Ülkenin nabzını tutmanın, gidişatın rotasını belirlemenin, değişen eğilimleri, fikirleri saptamanın bir tek yöntemi var..
Saha çalışması yapmak, yüz yüze yapılan görüşmelerle nabzı tutmak..
Siyaseti yönlendirme amacı taşımayan, parayı veren düdüğü çalar anlayışına yüz vermeyen araştırmalar yol gösterici oluyor..
Hele önceki yıllarla mukayese yapılmışsa ufuk açıyor.. Kadir Has Üniversitesi’nin çalışması bu açıdan önemli.. Memleketin havasını anlatıyor..
*
Terörle başlayalım..
‘Türkiye’deki terörün çözümü için en etkili yol hangisidir?’ diye sormuşlar..
Yüzde 44.2 askeri yöntemler demiş, geçen yıl bu oran yüzde 31.6 imiş..
Bu artış çok önemli..
Düşündürücü.. Siyasi yöntemlerle çözülür diyenlerin oranı azalmış.. Yüzde 33’ten yüzde 29.5’e inmiş..
*
Peki çözüm için kimle görüşülsün, BDP’yle mi, PKK’yla mı, Öcalan’la mı?
Sonuç; hiçbiri..
Yüzde 51.8 kimseyle görüşülmesin diyor.. Hele Öcalan’la asla.. (Yüzde 84.4)
Başka bir önemli husus..
Kamuoyu BDP ile PKK’yı bir tutuyor..
Üzerinde kafa yorulması gereken sonuçlardan biri de şu..
Türklerin yüzde 65.8’i Kürtlerin ayrı bir devlet kurmak istediklerini düşünüyor..
Kürtlerin yüzde 62’si ise ‘hayır’ diyor.. Ayrı bir devlet istenmiyor..
*
Türkiye’de Sosyal ve Siyasal Eğilimler Araştırması’nda yanıt aranan çok başlık var..
Başarı/başarısızlık ölçen bölümleri bir kenara bıraktım.. Genel manzarayı açıklayan sonuçları mercek altına aldım..
Mesela, anketten Türkiye’nin hızla muhafazakârlaştığı sonucu çıkıyor..
Kendini muhafazakâr olarak tanımlayanların oranı yüzde 20.5’e çıkmış.. Geçen yıl yüzde 15’miş..
Bir yılda yüzde 15’ten yüzde 20’ye.. Önemli artış..
*
Cumhuriyetçiyim diyenler de aynı oranda azalmış.. Yüzde 26.4’ten yüzde 20’ye inmiş..
2012 Türkiye’sinin fotoğrafı bu..
En büyük kan kaybına liberaller uğramış. Geçen yıl liberalim diyenlerin oranı yüzde 4.2’yken bu yıl 0.9’a düşmüş..
*
Son bir not..
Peki, bu topraklarda yaşayan insanlar mutlu mu değil mi?
Cevap; mutlu..
Yüzde 62.1 mutlu, yüzde 23.7 idare ediyor, yüzde 14.2 mutsuz..
Çok mutluların oranı yüzde 18.6, çok mutsuzların oranı yüzde 2.4..
Dikkat! Şike iddiası husumete dönüşüyor
Şike vakası sarpa sardı, işin içinden çıkılmaz hale geldi.
Vahim hal aldı..
Kulüpler arasında husumete dönüşmeye yüz tuttu.. Husumete dönüşürse ligler oynanamaz hale gelir..
Taraftar, bir kulübe verilen cezadan başka kulübü sorumlu tutarsa, bu iş on yılda zor toparlar!..
*
Olan biten şu..
Federasyon ve bazı kulüpler ‘küme düşme kaldırılsın puan silinme’ cezası getirilsin istiyor.. Şöyle düşünüyorlar:
Zaten ligin tadı tuzu yok, bu yılı böyle idare edelim, defteri kapatalım. Ceza verilen takımlar bir yıl Avrupa’yı unutur, olur biter..
Aksi halde hep birlikte batarız!.
*
Fenerbahçe ise böyle düşünmüyor.. Aslında Aziz Yıldırım.. Galiba şöyle düşünüyor:
Hem Fener’e şike yaptı diye ceza keseceksiniz hem de ligi kurtarmak için Fener’i düşürmeyeceksiniz.. Fener’siz lig olmaz diyorsanız ceza da kesemezsiniz.. Ceza kesecekseniz bizi düşürün, gününüzü görün..
*
Aziz Yıldırım’ın dip duygusu galiba şöyle..
Herkes sıyıracak kabak başıma patlayacak.. Ya hep beraber çıkarız ya hep birlikte batarız..
*
Bu görüş haklı, bu görüş haksız işine girmeyeceğim.. Futbol zor konu, takım tutmak başka mesele.. Herkes meseleye kendi takımının penceresinden bakıyor..
Benim demem şu..
Bu gidiş uçuruma gidiş.. Karar geciktikçe uçurumun derinliği de artıyor!
