Başkent’in göbeğinde bomba patladığı an akıllara o soru düştü..
Kim yaptı?
PKK’nın şehir atağı mı? İsrail ile sertleşen politikanın nedeni mi? Ankara’nın Arap dünyasına açılmasıyla ilgisi var mı? Akdeniz’deki petrol dalaşıyla bağlantısı olabilir mi?
Komplo teorilerinden anlamam.. O sebepledir, bu sebepledir diyemem..
Ama bu tür terör hareketinin amacını bilirim..
Ortalığı karıştırmak içindir, çomak sokmak içindir.. Korkutmak, yıldırmak, bezdirmek içindir..
Hedefi budur..
*
Ölenlerden birinin kimliği belli oldu.. 22 yaşındaymış, GSM firmasında asgari ücretle çalışıyormuş..
Bir anda paramparça oldu..
Paramparça edildi..
Hedef ‘O’ değildi herhalde..
Ölen diğer iki kişi de değildi.. 34 yaralıdan biri de olamaz..
Hedef hepimizdi; onlar bedel ödedi..
Sivillere yönelik bombalı saldırıların hedefi devlet değildir..
Toplumdur..
İnfial yaratmaktır..
Maalesef yaşayarak öğrendik, terör yaşatarak öğretti..
*
Bu tür saldırılar hiçbir amaca hizmet etmez.. Herhangi bir örgüt sesini duyurmak adına yapabilir..
Ama başarılı olamaz..
Başarılı olan da çıkmamıştır..
Ama yine de yaparlar, yine de masum insanları hedef alan saldırılar düzenlerler, çünkü hasta ruhludurlar..
Tabii ki bu kadar basit değildir.. Bu tür eylemlerde başka devletlerin, başka istihbarat servislerinin parmağı da olabilir..
Geçmişte çok görüldü..
Onlar hep bu hasta ruhlu insanları kullanırlar.. Çünkü başkası kentin ortasında tahrip gücü yüksek bombayı patlatamaz..
*
Bu işin arkasından olağan şüpheli PKK çıkamaz mı diyeceksiniz?
Olabilir tabii..
Onlarsa, amaç sadece korkutmak, yıldırmak, bezdirmek değildir.. Aynı zamanda çözüm sürecini sekteye uğratmaktır, şiddete yol vermektir..
*
Bu konuda yüzlerce yazı kaleme almışızdır.. Sonuncusunu Silvan’da 13 şehit verdiğimiz gün yazmışım..
14 Temmuz’da..
Şunu önermiştim..
Cumhurbaşkanı Gül devreye girmeli, liderler zirvesi yapmalı.. Dört parti genel başkanının aynı masanın etrafına oturması sokaktaki insana moral verir..
Ankara’da patlayan bombanın amacı moral bozmak, karamsarlık yaratmak değil mi?
Evetse.. Niye bekleyelim ki..
Siyasetçiler bu oyunu bozabilir.. Masaya oturma zamanıdır..
TÜSİAD’ın 1 Ekim’de Meclis’te olun çağrısı
Sorun yok galiba.. BDP’li vekiller 1 Ekim’de Meclis’te olacak..
Niye önemli..
İki açıdan..
Birincisi, temsil.. Siyasete soyunan, seçmenden yetki alan bir kişinin asli görevi temsil etmektir..
Kendine oy verenler adına Meclis’te söz söylemektir, oy kullanmaktır.. İktidara destek vermektir, karşı çıkmaktır..
En büyük zemin orasıdır..
İkincisi, belli ki bu Meclis’in en önemli işi yeni bir anayasa olacak.. Her kesimin olduğu meclislerden anayasa çıkar.. Daha önceki meclislerde temsil sorunu vardı.. Temsilde adalet yoktu..
Yüksek baraja rağmen bu sorun büyük ölçüde aşıldı..
Ehliyet var..
O halde nasıl bir anayasa olacağı, nasıl yöntem izleneceği hayati önem taşıyor.. Çıkacak anayasa Türkiye’nin en az 30 yılına damgasını vuracak.. (Dilerim mükemmel hazırlanır da yüzyıla damgasını vurur.. Bizden sonraki kuşakların hayatı anayasa tartışmakla geçmez)
BDP olmazsa, olmaz..
*
TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner dün meselenin altını çizdi.. Bu sebeple önemsedim..
Terör olunca kalem duruyor
Terör belasının can kaybının dışında verdiği en büyük zarar bu..
Hayata mola verdirmesi..
İnsanın içi kararıyor, eli kaleme gitmiyor..
Yazılacak güzel şeyler, hayata dair meseleler yok mu?
Var..
İnsan yazamıyor, içinden gelmiyor; böyle bi günde olur mu, yazılır mı diyorsun, erteliyorsun..
Aslında hata yapıyorsun.. Terörün ekmeğine yağ sürmüş gibi oluyorsun..
Ama..
İnsanın yüreği el vermiyor.. O insanlar (biri ben biri sen olabilirdin) bir hiç uğruna öldü, pisipisine öldü.. Bizim için öldü..
Biraz saygı diyorsun..
Kalem duruyor..
