Mehmet Tezkan

Mehmet Tezkan

mtezkan@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Aynı kaderi paylaşacak.. Yani bir şey olmayacak.. İdam cezası getirilmeyecek.. Getirilmesi de mümkün değil..
Konuşulacak, tartışılacak, unutulacak..
Kürtajla aynı kaderi paylaşacak.. Unutulup gidecek..
Bir kenara atılacaksa niye gündeme getirildi diyeceksiniz.. Meşgul olmamız için..
Kürtaj da gündeme bu sebeple gelmişti..
Uludere’de 34 vatandaşımızın üzerine yanlışlıkla bomba yağdırılmasıyla ortalık ayağa kalkmıştı.. İstihbaratı kim verdi, bombalama emrini kim verdi tartışmalarının yapıldığı günleri hatırlayın..
Başbakan çıktı; her kürtaj bir Uludere’dir dedi.. Kürtaja karşı olduğunu söyledi.. Uludere kenara atıldı, Türkiye günlerce, haftalarca kürtajı konuştu..
Kimi; tamamen yasaklansın dedi.. Kimi altı hafta.. Kimi dört hafta istedi..
Sonuç..
Sıfıra sıfır elde var sıfır..
Kürtaj aynen kaldı..
*
Sadece kürtaj kesmez, Uludere’yi maskelemez diye düşünülmüş olacak ki yanına sezaryen de konulmuştu..
Sezaryenin zararları da tartışıldı.. Yasaklanması gündeme geldi.. Tıbbi gereklilik şart olsun denildi, heyet raporu konulmaya kalktı.. Her kafadan bir ses çıktı.. Yasal düzenlemeye gidildi..
Sonuç..
Kadın korkuyorum derse sezaryen olabilecek..
Eskiden korkuyorum demesi gerekmiyordu şimdi gerekiyor..
Ne değişti?
Pratikte hiç!..
*
İdam da böyle olacak.. Avrupa Konseyi’nden atılmak pahasına, Avrupa Birliği defterini kapatma pahasına idam cezası geri gelmez..
Bu iktidar geri getirmez.. İhracatın 150 milyar dolara çıkmasıyla övünen, 2023 için 500 milyar dolar ihracat hedefi koyan Ankara’nın ekonomiyi riske atması mümkün mü?
İhracatımızın temel direği Avrupa!..
Geçtim ihracatı.. Brüksel ile papaz olan bir ülkeye para güle oynaya gelir mi?
Gelmez..
Kredi kuruluşları anında notumuzu kırar, papazı buluruz!..
*
Bu işin bir de sosyal boyutu var, politik boyutu var.. Avrupa’dan dışlanan Türkiye bir yerlere savrulur gider..
Geri getirirseniz hiçbir fayda sağlamayacağı belli olan idam için değer mi?
Değmez..
Değmeyeceğini en çok bu iktidar biliyor..
Bu sebeple idamın kaderi de kürtaj yasağıyla aynı olacak..
Tartışılacak, tartışılacak, unutulacak..

Haberin Devamı

Başbakan’ın üç çocuğu tutmadı

Haberin Devamı

Başbakan aman ha sakın ha dedikçe.. Üç çocuk yapın diye ısrar edince çocuk sayısı geriliyor..
Ortalama çocuk sayısı 2001’de 2.37 imiş, 2011’de 2.02’ye düşmüş.. Bu yılın sonunda 2’nin altına bile düşecekmiş..
Demek ki; AKP’ye gönül verenler bile, Başbakan’ın izinden gidenler bile iş üç çocuğa gelince yan çizmiş..
Üç çocuk ısrarının nedenini de söyleyeyim..
Bir ailenin iki çocuğu var diyelim.. Ana baba ölünce nüfus aynı kalıyor.. Üç çocuk olursa bir artıyor..
*
Dün Adana’da Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’ı dinledim.. Konuşmasının bir yerinde üç çocuk meselesine de girdi.. Türkiye’ye doğrudan sermaye girmesinin bir nedeni de genç nüfus dedi..
Avrupa yaşlanıyor..
Türkiye’nin yaş ortalaması 29.. Yatırımcı için çok cazip..
Ama böyle devam ederse 2037 yılında biz de yaşlanacakmışız..
*
Hal böyleyse, üç çocuk bilimsel olarak şartsa neden tam tersi oluyor?
Şundan; Türkiye de 10 bin dolarları yakaladı ama gelir uçurumu arttı..
İnsanlar zor geçiniyor.. On yıldır Türkiye büyüyor ama o büyümeden çalışan pay almıyor.. Çalışana büyümeden pay verilmiyor..
Ücretle geçinen eşeğin kuyruğu gibi.. Geliri enflasyon kadar artmış gibi gözüküyor ama aslında minik minik azalıyor..
Şu da var.. İyi eğitim pahalı..
Kaliteli iş bulmak zor.. Şu öğretmenlerin haline bakın.. Devletin açtığı sınavı kazanan binlerce kişi atama bekliyor..
Gel de üç çocuk yap..
Biri bile zor..
*
Bu işin rengi belli oldu.. Başbakan sabah akşam söylese de teşvik üstüne teşvik verse de büyümeden pay dağıtmadıkça üç çocuğu yaygınlaştırması imkansız..
Ortalama ikinin altına indik orada kalırız..

Haberin Devamı

Mustafa Sarıgül’ün haklı isyanı

Olacak iş değil.. Sabaha karşı iki milletvekili önerge verdi.. Şişli’nin üç mahallesinin yeri değiştirildi..
Ayazağa, Maslak ve Huzur mahalleleri Sarıyer’e geçti.. Bunun adı da demokrasi oluyor!..
Efendim Meclis’in iradesi böyle!..
Ayazağa’da yaşayanların iradesi ne oluyor?
Onlara sorulmadı bile..
*
Amaç ne?
AKP’nin Sarıyer Belediye Başkanlığı’nı almasını sağlamak mı?
Plan şu mu? Ayazağa ve Huzur mahallelerinden oy, Maslak’tan gelir..
Para..
Hayır böyle değil..
Peki ne?
Bu üç yerin iyi hizmet alamaması mı?
Hadi öyle diyelim..
Orada yaşayanlar Sarıgül’den memnun değilse önümüzde seçim var; gereken dersi verirler.. Alaşağı ederler AKP’nin adayını getirirler..
Demokrasilerde hükümetleri, belediye başkanlarını alaşağı etmenin tek yöntemi budur..
Seçim!..
Cambazlık değil..
*
Meselenin başka boyutu da var.. Mesele sadece Sarıyer’i ihya etmek değil.. Sarıgül’ün kolunu kanadını kırmak, etkinlik alanını daraltmak, gelirlerini azaltmak..
Sarıgül isyan etmekte yerden göğe kadar haklı..
Bakalım Cumhurbaşkanı ne yapacak?