Bu başlığı yeni atmadık.. Balyoz iddianamesinin mahkeme tarafından kabul edilmesinden sonra attık..
21 Temmuz günü..
(O günlerde yazsaydın ya diyenlere, televizyona çıkıp sallayanlara duyurulur..)
Bu işlerin bu hale geleceği belliydi.. Sürdürülebilir bir durum değildi.. Bir yerden patlayacağı belliydi; infilak etti!..
Peki temmuz ayında ne demişiz..
Şunu:
“Hafife alınacak bir durum değil.. Melese çok ciddi..
Vahim..
Bir ordu düşünün.. O ordunun kara gücünü gözünüzün önüne getirin..
Başında Kara Kuvvetleri Komutanı var (Bir ay sonra Genelkurmay Başkanı olacak..)
O komutana bağlı..
6. Kolordu Komutanı, 8. Kolordu Komutanı, Zırhlı Tümen Komutanı, Kara Harp Akademisi Komutanı, 2. Ordu Kurmay Başkanı yargılanıyor..
Deniz Kuvvetleri’ni düşünün..
Kuzey Deniz Saha Komutanı, Güney Deniz Saha Komutanı, Foça Çıkarma Gemileri Komutanı, Hücumbot Filo Komutanı, Akdeniz Bölge Komutanı, Denizaltı Filo Komutanı yargılanıyor
Keyfi yönetim!..
Askeri vesayet son bulacak diye, askerleri köşeye sıkıştıracağız diye, geçmişte yaptıklarının, siyasete müdahale etmelerinin hesabını soracağız diye, sivil otoriteyi takmadıkları için burunlarını sürteceğiz diye..
Hukuku bir kenara bırakırsak..
Çifte standart uygularsak..
Kafamıza göre kararlar alırsak bunun adı keyfi yönetim olur..
* * *
Üç generalin açığa alınmasına karşı değilim, yargıya gittikleri için cezalandırılmalarına karşıyım..
Çifte standart uygulanmasına..
Aynı davada aynı suçtan yargılanan diğer generallerin durumu farklı değil..
Onlar niye görev başında?
Bu keyfilik değil mi?
Demokrasilerde, hukuk devletlerinde kural bellidir.. Herkese aynı muamele yapılır..
Bakın.. Ordunun önemli mevkilerinde olan, emrinde top, tüfek, tank, zıhlı araç, füze, gemi, denizaltı olan, onbinlerce askere komuta edenler ‘darbeci’ olmakla yargılanacak..
20 gün sonra hâkim karşısına çıkacaklar..
* * *
Şimdi denilecek ki; hapis istemiyle yargılanan diğer askerleri emekli etmedik, açığa almadık ama terfi de ettirmedik.. Bu üç general hukuku zorlayarak terfi kapısını açtılar..
Yani suçları terfi istemek!..
İstemeseler açığa alınmayacaklardı..
* * *
Bunda da çifte standart var..
O zaman; hakkında ağır hapis cezası istenenler terfi ettirilmiyorsa Poyrazköy iddianamesinde 15 yıl hapis cezası istenen albay terfi ettirilerek neden general yapıldı?
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’la telefonda biraz sohbet ettik..
Hani şu hem hacda olan hem de Meclis’te oy kullanmış gözüken AKP’li vekillerin skandalı vardı ya..
O günü konuştuk..
Arınç; olmayan birisinin adına oy kullanmak çirkin iş dedi.. Geldik, Arınç’la ilgili iddiaya.. Başbakan Yardımcısı da mükerrer oy kullanmıştı..
Arınç o günü anlattı:
“ O gün hükümet adına nöbetçiydim. 22 uluslararası sözleşme oylandı. Muhalefetle iktidar anlaştı kimse söz almadı. Her üç dört dakikada bir oylama yapıldı. Elektronik oy kullanırken yığılma nedeniyle sistem bazen tıkanıyor. İmzalı oy pusulaları önümdeydi. Kavas gelip eksik olanları aldı. Sizin yazınız üzerine baktım.. 22 oylamadan sadece ikisinde mükerrer oy kullanılmış. Bakan Çelik’in vekâleti bendeydi, onun adına da oy kullandım, onda mükerrer çıkmadı. Tamamen kavasın yanlışı..”
* * *
Arınç’ın sözleri tatmin ediciydi..