Mehmet Tezkan

Mehmet Tezkan

mtezkan@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Gelin bugün o Nevruz’la bu Nevruz’u karşılaştıralım.. O Nevruz’da neler yaşandı, bu Nevruz’da neler yaşanacak ona bakalım..
21 yıl önceye, 1992 yılına, kanlı Nevruz’a gidelim..
Gerçi 1991 Nevruz’u da kanlıydı.. Kan dökülen, ölümle biten ilk Nevruz’dur.. Nevruz’un siyasi içerik kazandığı Nevruz’dur..
Bahar bayramı gömleğini çıkardı Kürt bayramı gömleğini giydi..
1991 Nevruz’unda 31 kişi ölünce Türkiye hafiften sallandı.. ‘Ne oluyoruz’ sesleri yükseldi..
O Nevruz’a PKK damgasını vurmuştu..
1992 yılına girerken sinirler gerilmeye başladı.. Takvimden mart ayını çıkaracak halimiz yoktu, 21 Mart istesek de istemesek de yaşanacaktı..
Dönemin Başbakan’ı Demirel ‘isteyen istediği gibi Nevruz’u kutlasın’ diyerek havayı yumuşatmaya çalıştı..
Ama hava sertti..
Büyük olayların çıkacağı belliydi.. Yeri ve saatine kadar..
İki önemli merkez vardı; Şırnak ve Cizre..
Bir grup gazeteci Cizre’ye konuşlandık.. Çok değil 10-15 kişiydik.. Hatırladıklarım; Celal Başlangıç vardı, Ragıp Duran vardı, Erbil Tuşalp vardı, Vedat Yenerer vardı, İzzet Keser vardı.. Sabah Nevruz kutlamalarının yapılacağı meydana gittik..
Lastikler yakıldı bir iki slogan atıldı, halaylar çekilmemişti ki ilk silah patladı.. Bağırış çağırış kaçış derken PKK militanları da sahne aldı..
Özel harekatçılar da, askerler de geldi..
Kurşun yağmuru altında kafamızı bir yere sokmaya çalışırken hoparlörlerden sokağa çıkma yasağı anonsu yapıldı..
Kendimizi otele zor attık..
Ortalık sakinleşir diye beklerken bir anda çatışmanın merkez üssü otelin önü oldu..
*
Sonrası şöyle gelişti..
Otelin iki yanına yerleşen PKK militanları geçen her polis ve asker aracına kurşun yağdırıyordu.. Onlar da cevap veriyordu..
Bir süre sonra anladık ki, PKK’nın iki amacı vardı..
Biri, gazetecilere ne kadar güçlü olduklarını göstermek.. İkincisi güvenlik güçlerinin arada sıkışan gazetecileri vurmasını sağlamak..
Otelin içinde emniyetli bölgeler bulduk, saklandık.. Kimimiz küvetin içine girdi, kimimiz kolon arkasına sığındı..
Çatışma beş on dakika sürmedi..
Üç-beş saat sürdü..
Bir benzeri hatta daha da fazlası Şırnak’ta yaşanmış..
*
Şimdiki gibi değil.. O zaman haber almak haber vermek çok zor.. Ne cep telefonu var ne internet..
Otelde dünyadan bihaberiz yani..
Sabah Cizre’de kısa bir tur attık, tam yola çıkacaktık ki kötü haberi duyduk..
Gazeteci arkadaşımız İzzet Keser vurulmuştu..
Zorlu bir yolculukla Diyarbakır’a geldik.. Gelince de işin vahametini anladık..
Nevruz’un faturası ağırdı..
3’ü güvenlik görevlisi 97 kişi öldürülmüştü..
*
Gelelim bugünkü Nevruz’a..
O Nevruz’u 15 gazeteci izlemişti..
Bu Nevruz’u 300 gazeteci izliyor..
O Nevruz’a en fazla bin kişi katılmıştı.. (Cizre’dekine)
Bu Nevruz’a milyonun üzerinde katılım bekleniyor..
O Nevruz’da ellerde silah vardı..
Bu Nevruz’da olmayacak..
O Nevruz’da şiddetin dili vardı, kurşunun sesi...
Bu Nevruz’da barışın türküsü söylenecek..
Dilerim böyle olur..

Haberin Devamı

Öcalan ne derse anlamlı olur

Haberin Devamı

Nevruz’la başladık güne uygun böyle devam edelim..
Dünün sorusu kısaca şuydu..
Ne bekliyorsun?
Kasıt şu..
BİR: Diyarbakır’daki Nevruz bayram gibi mi geçer, gövde gösterisine mi dönüşür?
İKİ: Öcalan, ‘tarihi’ dediği mesajında ne diyecek?
Veya şöyle söyleyeyim ne demesi tatmin eder?
Kendi adıma söyleyeyim; eylemsizlik kararı açıklaması yani çatışmaya son verildiğinin açıklanması kesmez..
90’lı yıllardan sonra kaç defa ateşkes ilan edildi, birileri bozdu..
33 erin kurşuna dizilmesini hatırlayın sözüm ona ateşkes vardı.. Çok geriye gitmeyelim.. İki yıl önce 13 askerimizin şehit olduğu Silvan saldırısını hatırlayın..
Oslo sürecini dinamitlemek için değil miydi?
*
Tecrübeyle sabit; ateşkes veya eylemsizlik uzun soluklu olmuyor..
Peki Öcalan’ın mesajında ne demesi lazım?
Silahlı mücadele burada bitmiştir diyebilir.. Sınır ötesine geçme direktifi verebilir..
İkisi de toplumda rahatlama yaratır.. Nöbetteki askerlerimizin stresini azaltır..
Heyecanla bekliyoruz..