Mehmet Tezkan

Mehmet Tezkan

mtezkan@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Bugün pazar.. Vaktimiz her zamankinden fazla.. Arkamıza yaslanıp ‘olan biteni’ anlamaya çalışalım..
Gerçi tüm açıklığıyla anlamamız zor.. Karmaşık bir konu; tek boyutu, tek yönü, tek bir açıklaması yok..
İki kelimeyle özeti şu..
Devlet krizi..
Biliyorum bu tabir çok kullanıldı.. Kurumlar arasındaki ufak tefek çekişmeler bile böyle anlatıldı..
Bu onlar gibi değil..
Bu harbiden devlet krizi..
Bir yanda emniyetin bazı birimleri ile özel yetkili savcılar..
Öte yandan MİT ve kol kanat geren hükümet..
Devlet krizi denmesinin nedeni de bu..
*
Bu arada şunu da belirteyim.. Bazı yorumcuları büyük bir hayretle dinledim.. Bazı yazarları büyük bir şaşkınlıkla okudum..
Meğer her şeyi bütün ayrıntısına kadar biliyorlarmış!
Meğer dosyanın tümüne hatta nüanslarına kadar hâkimlermiş!
Anında pozisyon aldılar..
Çoğu MİT cephesinin arkasında durdu.. Vazifesi nedeniyle suçlandığını savundular, savcılara tavır aldılar..
*
Biz böyle yapmayalım, olan bitene bakalım..
MİT mensuplarının tam anlamıyla neyle suçlandığı tam olarak bilinmiyor.. Haber kırıntıları var ama ne kadarı gerçek ne kadarı manipüle belli değil..
Oslo’da PKK ile masaya oturmaları nedeniyle suçlanıyor olabilirler..
Böyleyse, gündeme ‘yargı vesayeti’ni getirir.. Siyasal iktidarın yetki alanına müdahale anlamı taşır.. Çünkü, o görüşmeler tam da MİT’in görev alanıdır..
Bir başka iddia daha var..
Öcalan’ın bazı talimatlarını MİT görevlilerinin KCK’nın silahlı güçlerine ulaştırdığı, sokak eylemlerini organize ettiği, KCK’yı fiilen yönettiği ileri sürülüyor..
BDP’nin Diyarbakır binasına yönelik operasyonda çok önemli belgelerin ele geçirildiği belirtiliyor..
Durum buysa yargının devreye girmesi kaçınılmaz..
Devreye girmesi ‘yargı vesayeti’ olarak yorumlanamaz..
*
Öyledir, böyledir demek.. Net bir teşhis koymak zor.. Henüz ortalık toz duman..
Ama manzara bu..
Kimi pozisyonu gereği ‘Oslo görüşmesini’ ön plana çıkartarak meseleyi yorumlamayı tercih etti.. ‘MİT, MİT’liğini yaptığı için suçlanır mı’ dedi..
Kimi de KCK-MİT ilişkisine yönelik iddiaları önemsedi.. Yapılanın ‘suçu değil de suçluyu tartışmak’ olduğunu ima etti..
*
Yorumlar arasında hiç ortak nokta yok muydu?
Vardı..
Genel kanı, özel yetkili savcı ve mahkemelerin yetkisinin çok fazla olduğuydu..
Özel yetkili yargının kaldırılması gerektiğiydi..
Sevindirici olan..
Yargıdaki bazı hoyratça tutumlara gözünü yumanların bile iki kanallı yargı sistemine karşı çıkmalarıydı..
Demokrasi adına haftanın tek kazancı buydu..
Çok fazla prim yazma; Bumerang etkisiyledir denilecektir..
Olsun, hemfikir olundu ya..
*
Geçen haftayı özetledik, önümüzdeki haftaya da bakalım..
Önümüzdeki haftanın en önemli siyasi gelişmesi Hakan Fidan ve MİT mensupları için yapılacak yasa değişikliği olacaktır..
İktidar ‘aciliyet’ nedeniyle, iki cümlelik yasa değişikliği yaparak MİT mensuplarını özel yetkili savcının elinden almak istiyor..
Muhalefet karşı çıkıyor..
Kişiye özel olmasın.. 250 ve 251. maddeleri değiştirelim diyorlar.. Sıkı tartışmalar yaşanacak..
*
Dün akşam üstü çok ilginç bir gelişme yaşandı.. MİT’çilerin peşine düşen savcı soruşturmadan el çektirildi..
Kriz ‘şimdilik’ donduruldu..
En azından MİT’çiler ‘yakalandı’ ‘yakalanamadı’ bekleyişi bitti.. Belli ki MİT mensuplarına dokunulmayacak..
*
Peki çekişme bitti mi derseniz bence bitmedi..
Bakalım daha neler olacak neler..

Haberin Devamı

MAÇ İZNİ..
Siyasette fırtınalar koparan o kadar hızlı değişiklikler oluyor ki, uzaktan bakmanın, uzaktan anlamanın imkânı yok..
Ee maç da var..
Beşiktaş için hayati maç.. Portekiz’de salı günü Braga’yla oynuyoruz..
Yollara düşmek lazım.. Gidip yerinde görmek lazım..
Üç, dört gün izninizle dükkânı kapatalım..