Yok demokrasiydi, yok şeffaflıktı, yok oydu, yok buydu hepsi hikâye..
Bir işin ucu iktidara dokunuyorsa tukakadır!.. Anında çark edilir!..
İktidarın işine yarayacak hale getirilir..
CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun gündeme getirdiği Sayıştay meselesi de bunlardan biri..
İktidar kendi getirdiği yasa teklifini yine kendi önergesiyle değiştirdi...
Niye?
O niye var ya o niye, AKP’nin yönetim anlayışını da gösteriyor..
* * *
İktidarın getirdiği yasa teklifi; Sayıştay’ın kamu kaynaklarının etkin, ekonomik ve verimli kullanılıp kullanılmadığının incelenmesini de öngörüyordu.
Teklif komisyondan geçti, genel kurula indi..
AKP anında fikir değiştirdi..
Değişiklik önergesiyle bu bölümü metinden çıkardı..
Niye getirdi, niye çıkardı?
Şundan getirdi..
Sayıştay, silahlı kuvvetleri de denetleyecek, kendisine verilen kaynakları doğru kullanıp kullanmadığını inceleyecek, yanlış kullandılarsa bunu tespit edecekti..
Yani askerin harcamaları bu yolla zapturapt altına alınacaktı..
Askeri mallar ve silahlar kâğıt üstünde değil gerçek anlamda denetlenecekti..
Alınan silahlar gerekli mi, gereksiz mi?
Doğru kullanılmış mı, kullanılmamış mı?
Ekonomik mi, değil mi?
Amaç buydu..
* * *
Sonra baktılar ki askeri harcamaları denetleyelim, mali saydamlık, şeffaflık falan derken işin ucu iktidara kadar dokunuyor..
Sayıştay mesela Karadeniz Otoyolu’nu da aynı metotla denetleyecek.. Barajları da..
Performans denetimi yapacak!.. Kâğıt üstünde değil, yerinde..
AKP anında çark etti, ne olur ne olmaz kendimi de ateşe atmayayım diye vazgeçti..
* * *
Meselenin aslı astarı budur..
Sorsanız öyleydi böyleydi, yürütme yargının emrine girecekti falan diyeceklerdi..
Öyle veya böyle..
Benim sorum basit; neden son anda vazgeçtiniz?
Başbakan’ın keşke dedirten taahhüdü
Başbakan uzun grup konuşmasında çok önemli taahhütte bulundu.
Herkesin keşke dediği..
Herkesin istediği, beklediği, böyle olması gerektiği bir taahhüt..
Başbakan dedi ki;
“2011 seçimlerinden sonra başlatacağımız anayasa çalışmaları sadece belli sorunların, belli özgürlüklerin dikkate alınacağı değil, Türkiye’deki her sorunun, her özgürlük meselesinin çözüm yoluna kavuşacağı bir süreç olacaktır.”
İnşallah diyelim..
Farklı inanç gruplarının, farklı mezheplerin, farklı etnik grupların sorunları çözülmeden ekonomide ağzımızla kuş tutsak da büyük devlet olamayız..
Zaten ağzımızla kuş da tutamayız..
Bankacı Başkan’ın ayakkabıları
Merkez Bankası Başkanı Yılmaz, dünyanın en iyi başkanlar listesinde yedinci sıraya yükselince şöyle sesler yükselmeye başladı..
O göreve getirildiğinde ‘Beyaz Türk’ kabul edilmemişti.. Önyargılı bakılmıştı.. Kapısının önünde çıkarılan ayakkabıların fotoğrafı basılmıştı..
Eşi türbanlı diye horlanmaya çalışılmıştı..
Bir kere..
Sapla samanı karıştırmayalım.. AKP yanlısı medyayı da görmezden gelmeyelim..
Durmuş’la uğraşan asıl onlardı, hor gören onlardı..
Evinin önündeki çıkarılmış ayakkabı ordusu haber fotoğrafıydı.. Dünya Bankası eski Başkanı Wolfowitz’in delik çorapları gibi..
Gelelim onların yaptığına..
Başbakan’ın emrine girmedi diye bu adam bu işten anlamıyor anlamında az manşet atmadılar.. Az haber yapmadılar..
Yeni Şafak’ın arşivi orada!..
Paniğe gerek yok Beşiktaş Beşiktaş’tır
Beşiktaş’ın meselesi iyi futbol oynayıp oynamama meselesi değil..
Beşiktaş’ın meselesi çok sayıda futbolcunun aynı anda sakatlanması da değil..
Beşiktaş’ın meselesi gol atmamak da değil..
Beşiktaş’ın meselesi şanssızlık da değil..
Ne o zaman diyeceksiniz..
Psikolojik!..
* * *
İtiraf etmeliyim ki ben dahil, kulüp başkanı dahil, taraftar dahil herkes çok çabuk ve çok fazla havaya girdi..
Ligin ilk haftasında, lig şampiyonluğunu çantada keklik gördük.. Gruptan çıkar mıyız hesabını geçtik, final oynar mıyız diye düşünmeye başladık..
Kötü bir şey değil.. Hedef koymak, çıtayı yükseltmek, büyük düşünmek çok iyi de bunu biraz erken yaptık galiba..
Futbolun futbol olduğunu unuttuk..
Futbolcuları da sanki iki hafta sonra Avrupa finali oynayacaklarmış gibi havaya soktuk..
İlk tökezleme psikolojik yıkım getirdi.. Beklenmedik yumruk yiyen boksörün sarsılması gibi..
Futbol bu.. Olacak bunlar..
Paniğe gerek yok.. Bu Beşiktaş sezon başındaki hedeflerine yine ulaşır..
Yeter ki panik atağa kapılmasın, aceleci kararlar almasın.. Göreceksiniz, ilk galibiyetle işler rayına girecek..
Telaşa gerek yok..
