Ortada Kürt açılımı kalmadığı konusunda hem fikiriz herhalde.. Açılım ölü doğdu diyenlere.. Bu kadar cahilce planlanmazdı diye itiraz edenlere münafık muamelesi çekilmişti..
Bu iş de oldu bitti deniliyordu; statükocular anlamıyor eli kulağında, PKK silahını bırakır, köyüne döner!
Aylar ayları kovaladı..
İçişleri Bakanı aydınlarla.. Başbakan sanatçılarla, yazarlarla, edebiyatçılarla, sinemacılarla, şarkıcılarla, türkücülerle toplantılar yaparak açılımı anlattı..
Toplantıdan her çıkan ‘umutluyum’ diyordu..
* * *
Bu arada partileri kapatılınca BDP ismini alan DTP’liler bizle de görüşseniz diye mırıldanınca siz karışmayın denildi..
Sesinizi çıkarmayın, vozurdamayın..
* * *
Diğer muhalefet partilerine de acayip kızıldı.. Açılıma katkı sağlayacakları yerde, cart curt ederek açılımı kapatmaya çalışıyorlardı..
Olacak iş değildi..
‘Liberal demokratlar’ okkalı yazılar döşendiler.. İktidarın yolu doğru yoldur diye methiyeler düzdüler..
* * *
Sonuç..
İki ayda 35 şehit verdik..
İmralı’da kalan Apo ülke yangın yerine çevrilecek diye tehdit etti..
Kandil’deki Karayılan, görülmemiş eylemlerden bahsetti..
BDP’li Milletvekili Emine Ayna, savaş ‘sadece Kürdistan’da olmayacak’ dedi..
Ankara’da 4.5 saat süren olağanüstü güvenlik zirvesi yapıldı..
K. Irak’a kara harekâtı mı yapılacak sorusu kulislere yayıldı..
* * *
Bütün bunlar Kürt açılımından sonra oldu..
* * *
Bu arada Kandil’den gelen PKK’lılara önce, sen PKK’lı değilsin seni kandırmışlar muamelesi yapıldı.. Bir süre sonra..
Kandil’den gelenlere terör örgütü üyesi olmaktan 15’er yıl hapis istemiyle dava açıldı..
Kandil’den gelenlerin sözcüsü önceki gün tutuklandı..
* * *
Son durum..
İçişleri Bakanı dün; Bu güne kadar hiç olmadık şekilde, çok boyutlu bilgilendirme analiz ve değerlendirme ve eylem planı geliştirme çabası içindeyiz dedi..
Bu sözü duyanların yüreği ağzına geldi.. ‘Açılıma’ benzemez inşallah diye dua ettiler..
CHP’de bir kaset nelere yol açtı
Salı günü CHP grup toplantısını izlerken düşündüm..
Kendi kendime şu siyaset ne garip dedim.. Derler ya 24 saat sonra ne olacağı belli değildir.. Aynen öyleymiş!..
Ani patlayan fırtına yerleşik düzenleri anında altüst ediyormuş..
Kaset olayı bakın nelere yol açtı.. Kimlerin yıldızı söndü, kimlerin parladı..
Kemal Kılıçdaroğlu: Kurultay normal seyrinde gitseydi, büyük bir ihtimalle genel başkan yardımcısı olacaktı.. Grup toplantılarında konuşan değil dinleyen pozisyonunda kalacaktı..
Haluk Koç: Baykal’a rakip olup, ağır eleştiriler gönderince yıldızı bir anda sönmüştü.. Arka sıralarda oturuyor, milletvekilliğine veda etmeye hazırlanıyordu.. CHP’nin üçüncü adamı oluverdi..
Yılmaz Ateş: Baykal kalsaydı, tüzük değişikliği hayata geçirilseydi, genel sekreterlik idari sekreterliğe dönüşecek, o da CHP’nin ikinci adamı olacaktı.. Sade milletvekili olarak kaldı.. Daha da ötesi bir kez daha milletvekili seçilme şansını da zora soktu..
Mustafa Sarıgül: Kurduğu hareket tutmuştu.. Baykal’la olmuyor bayrağını ülkenin her yerine taşımaya başlamıştı.. Tam partisini kuracaktı ki Baykal gitti, Kılıçdaroğlu geldi.. Ayrılık gerekçesi ortadan kalktı.. Tamam mı devam mı noktasında ne yapacağına karar veremiyor..
Mehmet Sevigen: Yerel seçim öncesi hakkında çıkan iddialar nedeniyle sakatlanmıştı.. Baykal’la il il gezemedi, kürsüye çıkamadı.. Tam eski formunu yakalamıştı ki, Baykal gidiverdi..
Gürsel Tekin: Kılıçdaroğlu rüzgârını estiren adam.. CHP’yi kımıldatan adam.. Ölü toprağını atan adam sıfatlarıyla dolaşıyordu.. Fırtına işine geldi, artık İstanbul’un dışına açılacak, tüm ülkeyle meşgul olacak derken elinden İstanbul da gitti.. Ne olduğu henüz anlaşılamadı..
Emrehan Halıcı: Rahşan Hanım’la yakaladığı milletvekilliğini yine Rahşan Hanım sayesinde CHP’de sürdürme şansını yakaladı..
