Bu, yolu düşenlere kazık atmak anlamına gelmiyor.. Burası Bebek, burası Arnavutköy, Hisar, Kuzguncuk, Çengelköy..
Buralara gelirsen bedeli var.. Üç liralık hizmet buralarda yedi liradır, sekiz liradır.. Zaman zaman on liradır..
Demek istediğim şu.. Boğaz’a inmenin bedeli ağır..
Diyecekler ki; dünyada bu iş böyledir..
Doğrudur..
Her kentin ‘hit’ alanları vardır.. Oralarda hayat pahalıdır..
Ama bizimki kadar değil..
Bizimki pahalılık falan değil resmen geçirmece.. Masamın üstü şikayet mektuplarıyla dolu..
Okuyorum; ayıp..
Türkiye yıllık geliri iki trilyon dolarlık ülke olsa.. Kişi başına düşen gelir 25 bin dolara çıksa bile o şartlarda dahi kestikleri hesap yenilir yutulur değil..
Diyecekler ki, sen de gitme..
Gitmeyelim, gitmeyelim de başka Boğaz yok ki..
*
Aslında bu da bi kültür meselesi.. Ben Boğaz’ın en iyi yerindeyim, benim yerimin üstüne yer yok, insanların eli mahkum zihniyeti, İstanbul’u ‘gezilemez kent’ haline getirdi..
Şikayet çok diye Boğaz hattını yazdım, özellikle Ortaköy’den başlayan hatta dikkat çektim..
Diğer yerler farksız değil..
Haliç’e inin.. Bi mekan tutmuşsa, ilgi, alaka görmüşse bilin ki ilk gittiğiniz gibi değildir.. Kalite düşmese de, sıradanlaşmasa da..
Araya para giriyor..
Fatura katlanıyor..
*
Bu anlayış yayıldı, kabul gördü.. Bizim de hatamız var.. Kazık yedikçe; ne yapsın adam çok tuttu der olduk..
Tamam da çok tutmadan önce sattığı çay aynı çaydı.. Aynı kahveydi.. Yaptığı salatanın malzemesi aynıydı..
Ee ne değişti?
*
Demem şu.. Kaliteli yerleri, kaliteli hizmeti giderek ödüllendiriyoruz ya ödül kesemize ceza olarak
dönmeye başladı..
İyi mekanı taçlandırmak, tavsiye etmek, teşvik etmek ‘harakiri’ yapmak gibi oldu..
Bir daha gidememek!..
Gidince kazık yemeyi göze almak..
Bunca mesele arasında ne alaka demeyin.. Bu da hayatın gerçeği.. Cüzdanın sızısı..
İyi pazarlar..
Bu Fener’e yenilirsek ayıp!
Fener iyi top oynamıyor.. Modern futbolun esamesi yok..
Beşiktaş iyi mi?
Değil..
İki, üç maç dışında futbol oynadığını gören olmadı.. Hep yazarım, bu yıl İnönü Stadı’ndan çıkıp da Taksim’e doğru neşe içinde yürüyen adamı görmedim..
Hal bu..
İki takımın da böbürlenecek yanı yok.. İkisi de futbol fakiri..
Kim kazanır?
Beşiktaş’ın sakatları çok.. Neredeyse takımın yarısı..
(Yeri gelmişken.. Bir takım bu kadar çok sakat veriyorsa ya antrenman yaptığı sahada bi problem vardır ya da antrenman yönteminde!..)
Tamam da Beşiktaş’ın kazanması lazım..
Niye mi?
Fenerbahçe Beşiktaş’tan daha kötü futbol oynuyor da ondan..
Dikkat!.. Daha iyi demedim..
Yenemezse...
Samet yardımcılarıyla el ele tutuşsun doğru Dolmabahçe’ye..
Biz de bu ayıbı unutmak için Beyoğlu’na.. Çarşı’ya..
