Televizyonda izlediniz mi bilmiyorum..
İzlemeyenlere anlatayım..
ABD Başkanı Obama bir üniversitenin düzenlediği salon toplantısına katıldı..
Obama kürsüye gelip konuşmaya başladığı anda orta yaşın üzerinde bir Amerikalı tarafından protesto edildi..
Adam başkan adaylarından Trump’ın posterini kaldırarak bağırmaya başladı..
Obama Demokrat.. Clinton’u destekliyor..
Trump Cumhuriyetçi.. Rakip..
Salondakiler Trump adına bağırıp çağıran kişiyi protesto etmeye başladı..
Ne bir şiddet..
Ne bir müdahale..
Ne bir polis..
Ne bir özel harekatçı..
Adam Obama’ya bağırıyor, salon ona bağırıyor..
Bir süre sonra görüldü ki, ABD Başkanı da bağırıyor..
Kime?
Trump’ı destekleyen adama değil; salona..
Kendi taraftarlarına..
Susun diye bağırdı..
Sesini duyuramayınca daha şiddetli bağırdı..
Salon sonunda sustu..
Obama kendini destekleyenlere şöyle dedi; Burası fikir özgürlüğünün olduğu bir ülke.
Bırakın fikrini söylesin. Engellemeyin..
Adam rakip partiden..
Adam rakip aday için bağırıyor..
Adam ABD Başkanı’nı protesto ediyor..
Salon kızıyor, tepki gösteriyor..
ABD Başkanı adamın hakkı diyor..
Burası özgür ülke diyor..
Biz de olsa!.
Biz de olsa ne olacağı malum..
Bu olaydan ne anlayalım.. Bu olayı nasıl yorumlayalım..
Şöyle..
Demokrasi lafla olmuyor..
Demokrasi duruş gerektiriyor..
Başbakan ‘başkanlık’kampanyasını başlattı
Başbakan dün Bayburt’taydı..
Sözü başkanlık seçimine getirdi.. Başkanlık referandumu için oy istedi..
Başkanlık referandumunun kampanyasını başlattı..
Neden Bayburt..
Bayburt, her dönem AKP’ye yüzde 70’in üzerinde destek veren il..
Bayburt, Gezi protestolarının yapılmadığı tek il..
Başbakan galiba bu nedenle düğmeye Bayburt’tan bastı; başkanlık referandumunda
Bayburt’tan oy rekoru istedi..
Benim başıma gelirse.. Senin başına gelirse..
Mehmet Müezzinoğlu Sağlık Bakanı’ydı..
2014 yılı.. Dört bakanın Yüce Divan’a gönderilmesi tartışılıyordu.. Meclis’te oylama yapılacaktı..
Müezzinoğlu, Anayasa Mahkemesi’nin art niyetli olduğunu iddia etti..
AKP’yi kapatma davasını kast ederek dedi ki; ‘Parti kendi değerleriyle, çürüğünü yine kendisi temizleyecektir. Ama ben, bana kastedene tekrar kendimi teslim etmem.’
Sözün özeti.. Anayasa Mahkemesi’ne güvenmiyoruz..
Yani yargıya güvenmiyoruz..
Anayasa Mahkemesi’ni tanımıyoruz..
Yani yargıyı tanımıyoruz..
Müezzinoğlu şimdi Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı..
HDP’lilerin tutuklanması için konuştu..
Ve dedi ki..
‘Yargılama süreçleri devam ediyor. Önce herkes hukukun üstünlüğünü kabul edecek, ona saygı duyacak. Bu anlamda siyasetçiye düşen görev bir basamak daha öndedir.
Çünkü örnek olması gerekir. Milletin önünde, milletin değerlerine, devletin kurallarına, hukuka saygı anlamında da siyasetçinin örnek olması gerekir.’
Çifte standart diyeceğim ama durumu anlatmaya yetmiyor..
Daha ötesinde..
Fransa’daki OHAL bizdeki OHAL
Durum gerçekte vahim
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin raporuna göre..
170 yayın organı kapatıldı..
105 gazeteci tutuklandı..
777 gazetecinin sarı basın kartı iptal edildi..
2500 gazeteci işsiz kaldı..
Hala Fransa’daki OHAL’le bizdeki OHAL’i karşılaştıran var mı?
