Önümüzdeki günlerde neler olacağını söylemek için siyaset dehası olmaya gerek yok..
Kâhinlik de gerekmiyor..
Tahmin kelimesini de kullanmadım.. Kesin, net ifadelerle yazıyorum..
Anayasa kavgası çıkacak..
* * *
AKP bu işi seçim kozu olarak görüyor.. Anayasa tartışması üzerinden seçime gitmek istiyor..
Açık ve net..
Zaten İçişleri Bakanı Atalay söyledi.. “Önümüzdeki seçimler adeta bir anayasa seçimi olacak” dedi..
Artık iki sandık mı olur, peş peşe sandık mı olur bilemem.. Başbakan’ın gireceği son milletvekili seçimi olacağına göre son kozunu da oynayacak demektir..
* * *
Peki niye kavga çıkacak?
Baykal da, Bahçeli de seçimden önce Anayasa değişikliği yapılmamalı görüşünde.. Yani; AKP çoğunluğuyla olmaz diyorlar..
Direnecekler!..
AKP de direnecek..
Doğru referandum..
Kavga, gürültü kaçınılmaz..
* * *
Peki bu ortamda Anayasa değişikliği yapmak doğru mu?
AKP’nin 2007 yılında ‘sivil anayasa’ için oluşturduğu bilim kurulunda yer alan Anayasa Profesörü Serap Yazıcı’ya göre ortam müsait değil..
Yazıcı, Vatan’dan Mine Şenocaklı ile yaptığı söyleşide aynen şöyle dedi:
“Biz bu ortamda bırakın Anayasa değişikliğini kira kontratı gibi çok basit bir sözleşmeyi bile yapabilecek hoşgörüye, uzlaşmaya, diyaloğa sahip değiliz”
Ekliyor..
“Parlamento da çok yıprandı, yoruldu. Bu parlamentodan yeni bir Anayasa çıkmaz”
Bence yeni bir Anayasa değil.. Anayasa değişikliği bile çıkmaz!
* * *
Ama çıkacak..
Bu yüzden diyorum ki.. Siyasette kavga çıkacak..
Camiye bomba!.
Sabah sabah güne yine midemiz kasılarak başladık..
Taraf’ın manşetten verdiği habere göre 2003 yılında darbe ortamı hazırlamak için Fatih ve Beyazıt camilerinde cuma namazında bomba patlatılacakmış..
Planı yapan dönemin Birinci Ordu Komutanı’ymış..
Haberde binbaşıların, yüzbaşıların adı geçiyor..
Ürkütücü, korkutucu kelimeleri durumu izah etmek için hafif kalır.. Başka bir kelime bulmak lazım..
Gün boyu bir açıklama yapılır mı diye bekledim..
Doğru diyen de çıkmadı..
Saçmalık diyen de..
Aslında bu daha da vahim..
* * *
Başbakan Yardımcısı Çiçek bekleyelim dedi; taraflar bir açıklama yapsın.. Bilgi kirliliğinden söz etti..
Taraf gazetesi elimizde belge var diyor..
O zaman bekleyelim..
Ama ne olur?
Üzerine yatılmasın!..
Adil Gür dikkat
A&G araştırma şirketinin sahibi Adil Gür hedefi tam vuran kamuoyu yoklamalarıyla haklı şöhrete kavuştu..
Yerel seçimde 12’den vurdu..
Artık her mesele ona soruluyor.. Televizyonların baş konuğu oldu..
Ama..
İzliyorum söylemi giderek siyasileşiyor.. Öyle olursa böyle sonuç çıkar, böyle olursa şöyle olur gibi siyasi analizler yapıyor..
Tarafsız araştırmacı verileri ortaya koyar.. Siyaset analizcileri yorum yapar.. Doğrusu budur..
Mesela geçen gün Kanal 24’te şöyle dedi..
“PKK’lıların gerilla kıyafetiyle giriş yapması AKP’ye beş puan kaybettirdi.. Ama önümüzdeki günlerde normal girişler olursa beş puan kazandırır”
Bu araştırma sonucu değil, tahlil..
Aman dikkat demem bu yüzden..
Nabza göre şerbet havası doğuyor da..
Açlık grevi
Bir insan için son çaredir açlık grevi.. Umudunu yitiren insanların son hamlesi..
Hele ailesi..
Geleceği..
Çoluğu çocuğu olanlar için!..
Az değil 150 TEKEL işçisi açlık grevinde..
Binlerce işçi de destek eyleminde..
Açlık grevi kolay mesele değil.. Vücuda verdiği hasarın onarılması çoğu zaman imkânsızdır.. Hasar kalıcı olur..
Göze aldıklarına göre kendilerine biçilen yeni hayat ‘ömür boyu açlık’ gibi..
* * *
Bu arada..
Star ve Yeni Şafak gazetelerine küçük bir sorum var..
Ankara’da böyle bir olay yaşanmıyor mu?
Yok sayıyorsunuz da..
Biliyorum..
Mutlaka demokrasinin ve özgürlüklerin gelişmesi adına tavır alıyorsunuzdur!..
