Mehmet Tezkan

Mehmet Tezkan

mtezkan@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Bayram tatili üç gündü.. Pazartesi yarım iş günü, cuma tam iş günüydü.. Bakanlar Kurulu, bu iki günü idari tatil ilan etti.. Önü, arkası cumartesi pazara denk gelince, Ramazan Bayramı dokuz gün oldu..
Çalışanlar sevindi..
Sevindi ne demek göbek attı..
Peki, bu kararın Türkiye’ye maliyeti ne!
Cumartesi, pazar tatillerini saymıyorum..
Üç günlük Ramazan Bayramı’nı da dikkate almıyorum..
Sadece yarım günlük pazartesiyle cuma gününü hesaba katıyorum.. Bakanlar Kurulu’nun kararıyla Türkiye’nin kaybı 4.5 milyar lira..
Eski parayla 4.5 katrilyon..
Acayip değil mi?
*
Nasıl mı hesapladım?
Başbakan’ın hesaplama yöntemiyle..
Başbakan, 2008 yılında 1 Mayıs tatil olsun diye bastıranlara karşı çıkmış, kesinlikle tatil ilan edilmeyeceğini açıklamıştı..
Gerekçesi şöyleydi:
“Bugünü resmi tatil ilan etmemizi bekleyenler var. Zaten Türkiye tatiller ülkesi olmuş. Yıllık çalışma günü 200 gündür. Bunun dışı tatildir. Biz hesapladık. Bir günün maliyeti 2 katrilyondur (2 milyar TL). Bir taraftan emeğin karşılığının daha fazla olmasını arayacağız, bir taraftan tatiller artsın diyeceğiz. Biz böyle bir noktada değiliz.”
*
Başbakan 2 milyar lirayı nasıl bulmuştu?
Şöyle..
2007 yılında Türkiye’nin yıllık gayri safi yurt içi hasılası 856 milyar liraydı..
Başbakan bu parayı 365 güne bölmüş, bir günün maliyetini bulmuştu..
Bir günün maliyeti 2.3 milyar liraya, yuvarlak hesapla 2 milyar liraya geliyordu..
Bu sebeple Başbakan 1 Mayıs’ın tatil olmasına karşı çıkmıştı..
*
(Gerçi sonra 1 Mayıs’ı tatil ilan etti, bu da bize nasip oldu dedi ama olsun)
*
Ramazan Bayramı’nın uzatılmasını ben de bu yöntemle hesapladım..
2010’da gayri safi yurt içi hasıla 1 trilyon lira oldu.. 1 trilyon lirayı, 365 güne böldüm, gün başına yaklaşık 3 milyar lira çıktı..
Pazartesi yarım, cuma tam gün..
İkisini topla..
Eder 4.5 milyar lira..
Bakanlar Kurulu kararının Türkiye’ye maliyeti bu; 4.5 milyar lira!
*
(Gerçi ekonomistler o zaman böyle bir hesabın yapılmayacağını yazmışlardı.. Mantık yanlış demişlerdi.. Tarım üretiminin durmadığını, ineklerin süt vermeye, tavukların yumurtlamaya devam ettiğini, ekinlerin büyüdüğünü, elektrik, benzin tüketiminin sürdüğünü, harcamaların devam ettiğini, cep telefonlarının susmadığını, faizin işlemeye devam ettiğini, tatil diye maaşların azalmadığını söyleyerek hesaplama yöntemine itiraz etmişlerdi)
*
Ekonomistlere itirazım yok..
Ben, Başbakan’ın hesaplama yöntemiyle önümüzdeki 1.5 günlük avanta tatilin maliyetini hesapladım..

Haberin Devamı

Diktatör şarkısı
Yok senle olmaz..
Dayanamıyoruz varlığına..
Yok senle olmaz..
Hiç zorlama bizi buna..
Çok katlandık artık olmaz..
Bu dünyada artık diktatörler yaşayamaz..
*
Yok onlarla olmaz..
Nefes almadan, özgür olmadan yaşanmaz..
Bunu çekmeyen anlamaz..
Yok olmaz..
Bu dünyada artık diktatörler olamaz..
*
Ne güneş doğar onlar başta olunca..
Ne şarkılar söyleyebiliriz gönlümüzce..
Git artık..
Senle olmaz!
Nefes almadan yaşanmaz..
Bu dünyada artık diktatörler kalamaz..

Haberin Devamı

Fransa kazandı..
Türkiye ?????..

Kaddafi gitti sayılır, Libya’da yeni düzen kurulacak.. Kurulmadan önce de masa kurulacak..
Türkiye o masaya oturacak oturmasına da ne kadar etkili olacak?
Batı’ya, Kaddafi’nin alaşağı edilmesinde öncü rol oynayan Fransa’ya sözünü dinletebilecek mi?
Biliyorsunuz.. Sarkozy ile Erdoğan’ın arası limoni..
Bu yüzden ‘Türkiye ?????’ dedim..
*
Niye soru işaretlerini bol koyduğumu açıklayayım..
Kaddafi, ortalığı yakıp yıkarken, NATO’nun müdahalesi gündeme geldi.. Sarkozy başı çekti, Erdoğan ‘böyle saçmalık olur mu yahu’ diye karşı çıktı.. Türkiye’nin karşı olduğunu, öyle bir şeyin konuşulamaz, düşünülemez olduğunu söyledi..
Dün de yazdım..
Sonunda NATO, Kaddafi’yi vurdu.. İlk vuran da Fransız uçaklarıydı.. Tarih 19 Mart 2011’di..
Beş ay önce..
Bu sürede Libyalı muhaliflerle Batı’nın arası sıkı fıkı oldu.. Özellikle Fransa’nın.. Gerçi, Ankara da meydanı boş bırakmadı, muhaliflere 300 milyon dolar para yardımı gönderdi, yakıt verdi, gıda, ilaç yolladı, elini ayağını çekmedi..
*
Şimdi Kaddafi sonrası konuşuluyor.. Uluslararası topluluk, dışişleri bakanları düzeyinde bir araya gelecekmiş..
Nerede?
Paris’te..
(Sarkozy, yine Türkiye’yi davet etmezse skandala bakın)
*
Bu işin siyasi kısmı.. Bir de ticari kısmı var.. Libya’nın yeniden yapılandırılması var.. Yollardan binalara, elektrik santrallerinden havaalanlarına, uçaklara, silahlara, araçlara kadar, yeni Libya’nın her şeye ihtiyacı var..
Türkiye’nin rolü ne olacak?
Aslan payını NATO’da öncülük yapan ülkeler kapar mı?
Fransa, İngiltere, ABD, İtalya..
Bizim işadamları çırak çıkmasın! Libya’da 2.5 milyar dolarımız yatıyor.. Düne kadar 25 bin işçimiz oradaydı.. 100 şantiyede 15 milyar dolarlık iş yapılıyordu..
Uçup gitmesin!
Gitmez gitmesine de yoğurdun kaymağını Paris yer..
Bana öyle geliyor..