Mehmet Tezkan

Mehmet Tezkan

mtezkan@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Başbakan İstanbul’da belediye başkan adaylarını ilan ederken şöyle bir cümle sarf etti..
‘İstanbul’u asfalt yollardan ibaret görenler hiçbir şey görmemiştir. Nasıl ki; sadece asfalt beton değilse, İstanbul sadece Boğaz, sadece zengin, sadece elit de değildir.’
İstanbul’da doğan, İstanbul’da yaşayan, İstanbul’u ıcığına cıcığına kadar bilen.. İstanbul’un 45 yıllık değişimine tanıklık eden biri olarak şunu söyleyebilirim..
Hiç de öyle değil..
İstanbul betonlaşmadır..
*
1960’lı yılların ikinci yarısını hatırlıyorum.. Yenikapı uskumruların dizi dizi asılarak kurutulduğu, çiroz yapıldığı mekandı..
Şimdi?
Deniz taşlarla dolduruluyor.. Üzerine beton dökülecek.. Bir milyon kişilik miting alanı yapılacakmış!..
Bu betonlaşma değil mi?
Deniz öldürülüyor..
(Miting eski siyasetin insanlara ulaşma aracıydı.. Şimdi başka yöntemler var.. İnsanlar siyasetçilerin bir düğme uzağında.. Ama biz bu uğurda 518 bin metrekare deniz alanını dolduruyoruz..)
*
Geçelim Zeytinburnu’na.. Mahkemenin tıraşlanması kararı verdiği, tarihi yarımadanın siluetini bozan kuleler betonlaşma değil mi?
Ataköy’e uzanalım.. Eskiden Ataköy sahilinde C moteller vardı.. Halkın doğrudan denizle teması yoktu ama hiç olmazsa ağaçlar arasında iki katlı binalar görüntü kirliliği yaratmazdı..
Şimdi o alanlara devasa oteller dikiliyor.. Denizin dibine.. Ataköy’ün rüzgarını kesecek, Ataköy’ün güneşini kapatacak büyüklükte..
Betonlaşma değil mi?
Florya’ya gidin.. Denizin kenarına AVM yapıldı.. Başka yer yok muydu?
Betonlaşma değil mi?
*
Taksim’e doğru uzanalım.. Çevreciler sokaklara dökülmese, Gezi parkının ortasına kışla adı altında alışveriş merkezi yapılacaktı..
Betonlaşma değil mi?
Mahkeme durdurma kararı verdi, belediye kızmış olmalı ki, Taksim meydanını abuk subuk, anlamsız, sevimsiz bir meydan haline getirdi..
Parkın dışına betonu döktü bıraktı.. Ceza verir gibi!..
O an anladık ki; ellerinde ne plan var ne proje..
*
Mecidiyeköy’e uzanalım.. Mecidiyeköy-Maslak arasını defalarca konu ettim.. Gökdelenden geçilmiyor.. Nefes alacak bir karış alan bırakılmadı.. İnsanlar çıksın, çoluğunu çocuğunu gezdirsin, güneşlensin, hava alsın, nefes alsın diye tek bir park yapılmadı..
Her yer beton oldu..
Arada Harp Akademisi’nin arazisi kaldı.. Onu da yakında başka yere taşırlar; imara açarlar!..
*
TEM’e çıkalım.. Eskiden, eskiden dediğim altı yedi yıl, on yıl önce otoyol bomboş arazilerin arasından akardı.. Şimdi sitelerin içinden geçiyor.. Gişelere yaklaşınca (tabii yaklaşabilirseniz) devasa binalar insanın üzerine üzerine geliyor..
Betonlaşma değil mi?
Hasdal’daki askeri alanı da alıp kentsel dönüşüm adı altında imara açmaya çalışıyorlar..
Daha ne diyeyim..
*
Köprüyü geçelim, Şile yoluna girelim.. Yolun iki tarafında yeşil alan kalmadı, yüzlerce site yapıldı..
Betonlaşma değil mi?
Yolun iki tarafı yetmedi içlerine de girildi.. Site, site, site..
*
Maltepe sahiline bakın.. Kaderi Yenikapı’yla aynı.. Deniz dolduruldu, üzerine beton döküldü..
Her boşluk; bina, bina, bina..
Sabiha Gökçen’e inen bir uçağa binin o bölgenin nasıl betonlaştığını görürsünüz..
*
Tabii bir de kentin kuzeyi var.. Üçüncü köprü yolu.. Şimdilik yol ama üç-beş yıla kalmaz iki yanı devasa binalarla doldurulur, TEM gibi olur..
*
Uçaklar bazen Beykoz’dan giriş yapar, Sarıyer’in oradan dönüp bütün Boğaz’a paralel uçarak Yeşilköy’e gelir..
Denk gelirseniz izleyin.. Betonlaşmayı görürsünüz..
Betonlaşmanın adı İstanbul’dur..
İstanbul betonlaştırıldı.. İstanbul kaos şehri oldu..
Ne zaman mı oldu?
Son 20 yılda.. Son 10 yılda betonlaştırmanın daniskası yaşandı.. Son 10 yılda açılan AVM sayısına bakın yeter..
Gelelim kritik soruya.. İstanbul’u son 20 yılda, son 10 yılda kim yönetti?
Bu soruya da siz cevap verin..
İyi pazarlar!..