İlahiyatçı kimlikli meczubun biri çıktı..
Kadınla erkek asansöre yalnız binerse, asansör de bozulursa halvet olacaklarını iddia etti..
6 yaşındaki kızlar evlenebilir fetvasını verdi..
Battaniyenin iyi seçilmesi gerektiğini, erkeği gıdıklayabileceğini söyledi..
Yani ağzına ne gelirse sıraladı.. Saçma sapan ne varsa dile getirdi..
Sosyal medya çalkalandı, insanlar tepki gösterdi.. Cumhurbaşkanı da sert çıktı, Diyanet’i dini doğru anlatması, örümcek kafalıların elinden kurtarması için göreve çağırdı..
***
Peki sorunun kaynağı ne?
BİR: İnsanların Kuran okumaması.. Dinlerini Kuran okuyarak öğrenmemesi..
İKİ: Bilgilerin kulaktan dolma olması..
ÜÇ: Dinin ibadet boyutuyla sınırlı tutulması, dinin ahlak boyutunun göz ardı edilmesi..
***
Bu üç neden dinin istismar aracı yapılmasına neden oldu.. Kendi düşüncelerini Kuran söylüyormuş gibi pazarlayanlar çıktı..
Erkek egemen yapı en başta kadınları hedef aldı.. Tarikatlar kadına ikinci sınıf insan muamelesi yaptı.. Sosyal hayattan dışladı.. Bütün kötülüklerin anası gibi sunuldu..
Erkekleri baştan çıkarmak için şeytanla iş birliği yapmakla yaftalandılar..
Erkekler ise her zaman masum gösterildi..
Taciz vakasında bile.. Tecavüzde bile..
Ne yazık ki bu bakış İslam dininin emriymiş gibi kabul edildi..
***
Sadece kadın meselesinde değil.. Diğer konularda da benzer yöntemi izlediler..
Yüzde 99’u Müslüman olan ama yüzde 99’un yüzde 90’ının dinini bilmediği ülkede sözde ilahiyatçılar, din bezirgânları çok rahat at koşturdu..
Peki, buna karşı çıkanlar yok mu?
Olmaz mı?
Merhum Yaşar Nuri Öztürk gibi onlarca isim sayabilirim.. Ama onlar seslerini yeterince duyuramadı..
Tarikat/cemaat düzeni meydanı işgal etmişti..
Mesele çok derin!.
Mesele Kuran’ın okunmasıyla ilintili..
Diyanet araştırma yapmış.. Kuran’ı okuyan çok azmış.. Şöyle bi durum da var; adam mütedeyyin, Kuran’ı okuyor ama anlamadan..
Çünkü Arapça bilmiyor.. Sadece okuyor..
Yani dinini doğru kaynaktan öğrenemiyor..
Mesele bu..
Kuran-ı Kerim Türkçe okunmalı
Tamam anladık da ne yapmak lazım diyeceksiniz..
Kuran’ın Türkçe okunmasını sağlamak lazım.. Bu topraklar da Kuran-ı Kerim asırlarca Arapça okundu.. Arapça yayımlandı.. İnsanlar okuyamadığı için, okuyan çıksa da anlamadığı için, öpüp başlarına koydu, evlerinin duvarına astı..
Latin alfabesine geçtik.. Kolay okusun diye Arapçası Latin harfleriyle yazıldı, basıldı.. Hâlâ da basılıyor..
İnsanlar, Latin harfleriyle Arapça okudular tek kelime anlamadılar..
Oysa Kuran sadece okumamızı değil, anlamamızı da emrediyor..
***
İnsanlar namaz kılıyor.. Çoğu okuduğu surenin ne anlama geldiğini bilmiyor.. Arapçasını okuyor, tek satır anlamadan..
Tipik örnek.. Ayet-el Kürsi.. Müslümanlar bu ayetin önemini bilir.. Çoğu kişi, mesela cuma günleri veya dini günlerde açar okur, ezbere bilenler vardır.. Hatta çoğunluktadır..
İddia ediyorum; Ayet-el Kürsi’yi okuyanlara Türkçesini sorun; bilmezler..
Arapçasını ezbere söyler..
Türkçesini ezbere söyleyemez..
Diyanet buradan başlamalı.. Türkçe Kuran kampanyasıyla..
***
Konu önemli, yer sınırlı, yarın da devam ederiz..
