Mehmet Tezkan

Mehmet Tezkan

mtezkan@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Büyük depremin üzerinden 12 yıl geçti.. 12 yıl boyunca hep aynı lafları dinledik.. Deprem öldürmez çürük binalar öldürür dendi..
Önce hastaneler, okullar, viyadükler, köprüler, kamu binaları güçlendirilecekti..
Halkın toplu halde bulunduğu mekânlar sağlamlaştırılacaktı..
Yapıldı mı?
Yapıldı yapılmasına ama en babası unutuldu..
Daha doğrusu unutulmuş..
Ali Sami Yen’e kazma vurunca acı gerçek ortaya çıktı.. O stada gidenler meğer Allah’a emanetmiş!
Allah’a emanet olmak kötü bir şey değil de, Allah, kafanızın içine beyin denen organı niye koydum, size niye akıl verdim diye hesap sorarsa kötü..
*
12 yıl boyunca o statta kaç maç oynandı?
Yılda 50- 60 maç oynansa; 600, 700 maç eder..
Bir tanesinde deprem olsa binlerce kişi sizlere ömürmüş!..
Ah vah edip duracaktık, kaza diyecektik, kader diyecektik, ömürleri bu kadar diyecektik, teselli arayacaktık..
*
Belki soruşturma açılacaktı, maç iznini verenleri hapse atacaktık, onları üç beş yıl yatırıp rahatlayacaktık..
Olacaklar buydu..
Bırakın yedi şiddetinde bir depremi, beş buçuk altı bile yetermiş.. Zaten stat yapılırken sakatmış.. Olması gerekenden on kat zayıfmış, kazık yerine dolgu üzerine oturtulmuş, demirden çalmışlar çimentodan çalmışlar.. Hem de ne çalmak..
Eften püften denir ya aynen öyle olmuş..
Tüm stadın 75 günde yıkılması planlanmıştı, o kadar çürükmüş ki 15 günde bitirdiler..
Yıkımı yapan firma kâğıt yırtar gibi yırttık demiş..
*
Stadı kim mi yapmış..
Kemal Uzan!..
Zaten 1964 yılında açıldığı gün çökmüştü!.. Demek ki taa o günden sayarsak 45 yıldır Ali Sami Yen’e gidenler Allah’a emanetmiş..
*
Neyse!..
Şöyle düşünün.. Deprem kentinin ortasında bir stat.. Kimse dönüp bakmamış.. Ne Galatasaray Kulübü bakmış, ne maç izni verenler bakmış.. Ne belediye ilgilenmiş ne başka bir kuruluş...
Her maçta içine 25 bin kişiyi doldurmuşlar!..
*
Asıl şimdi soruşturma açmak lazım.. Olmuş bitmiş artık, Allah hepimize acımış demeden..
Sorumluları kimlerse ‘insan hayatını tehlikeye atmak’ suçundan yargılanmalı..

Haberin Devamı

Şener ve Şık nereye kaçacak ki
Hiçbir yere.. Zaten ilk günden beri söyleniyor.. Ne yaptılar ki, delil ney ki niye tutukluyorsunuz deniliyor..
Geçen gün Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç da söylemiş..
Şener ile Şık nereye kaçacak ki demiş..
Yani tahliye edilmelerini istemiş..
Güzel konuşmuş..
‘İster asker olsun, ister basın mensubu olsun eğer delillerin tamamına sahipseniz toplumda yer edinmiş insanların kaçmayacağını düşünmeniz lazım’ demiş..
İyi söylemiş hoş söylemiş de..
İçten mi söylemiş, seçim zamanı diye mi söylemiş orası karışık..
Tatmin edici değil..
Niye mi?
Balyoz davasını hatırlayın..
Muvazzaf generalleri, albayları, emekli paşaları tahliye eden, bunlar bir yere kaçmaz diye bırakan hâkime ne oldu?
HSYK, Eskişehir’e çocuk mahkemesine gönderdi..
Peki sonra ne oldu?
Hava bu olunca, ifade vermek için ta Yeni Zelanda’dan gelen, 15 bin kilometre yol yapan, askeri ateşe kaçar diye tutuklandı..
Kimse, kaçacak olsa dünyanın öbür ucundan gelmezdi demedi..
Arınç da demedi!..