Mehmet Tezkan

Mehmet Tezkan

mtezkan@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

12 şehit verdiğimizi duyunca ilk aklıma gelen bu oldu..
Saldırının arkasında Suriye olabilir..
El Muhaberat..
Niye mi böyle düşündüm..
Bir ay önce 13 şehit verdiğimiz Silvan saldırısından beri bölge durmuyor.. Her gün bir şehit, iki şehit.. Adam kaçırma, yol kesme..
Sonunda dün doruğa ulaştı..
Amaç belli..
Ankara çatışma ortamına çekilmek isteniyor..
Ankara şiddet çukuruna düşürülmek isteniyor..
Bölge 90’lı yıllardaki gibi olsun isteniyor, şiddet, çatışma, kan, gözyaşı..
İstenen bu da isteyen kim?
* * *
PKK’nın şahin kanadı olmasın!
Demokratik özerklik talebiyle birlikte kendilerini özerk bölgenin silahlı kuvvetleri ilan eden Kandil’den kopuk bir grubun saldırısı..
Veya Kandil’e bağlı bir grubun eylemi..
Olabilir..
Başka..
Suriye olabilir mi?
Dikkat edin..
Ankara, Şam’ı ‘şiddete başvurma’ diye uyardıkça PKK saldırıları artıyor..
Ankara, Şam’a kendi vatandaşını vurma dedikçe PKK, 90’ların yöntemine dönüyor, yol kesip, adam kaçırıyor..
* * *
Başbakan, Suriye’deki devlet şiddeti artınca,
patır patır insanlar öldürülünce,sabrımızın sonu geliyor demişti..
PKK terörü artınca da aynı sözü söylemek zorunda kaldı..
Sabrımızın sonuna gelindi..
* * *
Lazkiye, savaş gemileri tarafından bombalanınca Ankara sözün bittiği yer çıkışı yaptı..
Dünkü saldırıdan sonra Başbakan, PKK için de aynı cümleyi sarf etti..
Sözün bittiği yerdeyiz..
* * *
Bir de ramazan olayı var..
Ankara Şam’ı bu mübarek ayın hürmetine katliam yapma, insanları öldürme diye uyardı..
Şam, onlar terörist savunması yaptı.. Dinlemedi..
Güneydoğu’daki olaylar için Başbakan ramazan sabrı gösterdiğimizi söylemişti..
12 şehit haberi gelince..
Ramazan sabrımız tükenmiştir dedi..
* * *
Görünen şu..
Şam..
Bak sen de askeri operasyon yapıyorsun, sen de zırhlı birliklerini gönderiyorsun, senin de sabrını taşırdılar, benim de taşırdılar, sen de ramazanda operasyon yapmak zorunda kaldın ben de, senin de teröristin var, benim de..
Demek için bu kanlı saldırıyı düzenlemiş olabilir..
Suriye istihbaratı bunu çok rahat yapar.. Yıllardır PKK ile iç içeydiler, hamisiydiler.. Hâlâ elleri kolları vardır..
PKK’nın içinde 1500’den fazla Suriyeli Kürt var.. Onlar nedense yıllardır Suriye’ye değil hep Türkiye’ye saldırırlar!
* * *
Elimde somut bir bilgi yok.. Olayların seyir defterine bakınca bu sonuç çıkıyor..


Depremi nasıl unuturuz ki..


O büyük felaketin üzerinden 12 yıl geçmiş.. O gece.. Saat 03.02 hâlâ herkesin zihninde, film şeridi gibi herkesin gözünün önünde..
Evleri yıkılan, yıkılmayan, o büyük sarsıntıyı dibinde yaşayan, uzaktan hisseden herkes 03.02’yi hiç unutmaz..
Yeşilköy’de oturuyordum.. Sıcak bir yaz günüydü.. Gece saat 02’lere kadar arkadaşlarla sahilde, deniz kenarında oturduk.. Sohbet ettik, gırgır yaptık, bol bol güldük..
Hatta içimizden biri; o kadar çok güldük ki hayra alamet değil başımıza bir iş gelecek demişti de kapa şom ağzını diye susturmuştuk..
* * *
Sonra büyük bir gürültü, evin salonu gitti geldi, koridor yamuldu, düzeldi.. O güne kadar deprem görmemiştik, deprem nedir bilmiyorduk..
Korkuyla bekledik..
Neredeyse her on dakikada bir sallanarak sabahı ettik ki ne görelim..
Yeşilköy bile yassı kadayıf olmuş evlerle doluydu..
* * *
Diyeceğim şudur..
Depremi hiç unutmayız ama hiç de önlem almayız..
(Kaçımızın elbise dolabı duvara monte?)



Bana bu çileyi kim çektirdi?

Sinemalarda ‘Patrondan Kurtulma Sanatı’ adlı bir film gösteriliyor..
Kalktım gittim.. Buz gibi salonda komedi filmi iyi gider diye düşündüm..
Film başladı..
Başlamasıyla ara vermesi bir oldu.. İlk yarısı 40 dakika falan sürdü.. Espri desen sıfır; bırakın incesini kalını bile yoktu..
10 dakikalık arada eşim; bu filmi nasıl seçtin dedi..
Okudum dedim..
Absürt komedi diye yazdılar, komedinin bütün gücü kullanılıyor dediler.. Şahane notu düştüler.. İçinde hem sulu zırtlak komedi varmış hem de trajikomik hikâye.. Bu tür filmler hem kahkaha attırıyor hem de salonu dolduruyormuş..
* * *
Filmin ikinci yarısı başladı; aynı..
Eve gelirken bize bu çileyi kim çektirdi diye düşündüm.. Bu filmi bana kim önerdi?
Hatırladım.. Serdar Akbıyık’ın Star gazetesindeki yazısıydı gecemi mahveden!