Her seçimde bol laf edilir.. Ama çevresinde dönüp dolaşılan tek merkezi vardır..
Ana konusu..
Başatı..
2002 seçimlerinde laiklikti..
2007 seçimlerinde laiklik tartışması sürdü ama temel mesele Cumhurbaşkanı seçimiydi..
Nasıl bir Cumhurbaşkanı diyelim..
Bu seçimin ne?
Yeni CHP sloganı..
Kılıçdaroğlu ‘yeni CHP’ dedikçe Başbakan, ‘onlar eski eski’ diyor..
Eski CHP’nin yaptıklarını anlatıyor..
Ama hangi CHP’nin!
Başbakan İsmet İnönü’yü hedef seçti.. Taa 1940’lardan, 1960’lardan örnekler vererek CHP’yi vurmaya çalışıyor..
Niye mi?
Eski diye Baykal’a vursa..
Kılıçdaroğlu yeni olacak..
Baykal’dan önceye gitse Ecevit’i hedef alsa..
Yeni diye, umut diye dağlara taşlara yazılan Karaoğlan inkâr mı edilecek?
O Ecevit ki, İsmet İnönü’yü koltuğundan yeni şeyler söylediği için indirdi..
Yeni olduğu için yüzde 40’lara çıktı..
Başbakan, bu sebeple, Kılıçdaroğlu’na İsmet İnönü’den sonra o koltuğa oturan genel başkan muamelesi yapıyor..
Arayı atlıyor..
1970’li yılların CHP’sine hiç girmiyor..
*
Kafalarda yaratmak istediği imaj şu; CHP değişmedi, aynı kafa sürüyor..
Bütün mitinglerinde dönüp dolaşıp eski CHP’ye, İnönü’nün CHP’sine, tek parti dönemine çakmasının nedeni bu..
*
Çünkü Başbakan şunu çok iyi biliyor.. Yeni mıknatıs gibidir; çeker.. Kendi de ‘yeni’nin çekim gücüyle iktidar oldu..
AKP, Refah Partisi’nin yenilikçi kanadından doğdu.. AKP’nin tohumu orada atıldı..
O tohumun adı ‘yeni’ydi..
*
Bu seçimin nabzı yeniyi temsil kavgasıdır..
AKP’nin mitingi
CHP’nin mitingi
Eşik mitingse..
Eşik görkemli miting yapmaksa..
Yeri göğü inletmekse..
AKP o eşiği yıllar önce atlamıştı, CHP cumartesi günü atladı.. Bülent Ecevit’in görkemli Taksim mitinginden sonra en büyük mitinge imza attılar..
Dün gördük..
Başbakan için yeni bir şey yoktu.. Kazlıçeşme meydanı yine hıncahınç doluydu.. Daha önceki mitingleri gibi..
CHP lideri için çok şey vardı.. Kazlıçeşme ilk defa doldu.. Daha doğrusu CHP Kazlıçeşme gibi devasa bir alanda ilk defa miting düzenledi..
AKP için dünkü miting olağandı..
CHP için bir gün önceki miting olağanüstü..
*
AKP seçmeni iddia sahibidir.. AKP seçmeni heyecanlıdır.. Ataktır.. Liderlerini omuzlarında taşımaya yeminlidir.. Başarıya odaklıdır..
Bunu dün Kazlıçeşme’de bir kez daha gördük..
Ama cumartesi günü de şunu gördük..
CHP seçmeni de iddialı olmuş.. CHP seçmeni de heyecanlı.. Atak.. Liderlerini omuzlarında taşımaya yeminli.. Başarıya odaklı..
Seçim vaadinin ilk sonucu..
Muhalefet partileri bastırdı.. Özellikle CHP, ‘Sözleşmeli personel olmaz, aynı işi yapanlar eşit olmalı, iktidara gelirsek herkesi kadrolu yapacağız’ dedi..
Bu konuda yıllardır direnen iktidar..
Sözleşmeliden taviz vermeyen.. Bir yıllık sözleşmeli personel anlayışını yerleştiren.. Binlerce öğretmeni mağdur eden hükümet..
Seçime bir hafta kala U dönüşü yaptı..
4-B diye adlandırılan 250 bine yakın kişinin kadrolu olmasına imkân veren düzenlemeye imza attı..
Çok uzun bir aradan sonra muhalefet ilk kez gücünü gösterdi..
Özgener’in başkanlığı AKP’nin oy oranına bağlı
Sadece siyaset dünyası değil, futbol dünyası da kaynıyor..
Onlar da seçime hazırlanıyor..
Bu ayın sonunda Futbol Federasyonu seçimi var.. Başkan kim olacak? Mahmut Özgener kalacak mı? Yeni bir aday veya başkan çıkacak mı?
Okuduğum kadarıyla kulisler derinleşmiş..
Hadise sadece futbol dünyasının içinde dönmüyor.. Futbol gibi seçim sonuçlarını bile etkileyen endüstriye siyasetçilerin seyirci kalmasını beklemek abesle iştigal olur..
Özellikle iktidarların..
*
Beni meselenin bu yönü ilgilendiriyor.. İktidar, yani AKP, yani Başbakan birini işaret edecek mi, etmeyecek mi?
Bu sorunun cevabı seçim sonucuna bağlı..
AKP, yüzde 47’leri bulursa (2007’deki oy oranı) ilgisiz kalmaz.. Başbakan istediği kişiyi işaret eder, kulüpler de rıza gösterir.. Büyük çoğunluk o istikamette oy kullanır..
AKP yüzde 40’lar seviyesine inerse elini sürmekten imtina eder.. Kendi aranızda halledin der.. Riske girmez..
*
Futbol dünyasındaki derin kulisler için erken derim.. Pazartesi sabahını görmek lazım..
Mahmut Özgener’in başkanlığı AKP’nin oy oranına bağlı demem bundandır..
