Geçen hafta çok güzel şeyler oldu.. 12 Eylül yargılamasının sembolik olmaması için, simgesel kalmaması için güçlü mutabakat sağlandı..
Savcılık iddianameyi ‘darbeyle’ sınırlı tutmuştu.. Bu sebeple; 12 Eylül yargılanmıyor, iki darbeci general yargılanıyor demiştim..
O haliyle hesaplaşma yarım kalacaktı.. Daha doğrusu ‘hesaplaşılmış gibi’ olacaktı..
Kamuoyu tepki gösterdi.. Bir çok düşünce adamı bu halin kabul edilmez olduğunu söyledi..
Yargının genişlemesi şarttı..
‘Darbe yapma’nın ötesine geçmesi.. İşkenceleriyle, hukuksuz yargılamalarıyla, icraatlarıyla 12 Eylül’ün yargılanması istendi..
Sağ da istedi sol da..
İslamcı kesim de..
12 Eylül yargılansın denildi..
* * *
Mahkeme, Evren ve Tahsin Şahinkaya için ‘sistematik işkenceye neden olma’ suçundan Ankara Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusu yaptı..
Bunun anlamı şu..
Savcılık, davanın kapsamını ek iddianameyle genişletebilir.. Sistematik işkenceden yola çıkıp, konuyu insanlık suçuna getirebilir.. Askeri konseyle sınırlı tutmayıp aşağılara doğru inebilir..
Geçen hafta güzel şeyler oldu demem bundan..
* * *
Sembolik kalmaması için güçlü mutabakat oluştu dedim ama şu farkı da ortaya koyalım..
İktidara yakın duran.. İktidarın icraatlarını kerteriz alarak fikir üreten.. Yazı yazan.. İktidar söyleminin dışına çıkmak istemeyen.. Kendini iktidarın parçası olarak gören bir grup..
Gözaltıları, işkenceleri, idamları, verilen cezaları sorguladı..
Mesele yaptı..
Onların da hesabının sorulmasını istediler ama cunta ürünü yasalara hiçbiri girmedi..
12 Eylül’ün o ürünlerini görmezden geldiler..
* * *
İktidarın etki alanının dışına çıkıp tarafsız gözle bakanlar ise; 12 Eylül beşlisinin getirdiklerini de sorguladılar..
Evren mahkemede ama 12 Eylül hayatımızda uyarısını yaptılar..
Niye mi?
Beş generalin ürünü olan; YÖK yasası, partiler yasası, seçim yasası tüm haşmetiyle karşımızda, hayatımızın içinde de ondan..
Suriye’yi ‘pataklayacakmış’ gibi duruyoruz