cümle, kelime kelime.. Cümlelerin akış sırasıyla..
Ezberledik..
*
Hep aynı konular mı tartışılıyor?
Hayır..
Konu ne olursa olsun fark etmiyor.. Misal, oturumu yöneten, Başbakan’ın 100 bin kaçak Ermeniyi sınır etmekle tehdit etmesini soruyor..
Adam 28 Şubat diye lafa giriyor..
Anında ezilmiş, mağdur olmuş bir ruh haline dönüşüyor.. Yüzü hüzünleniyor, o günleri anlatırken sesi ağlamaklı çıkmaya başlıyor..
Bu rolü her akşam, bilemedin haftada üç defa oynayanlar var..
Aynı ifadelerle, kelimeleri aynı sırayla dudaklarından dökerek oynuyorlar..
28 Şubat’tan 367’ye, oradan 411 vekilin evet dediği türban serbestisinin iptaline, kapatma davasından Danıştay’ın kat sayı kararına doğru giden akış bu..
*
Şimdi diyeceksiniz ki Ermeni sorusu ne oldu?
İşte ona vakit kalmıyor.. Ana konuya..
Sabaha kadar konuşulacak değil ya, mesela araya reklam giriyor, veya söz başka konuşmacıya geçiyor veya program bitiyor..
Bir şeyler oluyor işte..
Onlar için nedense asıl tartışılan meseleye bir türlü sıra gelmiyor.

Haberin Devamı

28 Şubat’ta ne yaptın?
Yeni moda soru bu.. Zannedersin ki bugün ortalıkta dolaşanlar, demokratlık taslayanlar o gün ‘Aslan Yürekli Richard’dı..
En Kahraman Rıdvan!..
Kedi gibiydiler!.. Elleri ayakları zangır, zangır titriyordu.. Bugün meydan boş diye atıp tutuyorlar.. Demokrasiyi onlar kurtarmış dümeni yapıyorlar..
Yaparken de karşılarındakileri suçlamayı da ihmal etmiyorlar..
Bilgiç bir tavırla; ‘Senin 28 Şubat’ta ne yaptığını ne yazdığını iyi biliriz’ tarzında suçlayıcı veya lekeleyici bir havaya da giriyorlar!
İzleyenler vay be, adama bak, dersini iyi çalışmış diyerek on üzerinden sekiz verecekken, suçlanan kişi soruveriyor..
Söyle bakalım, o zaman nerede çalışıyordum?
Ne yapıyordum?
Suçlayan bilmiyor.. Biraz önce ‘ne yaptığını iyi biliriz’ diyen adamın senin 28 Şubat’ta ne yaptığından haberi yok.. Nerede çalıştığından, ne iş yaptığından..
Hık mık, büyü bozuluyor tabii..
Tiyatro yarım kalıyor..
Yaftalama da..