Mehmet Tezkan

Mehmet Tezkan

mtezkan@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Barış süreci denen süreç eylül ayında tıkanmıştı.. Sıkıntı büyüktü..
Düğüm bir türlü açılmadı.. Dün yapılan açıklamalar karamsarlığı daha da artırdı..
Bitti mi sorusunu gündeme getirdi..
*
Kısa bir özet geçeyim..
Barış sürecinin yol haritası şuydu.. PKK militanları silahlarını gömüp sınır dışına çıkacaklar, çıktıkları an iktidar, bazı yasal düzenlemeler yapacaktı.. Sürecin ilk iki aşaması buydu.. Üçüncü aşamadan da söz edildi ama ne olduğu sır olarak kaldı..
PKK militanları silahlarını gömmedi.. Silahlarımızla gideriz dediler.. Hepimiz gittiklerini sandık.. Başbakan ağustos ayında ‘Türkiye’yi terk etme konusunda verilmiş sözler yerine getirilmiş değil.
Çok basit anlamda o da çocuk, yaşlı, kadın gibi yüzde 20 gibi bir durum’ dedi..
Alarm zilleri çaldı..
Ne oluyor sorusu yanıt beklerken Kandil çekilmeyi durdurduğunu açıkladı..
Tarihler eylül başını gösteriyordu..
Gözler İmralı’ya çevrildi.. Bir tıkanıklık varsa, sıkıntı varsa, o sıkıntıyı aşsa aşsa Öcalan aşardı..
Beklenen olmadı..
Öcalan PKK’lılara çekilmeye devam emri vermedi.. Tam tersi anlamlı ve derinlemesine müzakere sürecinin başlamasını istedi..
Bu sözün anlamı şuydu; gelin masaya oturalım.. İstediği, aracı rolünden stratejik role geçmekti..
Ankara dirsek çevirdi..
Eylül ayının ortasına gelindiğinde süreçteki son durum buydu..
O gün bu gündür kimse bir adım atmadı.. Barış süreci buzdolabına konuldu..
*
Gelelim bugünlere.. BDP ile iktidar arasında su yüzüne çıkan ilk atışma İmralı’ya gidecek heyet konusunda yaşandı.. Başbakan bayram namazı çıkışında BDP’lileri uyardı..
‘Adalet Bakanlığı ile aranızı açmayın’ dedi..
Neler oluyor demeye kalmadı; BDP Eşbaşkanı Demirtaş’tan ‘İmralı’ya gitmezsek süreç biter’ cevabı geldi..
Son noktalar da dün konuldu gibi.. Başbakan, ‘İmralı’ya kimin gidip kimin gitmeyeceğine hükümet karar verir. İster gönderir ister göndermez’ diyerek tavrını koydu..
*
Mesele bu kadarla kalsa iyi.. Heyet krizidir aşılır der geçerdik.. Kandil’den gelen açıklama gerilime tuz biber ekti..
Kandil’in patronu Cemil Bayık sürecin sonuna gelindiğini ilan etti.. ‘Ya anlamlı ve derin müzakereleri kabul ederler ya da Türkiye’de iç savaş çıkar’ tehdidi savurdu..
İç savaş falan çıkmaz, 30 yıldır çıkmadı bu saatten sonra çıkmaz..
Ama eski tatsız günler geri gelebilir..

Haberin Devamı

Espri mi, kafa bulmak mı?

Haberin Devamı

ODTÜ’ye gece yapılan ağaç kesme operasyonunun mimarı Melih Gökçek’in bir söylediği bir söylediğini tutmuyor..
Operasyon sabahı; ‘dün gece arkadaşlar bana da sürpriz yapmışlar. Bir gecede ODTÜ yolunu açmışlar’ dedi..
Bilgisinin olmadığını ilan etti; inandırıcı olmadı tabii..
Mesele dallanıp budaklanınca fikrini değiştirdi..
Basın toplantısı yaparak, gerilim yaşanmasın diye ağaç kesme işleminin bayramın son günü yapıldığını açıkladı..
Hangi sözüne inanacaktık!..
Birincisine mi, ikincisine mi?
Kendisine bu soruldu; birincisi espriydi dedi.. Espri değil, ODTÜ’lülerle kafa bulmaktı anlaşılan..

Biber gazında AB standardı

İktidarın dilinden düşürmediği bir söz var.. Polisin biber gazı kullanma hakkı vardır, AB müktesebatında yeri var..
Yok diyen yok..
Ama bunun bir standardı var..
Nedir o?
AB Türkiye Delegasyonu Başkanı açıkladı.. Dediği şu..
“Evet polisin göz yaşartıcı gaz kullanma hakkı var, ancak bu gazı insanların yüzüne fışkırtma hakkı yoktur.”
Hemen gözünüzün önüne kırmızı elbiseli kadın geldi değil mi?
Onla kalsa iyi.. Veya o ne ki!..
Kaç kişi öldü, kaç kişi kör oldu, kaç kişi yaralandı?
Hâlâ ölümle pençeleşen var..

Haberin Devamı

Suriye’den kaçanlar!.

Suriye’den gelenlerin sayısı 600 bini bulmuş.. Gelmeye de devam ediyorlar..
Bu kez Esad’ın adamlarından kaçmıyorlar..
Esad’ı devirmek için Suriye’nin kuzeyine yerleştirilen El Kaide militanlarından kaçıyorlar.. Irak Şam İslam Devleti’nin teröründen..
Bizim yarattığımız demeyeceğim ama göz yumduğumuz canavardan..
Ankara pişman mıdır?