Mehmet Tezkan

Mehmet Tezkan

mtezkan@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

‘Bıktım’ diye başlamış yazıya Ece Temelkuran, şahane bir durum tespiti yapmış..
Bakın ne demiş:
* * *
“Bıktım... AKP’nin iktidara gelişinden beri memleketi etkisi altına alan şizofrenik siyasal iklimden bıktım. Siyasal olarak aynı çizgide olduğum, ahlaken de birbirimizin arkasında duracağımız arkadaşlarımla ikide bir kendimi farklı ‘kamplarda’ bulmaktan da bıktım. Bu lüzumsuz ve çarpıcı sürecin parçası olup kendimi istemediğim insanlarla aynı kamplarda bulmaktan, insanları kırmaktan, kırılmaktan da bıktım.”
(Haber Turk 31 Temmuz)
* * *
Bölünmüşlükten, kamplaştırılmaktan, durduk yerde zemin değiştirir hale getirilmekten, birilerinin sizi yer değiştirmiş, ilgimiz olmayan birileriyle aynı hizaya girmiş gibi göstermesinden bıktık..
Bıktım..
Yorulduk..
Yoruldum..
* * *
Televizyonu açtım, Başbakan Hatay’da konuşuyor.. Anayasa değişikliğine ‘hayır’ diyen MHP’yi, CHP’yi terör örgütü ile aynı safta yer almakla suçluyor..
Alın size zemin kaydırmasına, kamplaştırmaya, ayrıştırmaya çarpıcı bir örnek..
MHP ile PKK..
CHP ile PKK yan yana, omuz omuza aynı safta..
Olacak iş mi!
Söylenecek söz mü?
* * *
İzlerken düşündüm..
Başbakan’ın bu sözünü şiar edinen ‘evetçi’ bir kardeşimiz ‘hayırcı’ kardeşimizin boğazına yapışıp ‘PKK’lı mı oldun ulan’ diye sıksa ne olur..
Bir savcı çıkıp ‘hayır’ vereceğim diyen birisi için; PKK’lı olmadığı halde anayasa değişikliğine karşı çıkarak PKK’ya hizmet etmek suçundan 5 yıl hapis istemiyle dava açarsa..
Belge olarak da Başbakan’ın seçim meydanlarında yaptığı konuşmaları gösterirse..
Düşünmekten vazgeçtim..
* * *
Gözüm Ertuğrul Özkök’ün yazısındaki şu satırlara takıldı:
“Ya sen siyasetçi arkadaş; sana padişah deseler, ona imparator tacı taksalar ne faydası var.
Sen gitsen başkası gelse ne yazar. Enkaz ortada, altından ses bile gelmiyor.” (Hürriyet 31 Temmuz)
* * *
Biz kardeşiz deyip, biz akrabayız deyip, biz etle tırnak gibiyiz, biz iç içeyiz deyip..
Türk’ü Türk’le..
Kürdü Kürt’le..
Çerkez’i Çerkez’le..
Abaza’yı Abaza’yla..
Sadece ‘evet’ veya ‘hayır’ dedikleri için neredeyse birbirlerinin düşmanıymış gibi göstermek, bir tarafı terör örgütünün işbirlikçisi ilan etmek politika yapmak mıdır?
Veya memleketi yönetmek midir?
* * *
Hakikaten vaziyet buysa..
Ayrım bu noktaya kadar gelmişse.. Referandumdan evet çıksa ne olur, hayır çıksa ne olur..
Memleket enkaz haline gelmiş demektir..
* * *
Ece haklı..
Bıktık..
Siyasetçilerin (iktidarıyla, muhalefetiyle) hemen her konuda hadi kılıcını çek, safını seç, savaşa başla komutundan bıktık..
Son beş yıldır, doğan güneşle birlikte fırından taze taze çıkarılan yeni bir çekişme için pozisyon almaktan yorulduk..
* * *
Bugün yılın en sıcak günlerinden birini yaşayacağız.. İstanbul 36, Bingöl 46 derece olacak..
Ege, Akdeniz sahilleri cayır cayır yanacak..
Güneydoğu pişecek..
İç Anadolu kavrulacak..
Minik bir uyarım olacak..
Hiç olmazsa vücut sağlığınızı koruyun!..
İyi pazarlar..


Çimlere basın..
Bizim gençliğimizde çimlere basmak yasaktı.. Gerçi pek de çim yoktu.. Her yer ottu..
Ot..
Çim ekilen kentin merkezi alanlarına hemen bir tabela dikilirdi..
Çimlere basmak yasaktır!..
Kimse sormazdı; yasaksa niye diktiniz?
Zaman geçti, teknoloji değişti, çim üretimi kolaylaştı, sulama imkânı arttı, hemen hemen her yer çim oldu..
Eski alışkanlık herhalde.. Gel gör ki kimse ‘çimlere basmak yasaktır’ levhasını zihninden silemedi..
Çimler basılmaz alanlar oldu..
* * *
Bunu gören Orman Genel Müdürü Osman Kahveci, bütün müdürlüklerinin bahçesine ‘Lütfen çimlere basınız. Her şey sizin için’ levhası diktirmiş..
Ne diyeyim; helal olsun..
Çim çıplak ayakla basılmak içindir.. Farkını hissettirir..