Dün yine gazeteciler yürüyüşü vardı.. Doktorlar yürür, hemşireler yürür, işçiler yürür, öğretmenler yürür, esnaf yürür, çiftçi yürür..
Sesini hem iktidara hem medyaya duyurmak için yürür..
Gazetecinin böyle bir ihtiyacı yoktur..
Gazeteci yürümeye başladığı zaman bilin ki o ülkede problem vardır!..
*
Libya’ya, Tunus’a Mısır’a demokrasi dersi verdik.. Tek yol bu dedik, özgürlük de mutluluk da demokrasiden geçer dedik..
İyi de biz ne haldeyiz!..
*
Halimizi dün İstiklal Caddesi’nde gördüm.. Demokrasi yürüyüşünde neredeyse kimsecikler yoktu..
Her gün demokrasi üzerine kalem oynatanlar..
Muhafazakâr aydınlar..
Milliyetçiler..
Liberal demokratlar yoktular!..
Yine bi avuç insan vardı..
Gazeteciler hakkında iddianame çıkmadan önce durun bakalım diyorlardı; gizli belgeler falan varmış, hele bi görelim..
İddianame çıktı; gördük..
Özetle; kitap yazmaya teşebbüs suçu işlemişler..
Yuh artık, neler yapmışlar neler dediğiniz bir iddia var mı?
Yoksa, neredesiniz!
Varsa yazın da biz de öğrenelim..
*
Gözlerim en çok Etyen Mahçupyan’ı aradı.. Bir televizyon programında her şey ortaya çıksın, en önde ben yürürüm demişti..
En arkada bile yoktu..
Sorsan en demokrat ağabeyimizdir!
Herhalde pazar günü nedeniyle ‘demokrasi dükkânı’nı kapattı..
Yarın başka meseleler için açar!..
*
Şöyle bi baktım.. Hepimize her gün ‘özgürlük dersi’ veren en kral abiler gelmemişlerdi..
(Tabii ki yürüyüşe katılmaları gerekmiyor.. Bu konuda iki satır kalem oynatsalar yeter.. Böyle bi mesele yokmuş gibi davranmasalar.. Böylece ne düşündüklerini öğrensek..)
Milliyet’te ne oluyor sorusu
Karşılaştığım herkesin dilinde aynı soru.. Medya içinden, medya dışından; sizin gazete ne olacak?
Soruya soruyla cevap veriyorum..
Almıyor musun? Okumuyor musun? Var mı bi kelek!
Yok da..
Cümlenin devamını beklemiyorum.. Çok daha iyi olmamız lazımdı, atılım yapmamız lazımdı, rakipleri basıp geçmemiz lazımdı.. Araya ihtilaf girdi, yargı süreci girdi.. Bir an önce yargının karar vermesini bekliyoruz..
*
Patron kim derseniz..
Benim için Yıldırım Demirören’dir..
Kararlı, heyecanlı, gelecek vaat eden duruşu onda gördüm.. Onunla el sıkıştım..
Yaşatmak için çaba gösteren o.. Ortağı değil..
Milliyet daha da büyüyecekse Demirören’le büyüyecek..
Bu belli..
*
Bu süreçte bana düşen görev ne dersiniz..
Daha iyi yazmak, daha çok katkı sağlamak.. Bu kadar basit..
Okur sizin oralarda ne oluyor sorusunu sormakta haklı.. Bilmek istiyor..
Bi şey olmuyor, olmayacak..
Merak etmeyin, güzel günler sizi de bizi de bekliyor.
Yakındır..
Beyoğlu bitmiş ağlayanı yok..
Dün bir kez daha turladım..
Sokaklarda hayat yok.. Başkan Demircan sözünde durmadı.. Düzenleme yapacaktı, yapmadı..
Balkon yapın, iki masa atın projesi hikâye..
Resmen ölüme terk edildi..
Cıvıl cıvıl sokaklar bir yıla kalmaz eski haline döner.. El ayak çekilir, tinercilerle biracılar işgal eder..
İstenen buysa söylenecek bi şey yok..
Halk bizi seçti, biz ne diyorsak o diyorlarsa yapılacak bi şey yok..
Var tabii..
Beyoğlu’na gitmemek..
Zaten gelmeyin diyorlar..
Güneşi ağırlamak
Almanya’da yaşayan okur, elektronik postama yollamış..
Diyor ki; güneşin doğuşu daha muhteşemdir..
Doğru söylüyor..
Güneşi karşılamışlığımız da çoktur..
Güneşin doğuşu insana mutluluk verir, gidişi gibi hüzün vermez..
Karanlığa davetiye çıkarmaz..
Aydınlığa merhaba der..
Güneşin doğuşunu daha çok severim..
