Mehmet Tezkan

Mehmet Tezkan

mtezkan@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

İktidara yakın yazarlar da dile getiriyor..

Adalete güven yüzde 30’lar seviyesine indi.. Güvensizlik yüzde 70’lerde..

Normal mi?

Normal.. Çünkü..

Bir ülkenin savcı ve hâkimlerinin üçte biri terör örgütü üyesi olmakla suçlanıyorsa..

Bir ülkenin en önemli soruşturmalarını yürüten savcıları terörist damgası yemişse..

Bir ülkenin en büyük davalarına bakan hâkimleri imamlardan talimat almışsa..

O ülkede yargı bitmiştir..

O ülkede insanlar adalete güvenmez..

O ülkede yargı kolay kolay belini doğrultamaz..

***

Peki ne yapacağız, oturup ağlayacak mıyız?

Haberin Devamı

FETÖ’cülere her gün lanet edip oturacak mıyız?

Hayır.. Mesele şu..

İmamlardan talimat alan FETÖ’cüler yargıdan temizlendi.. Yargının içinden şeytan çıktı ama adalet arayışı bitmedi.. Adalet çığlıkları kesilmedi..

Maalesef; hâlâ önce tutukla, sonra delil ara anlayışı sürüyor..

Maalesef; bazı iddianameler, bazı tutuklamalar vicdanlara sığmıyor..

Yoksa kimse darbecileri, FETÖ’cüleri savunmuyor.. Kimse byLock kullandığı için kamudan uzaklaştıranları kollamıyor.. Kimse soru hırsızlığıyla kamuda kendine yer açanlara acımıyor..

Muhalif seslerin FETÖ’cülerle aynı kefeye konulması vicdanları rahatsız ediyor..

***

Yargıtay Başkanı diyor ki; halkın güveni sarsıldı..

Evet, peki tamir etmenin yolu ne?

Hukukun ipine sarılmak.. Hukukun üstünlüğünü geri getirmek.. İmamların yerini hukukun aldığını göstermek..

Bu nasıl olur?

Güçlü delillere dayanan iddianamelerle olur..

Sağlam gerekçeli kararlarla olur..

***

İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı demiş ki; hâkim ve savcılar hiç olmadığı kadar bağımsız ve tarafsızdır..

Tamam o zaman.. O savcı ve hâkimler de hiç olmadığı kadar hukuka bağlı kararlar alsınlar..

Alsınlar ki..

Adalete güven yüzde 30’lardan yüzde 80’lere çıksın..

Sadece dinle; duy

Tatilde beni etkileyen yazılardan biri de hapisteki Deniz Yücel’in eşinin yazdığı mektup oldu..

Daha doğrusu, çağrısı.. Derdini anlatmaya şöyle başlamış..

‘Biraz vaktin var mı? Sana bir şey anlatacağım.

Sağırlık duvarını delmek için attığım çığlık bu. Kulaklarını kapama. Duy beni.

Önce söz ver; sıyrıl ön yargılarından, körü körüne inandırılmışlıklarından kurtar kendini de kulak ver. Korkma benden, nefret etme, öfkelenme, dinle. Sev ya da sevme önemli değil, sadece dinle. Duy beni.’

Haberin Devamı

***

Birbirimizi dinlemeye, çok ihtiyacımız var..

Tehlike kapıyı çalıyor

Tatil dönüşü sütunun kepenklerini adaletle açtık; adaletle devam edelim..

Yargıtay Başkanı’nın konuşmasında gözden kaçan çok önemli bir bölüm var.. Başkan büyük bir tehlikeye dikkat çekiyor..

Dediği şu; ‘Hukuk fakültesi sayısında son yıllarda yaşanan olağanüstü artış hukuk sistemimiz açısından önemli riskler doğurmuştur. Bu risklerin en büyüğü yetersiz hukuk eğitimi alan kişilerin hâkim ve savcı olmasıdır. Bu durum hatalı karar sayısını artıracaktır.’

***

85’ten fazla hukuk fakültesi var.. Ama eğitimin kalitesi ne durumda?

İyi değilmiş!..

Şu gerçeği kabul edelim.. Fakülteler binadan ibaret değil, içine kaliteli eğitimi de koymak gerekir. Geleceğimiz için iyi hukukçular yetiştirmemiz lazım..