Mehmet Tezkan

Mehmet Tezkan

mtezkan@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Konuya girmeden şu notu düşelim.. Dünkü konuşması dört dörtlüktü.. Muhalefet partisinin rolünü iyi çizdi.. Sorunu çözecek olanın iktidar partisi olduğunun altını çizdi.. Toplumsal barışa destek verdiklerini söyledi..
Gelelim oyuna gelmeme meselesine..
Kılıçdaroğlu’nun ‘Adalet ve Kalkınma Partisi’ne yeni bir kredi açıyoruz’ sözlerini Başbakan’ın elinin tersiyle itmesi mahalleyi karıştırmış, çözüm isteyenleri şaşırtmıştı..
Başbakan CHP’yi küçümser üslupla; sen nereye kredi vereceksin, sen krediye muhtaçsın demişti..
Bu sözlerle Başbakan’ın ne yapmak istediği belliydi..
Bunca yıldır izliyoruz öğrendik..
Amacı şuydu..
Projektörleri İmralı üzerinden çekerek CHP’ye yöneltmek.. Hem CHP içinde bir tartışma başlatmak, hem CHP’nin tartışılır hale gelmesini sağlamak, hem de işler iyi gitmezse şimdiden müsebbip göstermekti..
*
Kılıçdaroğlu alınganlık yapıp madem istemiyorsun kredimi geri çektim dese ballı börek olacaktı..
İktidar adamları ekranlara yerleşir, CHP’yi PKK’nın şahin kanadıyla özdeşleştirir.. İttifak yapmakla, barışı sabote etmekle, terörden nemalanmakla suçlardı..
Kılıçdaroğlu oyuna gelmedi demem bundan.. Dünkü konuşmasında milim sapmadı, kredi sözünü tekrarladı..
Milim sapmadı lafını şundan kullandım.. Kredi sözünden sadece Başbakan değil, belli ki CHP içindeki bazı gruplar da rahatsız olmuştu..
CHP Grup Başkanvekili Tarhan’ın sözleri bunun göstergesiydi.. Kılıçdaroğlu’nun konuşmasını tashih eder gibiydi..
Ne demişti?
AKP’nin eline şehit kanı bulaşmıştır..
O AKP’ye, Öcalan’la görüşme süreci başlatan AKP’ye, eline şehit kanı bulaştığı söylenen AKP’ye iki gün önce CHP lideri kredi vermemiş miydi?
Köstek değil destek olacağız dememiş miydi?
*
Tarhan’ın sözlerinin ne anlama geldiğinin izahına gerek var mı?
Kılıçdaroğlu’nun grup konuşması bu açıdan da önemliydi.. CHP içinde rüzgarın değişip değişmediğini gösterecekti..
Değişmemiş.. Sevindirici..

Haberin Devamı

Öcalan’ın kitapları artık yasak değilmiş

Savcılık, Öcalan’ın üç kitabı hakkında yasağın devam etmesi için mahkemeye başvurmuş..
Mahkeme reddetmiş..
Hangileri onlar?
12 Eylül Faşizmi ve PKK direnişi.. Kürt Sorununda Demokratik Çözüm Bildirgesi.. Barışa Doğru Roma Konuşmaları..
Demek ki bu kitaplar artık örgütsel doküman sayılmayacak.. O kitapları evinde bulunduranlar terör örgütü üyesi kapsamına alınmayacak..
Eskiden sayılıyor muydu?
PKK’yı koyun bir tarafa.. Che Guevara’nın hayatını anlatan kitaplar bile, Deniz Gezmiş posteri bile terör örgütü kanıtı sayıldı..
Çok üniversite öğrencisinin başı yandı..

Haberin Devamı

Balyoz’un sonu şimdiden belli

Zaten, sorunluydu..
Zaten, 325 kişilik kapsama alanıyla kuşku uyandırıyordu..
Zaten, vicdanlarda rahatsızlık uyandıran bir dizi karara imza atılmıştı..
Gerekçeli karar tuz biber ekti.. Yargıya inancı sarstı.. Tartışma yarattı..
Neden söz ettiğimi anlamışsınızdır..
Balyozdan..
*
Dava sürecinde gündemi iki konu meşgul etti.. Biri CD’lerdi, sahte olduğu iddia edildi.. Diğeri seminere gitmemiş ama bazı listelerde adı bulunan kişilerin de 16-18 yıl hapis cezasına çarptırılmasıydı..
Mesela subaylardan biri 2001 ile 2005 tarihleri arasında yurtdışında, NATO’da görevli olduğunu kanıtlamasına rağmen 2003 yılındaki ‘darbe planından’ sorumlu tutuldu..
Peki oradan dahil olduğuna dair telefon kaydı, belge, bilgi var mı?
Yok!..
*
Gerekçeli kararla her şey yerli yerine oturur diye düşünüyorduk..
Kafalar iyice karıştı..
Mahkeme, CD’leri bilirkişiye inceletmeye gerek duymadığını, doğruluğuna inandığını, dijital belgelerin asıllarının Genelkurmay’da olduğunu belirtti..
Genelkurmay davaya konu olan belgelerin orijinallerinin TSK’da olduğu iddiasını yalanladı..
Bize de hoppala dedirtti..
Yalnız mahkemenin hangi belgeyi, TSK’nın hangi belgeyi kastettiği ortada kaldı..
Sonuç; top Yargıtay’a atıldı..
*
Peki ne olacak?
Dava bir yıl sonra Yargıtay’dan dönecek.. Yargı süreci yeniden başlayacak, bilirkişi raporları falan derken biraz daha zaman geçecek..
Sonra.. Sanıkların yattığı süre gözönünde bulundurularak diye başlayan cümlelerle tahliyeler başlayacak..
Ergenekon davasının da sonu aynı olacak..
Biz, 2003’te darbe planı yapıldı mı, yapılmadı mı? 2007’de darbe ortamı hazırlandı mı hazırlanmadı mı hiçbir zaman öğrenemeyeceğiz?