Başbakan muhalefetin Sivas’ın ötesine geçemediğini iddia etti..
Yetmedi, daha da ileri gitti..
Ankara’nın dışına çıkmamakla suçladı..
Önceki gün de bombayı patlattı.. “Bu muhalefet Türk siyasi hayatının en tembeli” dedi..
Haklı mı?
Dışarıdan bakılınca gözle görünür bir gerçek var..
Çalışkan değiller..
Seçim döneminde bile çalışmayı sevmiyorlar!
* * *
Siyasete biraz tepeden bakalım..
İktidardaki partinin başı biraz dertte.. Kürt açılımı yapmak istedi, eline yüzüne bulaştırdı..
PKK’lıların gerilla elbiseli Habur girişi kimyalarını bozdu.. Nasıl toparlarız derdindeler..
Diz boyu işsizlik var.. Teğet geçti deniliyor ama esnaf can derdinde..
2005’ler gibi, 2007’ler gibi değil..
Muhalefet için malzeme bol yani..
* * *
Manzara buysa..
İl il dolaşmaları.. Sürekli toplantılar, mitingler yapmaları.. Yeni stratejiler belirlemeleri.. Teşkilatlarını sık sık Ankara’ya çağırıp taktik vermeleri.. Kadın teşkilatlarını, gençlik teşkilatlarını harekete geçirmeleri.. Kahve, kahve dolaşıp iktidarı şikâyet etmeleri..
GEREKMEZ Mİ?
Normali bu değil mi?
* * *
Tam tersi oluyor..
Bu söylediklerimi AKP yapıyor..
Cuma günü 21 ilden gelen 600 kadını Ankara’da topladılar.. Birinci etapmış.. 81 ilden kadın çağıracaklarmış.. 2400’e yakın kadını..
Kadınları Ankara’da üç günlük kampa almışlar.. Resmen eğitiyorlar.. Kentlerine, ilçelerine, mahallelerine gidince ne söyleyeceklerini öğretiyorlar..
Muhalefetteymiş gibi çalışıyorlar..
Başbakan kadınlara hitaben bir konuşma yaptı.. TRT uzun uzun verdi.. Dinledim..
Kürt açılımını anlatırken ağıt okudu, türkü okudu, hepsini ağlattı..
Bu işe el koyun mesajı verdi..
* * *
Bu, yaptıkları etkinliklerden sadece biri!.. Valla muhalefetteymişler gibi gece gündüz bastırıyorlar..
* * *
AKP’nin sırrı burada galiba.. Yedi yıldır muhalefetteymiş gibi davranması.. Muhalefete iktidar muamelesi çekerek günah keçisi yapması..
ÖZÜRLÜ İŞÇİYİ AT.. SİYASETÇİYİ AL..
Bütün işler artık taşeronda.. Kimsenin iş güvencesi falan kalmadı.. Taşeron firma bir yıllık sözleşme yapıyor..
Yıl sonu kapı önü..
Veya firma bu yıl ihaleyi kazanamadım diyor..
Topluca kapı önü..
Zaten ihale alanlar da belli.. AKP’liler..
Başkası?
Maazallah!..
Düşünün artık, İstanbul’da itfaiyecileri bile taşerona bağladılar.. Hep de Almanya’daki Deniz Feneri’nin 18 milyar ‘euro’sunu ceplerine atmakla suçlanan kişilerin şirketine..
Bizden diye!..
Hizmet ihalesini alan firma AKP’li olmayanları ayıklıyor, güle güle çekiyor.. Yerine AKP için çalışanları dolduruyor..
İşten attığımız insanlara ayıp olur diye gizli kapaklı da yapmıyorlar..
Açık açık..
Göstere göstere..
* * *
Şimdi diyecekler ki.. Daha önceki iktidarlar da kendi adamlarını doldurmadı mı?
Evet de.. Hiç bu kadarı olmadı..
Bedensel engelli işçi işten atılıp yerine ilçe gençlik kolları başkanı alınmadı..
Bunu da gördük..
KAFA DENGİ!..
Kanal 24’de yayınlanan Kafa Dengi izlediğim programlardandır.. Kaçırmamaya çalışırım.. Ülke TV’deki Meksika Sınırı’nı da severdim..
Cuma akşamı yine ekranın karşısına geçtim.. Konu sansürden açıldı, ağzım bir karış açık kaldı..
Edebiyatçı Selahattin Yusuf’a çok şaşırdım.. Gece boyu sansür de sansür diye tutturdu..
Toplumun değerleri varmış.. O değerler korunmalıymış..
Sırrı Süreyya Önder ile başladılar tartışmaya.. Önder sordu: Memleketin değerlerini kim belirleyecek?
* * *
Bence bütün mesele bu.. Çektiğimiz çoğu sıkıntının altında da bu yatıyor..
İktidarı ele geçiren, gücünü, dişini gösterebilen, ‘değerler sınırı’ çizmeye kalkıyor.. ‘Bizim toplum böyledir’ diyerek fetva veriyor!
Yasaklar, sansür kurulları, RTÜK gibi kendine işlevinin ötesinde görev biçen kurumlar ortaya böyle çıkıyor..
* * *
Herkes eline mezura alıp ölçüp biçmeye meraklı ya..
Kimi parkta dolaşan türbanlıya takıyor..
Kimi parkta el ele yürüyen sevgililere..
Kimi türban takanların ekranda görünmesine kızıyor..
Kimi dizilerdeki öpüşme sahnelerine..
Ama herkesin gerekçesi aynı: Toplumun değerlerine aykırı..
