Dün televizyon tartışmalarının tek konusu vardı.. Süheyl Batum’un sözleri.. Demek ki; ‘yanlış anlaşıldım’, ‘maksadım o değildi’, ‘ kastını aşan ifade olmuş’ klişeleriyle geçiştirilecek bir durum değil..
‘Koca askeri yıktılar, meğer kâğıttan kaplanmış’ sözünün ne anlama geldiği, nasıl algılandığı ortada..
Tartışmaya katılanları dinledim, ‘yazıklar olsun’ dediği biçiminde algılamış; AKP iki omuz atınca gümlediniz şeklinde..
*
Diyelim ki, böyle değil.. Diyelim ki, Batum’un zihninin köşesinden bile geçmedi.. Diyelim ki, çok farklı manada söyledi..
Yine de fark etmez.. Çünkü algı daha da önemli..
*
Mesela..
AKP’nin hayat tarzına müdahale edip etmeme meselesi var ya.. Kimileri ince ince müdahaleler yaptığını düşünüyor, AKP ise kesinlikle etmiyoruz diyor..
Yemin billah ediyor..
Kimi de çıkıp diyor ki; AKP müdahale etmese bile, ettiğine inanç ve ettiği algısı da önemli değil mi?
Etmesi kadar önemli..
Etmese bile bu algıyı yaratması yabana atılmaz.. Endişeli modernlerin de ruh halini bozan bu algı!..
Böyle denmiyor mu?
Deniyor; en çok da CHP’liler diyor..
*
Dönelim Batum meselesine.. Bu saatten sonra öyle dedi, böyle dedi, şunu demek istedi, onu kastetmedi şeklinde bir tartışma yersizdir..
Kâğıttan kaplan sözünün nasıl algılandığı ortadadır.. Yapılması gereken Batum’un adının önündeki, üzerindeki atıp geri çekilmesidir..
*
Şimdi denebilir ki; iktidar partisinde olsa hemen, ‘kurban’ verir miydi?
CHP’nin onlardan çok farklı bir parti olduğu iddia edilmiyor mu?
Ankara vesayeti!
Kıbrıs’ta atılan sloganlar, açılan pankartlar hoş değil.. Değil de Ankara’nın vesayetçi tavrı da hiç hoş değil..
Öyle veya böyle orası başka bir ülke..
Başbakan, başka ülkenin başbakanına gereğini yap diyor; yoksa parayı keserim diye aba altından sopa gösteriyor.. AKP Genel Başkan Yardımcısı KKTC yönetimi böyle bir eyleme göz yumamaz diye fırça kayıyor..
Bunun adı nedir?
Vesayet!..
*
Askeri vesayete son vermekle övünenlerin.. Askeri vesayete son veriliyor, ama yerine başka bir vesayet konuluyor diyenlere homurdananların..
Kıbrıs üzerindeki vesayetçi yaklaşımına ne diyelim..
Hadi hayırlısı..
Huysa kötü..
Politikaysa daha da kötü
Nerede iktidara karşı bir gösteri, protesto, eylem olsa..
Kim yaparsa yapsın..
Öğrenci, işçi, memur, emekli, esnaf, işsiz, güçsüz kim olursa olsun..
Ve nerede olursa da olsun..
İstanbul’da, Samsun’da, Kırşehir’de, Diyarbakır’da, İzmir’de..
Fark etmez..
Hükümet adamları hep aynı cümleyi sarf ediyor..
“Bunların arkasında hangi oluşumların olduğunu biliyoruz”
*
Yeri gelmişken; her şeyin arkasında başka bir şey arama, herkesin maşa olduğunu düşünme, herkesin kullanıldığına inanma nasıl bir huydur?
Huysa kötüdür; sonu paranoyadır!
Politikaysa yine kötüdür; toplumu terörize eder..
Üç gün izin..
Küçük bir kaçamak, enerji toplama, gündemden uzaklaşma diyelim.. Üç gün izninizi istiyorum..
