Bir süredir ‘ileri demokrasi’den, ‘özgürlük alanının genişlemesi’nden söz edilmiyordu..
Referandumdan sonra bu tür yazıların sayısı azaldı.. Özgürlük sınırının sonuna gelmiş olamazdık..
Bu aralar uzun tutukluluk, kolay tutukluluk tartışıldığı için mola verildi zannettim..
Cumhurbaşkanı dahil herkes şikâyetçiyken..
14 bine yakın kişinin terör suçlamasıyla tutuklandığı..
500’e yakın üniversite öğrencisinin muhalif gösteriler nedeniyle hapiste olduğu bir ortamda..
‘Özgürlüklerin sınırının genişlediğinden’ söz edilemezdi herhalde..
Frene bu sebeple basıldı zannettim..
Değilmiş..
Dün muhafazakâr gazetede şu tespiti okudum..
‘Cumhuriyet hayal edilemeyecek bir tempoyla demokratikleşme istikametine girmiştir..’
*
Hayal edilemeyecek tempoyla demokratikleştiğimiz tartışma konusu ama hayal edilemeyecek işlerin olduğu somut gerçek..
O dava, bu dava diye ayrıntıya girmeyeceğim..
Son iki günde Radikal gazetesinde yer alan iki habere dikkatinizi çekmek istiyorum..
Sosyalist Demokrasi Partisi üyesi Ufuk Çeri geçenlerde tutuklandı..
Niye mi?
1980 yılında asılan ve Başbakan’ın referandum öncesi 12 Eylül’den hesap soracağız derken adından söz ettiği, konuşurken gözlerinin dolduğu Necdet Adalı’yı anmak suçundan..
Sadece o değil..
Aynı partiye üye 15 kişi de Deniz Gezmiş’i, Mahir Çayan’ı anmaktan, ulaştırma zammını protesto etmekten tutuklanmış..
35 yıl, 40 yıl önceki THKO üyesi TİKKO üyesi olmaktan..
*
Diğerine geçelim..
Geçen yıl 31 Mayıs’ta Ankara’da Hopa protestosu yapıldı.. Protestodan sonra gözaltına alınan Ozan Gündoğdu’nun uzun saçları cezaevinde kesilmiş..
Bunun duyan 5 arkadaşı da saçlarını kestirmiş, fotoğraf çektirmiş, moral olsun diye cezaevine göndermiş..
10 gün sonra o 5 kişiden üçü de tutuklanmış..
Suçlama şu..
Tanınmamak için saçlarını kestirdiler..
O gün bugündür hapisteler, üç gün sonra ilk duruşmaya çıkacaklar..
*
Hayal edilemeyecek demokratikleşme denilen bu mu?
Ara öğün yemezsek ne olur?
Pazar günü Senin diyetin kaç öğün başlıklı bir yazı kaleme almıştım.. Özü şuydu, Prof. Karatay ara öğün yemeyin.. Yemeyin ki, leptin hormonu salgılansın, yağları eritsin görüşünü savunuyor..
Diğer diyetisyenler aynı görüşte değil.. Onlar az ve sık yenilmesi taraftarı.. Günde altı öğün..
Anlaşamadıkları diğer konu light ürünler.. Karatay bu ürünler çok zararlı diyor.. Diğerleri öneriyor..
Kim haklı?
*
Dr. Haluk Saçaklı dün bilgi notu gönderdi.. Beslenme konusunda önerileri var.. Ne yersek ne olur, ne yemezsek ne oluru madde madde anlatmış..
Pazar günü sizlerle paylaşırım..
Sıcağı sıcağına şu ara öğün meselesini aktarayım..
Dr. Saçaklı’ya göre, ara öğün tüketilmediğinde bakın neler oluyormuş..
Bir: Metabolizma hızı yaşla beraber, 27 yaşından itibaren her 5 yılda bir yüzde 3 yavaşlar.. Bu yavaşlama hızı 6 öğün yerine 3 öğüne düşürüldüğünde daha da artar..
İki: Konsantrasyon bozuklukları görülür..
Üç: Kan şekeri düşmelerinden kaynaklanacak aşırı insülin salgılamalarına neden olur.. Artan insülin iştahı açar..
Dört: Ara öğün tüketilmediğinde insülin direnci artar..
*
Gelelim diyet ürünleri meselesine..
Dr. Saçaklı’nın dediği şu..
Bir bardak süt ve yoğurtta 8 gr yağ vardır.. Diyet üründe 1 gr.. Dengeli beslenmede her ana öğünde bir porsiyon süt grubu tüketilmesi gerekir.. Normal ürün alırsak 7x3 =21 gr fazladan yağ eder.. Yakmadığımız sürece yılda 7.5 kilo yağ depolarımızda birikir..
*
Saçaklı, leptin salgısı için ara öğün yememek yerine bir saatten fazla oturmamayı öneriyor.. Ofisteki hafif yürüyüşler bile yeterliymiş..
