İkisi de park değil mi? İkisinde de eylem yapıldı.. İkisinde de kalabalıklar toplandı, parklar başka kimliğe büründü..
Birinde çevik kuvvet ordusu da gelmişti.. Diğerinde izindeydiler..
Birinde TOMA’lar vardı, bol miktarda tazyikli su sıktılar..
Diğerinde araçlar hangardan çıkmadı..
Birinde gaz bombasından göz gözü görmedi.. Diğerinde bir tane biber gazı atılmadı..
Birinde polis parkı boşalttı, barikat kurdu, parka girişe izin vermedi..
Diğerine elini kolunu sallayarak gir..
Birinde parkta buluşalım çağrısı yapanlar takibe alındı, gözaltına alındı, suçlandı..
Diğerinde parkta buluşalım diyenlerin sırtı sıvazlanıyor, alkışlanıyor..
Biri Gezi Parkı..
Diğeri Saraçhane Parkı..
Fark ne?
*
İki parkta da toplananlar meşru, haklı, protesto hakkını kullandı..
Birine sert tepki gösterildi, izin verilmedi.. Bu anayasal hakkımız diyenlere karşı polis orantısız güç kullandı..
Diğerine ses çıkarılmadı; teşvik bile edildi..
Birinde Dolmabahçe’den parka çıkmak isteyenlerin önü kesildi..
Diğerinde Fatih Camii’nden parka yürüyenlere yol verildi..
Fark ne?
*
Birinde eylemlerde ölenleri anmak için toplanmak isteyenlere terörist muamelesi çekildi.. Daha geçenlerde on beş gence bile yüzlerce polis müdahale etti..
Rakamla da yazayım..
15 gence..
Diğerinde Mısır’da ölenleri anmak için gidenlere neredeyse otobüs tahsis edilecek..
Biri Gezi Parkı..
Diğeri Saraçhane Parkı..
Fark ne?
*
Birinde park insan kaynıyordu.. En küçük bir şiddet eylemi yoktu.. Şarkılar, türküler söylendi, halaylar çekildi.. Kandilde kandil simidi dağıtıldı, cuma günü Cuma Namazı kılındı.. Karnı acıkana yemek verildi, çay ikram edildi.. Festival gibiydi..
Siyasal iktidar parkın işgal altında olduğunu iddia etti; ‘parkı millete geri vereceğiz’ diyerek zorla boşalttırdı..
Diğeri de insan kaynıyor.. Slogan atıldı, toplu namaz kılındı.. Konuşmalar yapıldı..
Siyasal iktidar parkın işgal altında olduğunu söylemedi.. ‘Parkı millete geri vereceğiz’ demedi..
Fark ne?
*
Yükselen sesleri duyar gibiyim..
Denilecek ki; biri darbecilere davet çıkardı, şiddete başvurdu, yakıp yıktı..
Cevap vereyim..
BİR: Ordudan darbeciler temizlenmedi mi? Demokrasiye bağlı komuta kademesi iş başında değil mi?
Evetse.. Darbeyi kim yapacaktı?
İKİ: Gezi Parkı’nda olanlar hiçbir zaman şiddete başvurmadı.. Kırmızı elbiseli kadın gibi yüzüne biber gazı sıkan polise sadece başını çevirdi..
*
Denilecek ki; tamam da aralarına radikal örgütler karıştı, demokrasi karşıtı eylemlere giriştiler, demokrasi karşıtı pankart açtılar, slogan attılar..
Cevap vereyim..
Mursi’ye destek eylemine katılanların arasında radikal örgütler yok mu? Hizbu’t Tahrir örgütünün açtığı ‘Kahrolsun demokrasi, geliyor hilafetin sesi’ pankartına ne diyeceksiniz?
Kahrolsun demokrasi demenin, ordu göreve demekten ne farkı var?
Ama onlar küçük bir grup..
Ama ötekiler de küçük bir grup..
Şunu de ekleyelim.. Gezi’de kimse demokrasiyi lanetlemedi..
Fatih-Saraçhane yürüyüşünde lanetledi..
*
Denilecek ki; bunca eylemi babam mı yaptı, yakıp yıkan, barikatlar kuran, polisle çatışmak isteyen kimlerdi?
Cevap vereyim..
Polis, Gezi Parkı’nda çadır kurup parkın park olarak kalması için toplananları, elindeki tüm araçları kullanıp dağıtmasaydı, onlara sahip çıkanları TOMA’larla püskürtmeye çalışmasaydı, bunca olay olmazdı..
Çata patayı seven örgütlere gün doğmazdı.. Fırsat bu fırsat diye Taksim’e koşturmazlardı..
*
Bir soru da ben sorayım..
Polis, Gezi Parkı yöntemiyle Saraçhane Parkı’nı boşaltmaya kalksa ne olur? Ortalığı biber gazına boğsa, yere düşenlerin, bir kenara çömelenlerin üzerine bile tazyikli su sıksa!.
Evlerinde oturan binlerce kişi Saraçhane Parkı’na koşmaz mı?
Polis, parka gelenlerin önünü kesse.. Stokları tükeninceye kadar biber gazı sıksa.. TOMA’ların biri gidip öteki gelse..
Ne olur?
Saraçhane eylemcilerine soruyorum..
Tepkiniz ne olur?
İyi pazarlar..
