Mehmet Tezkan

Mehmet Tezkan

mtezkan@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Yüzlerce kez yazıldı, onlarca kez söylendi.. Medyanın da.. Siyasetçilerin de görüş birliği içinde oldukları tek konu bu.. Tutukluluk süreleri uzun.. Hem de çok uzun..
Cumhurbaşkanı dahil, liderler, bakanlar, milletvekilleri ‘ kamu vicdanı’ nın yara aldığını söylüyor..
Söylüyorlar ama bir şey yapmıyorlar eleştirileri yükselirken CHP yasa değişikliği önerisi verdi..
Kısaca, tutukluluk süresinin belli bir yılla sınırlandırılmasını istiyor..
Aynı zamanda davaların da hızlı görülmesinin sağlanması gerektirir.. Ama şu gerçek.. 10 yıla kadar uzayan tutukluluk süresi akla mantığa uygun değil..
Makul süreye inmesi gerekir..
* * *
Yasa değişikliği önerisi Meclis’e sunuldu..
Merak ediyorum.. Bakalım ne yapacaklar?
İktidar partisi, iktidar milletvekilleri nasıl bir tutum izleyecek?
Öneri CHP’den geldi diye ret edecekler mi?
Bence reddedecekler..
* * *
Niye mi?
Biliyorsunuz, bir ara faili meçhul cinayetler ülkenin bir numaralı konusuydu.. İktidar dillendiriyordu.. İktidar dillendirdiği için, İktidara yakın duran gazete ve gazeteciler her gün yazıyordu..
Gidişat çok iyiydi.. Bizim on yıllardır üstünde durduğumuz meseleye onlar da duyarlılık göstermeye başlamışlardı..
Sonra ne oldu?
CHP faili meçhulleri araştırılması için komisyon kurulmasını önerdi..
Bir kez değil.. Dört kez..
Hepsi iktidar oylarıyla reddedildi..
İktidara yakın duran gazeteciler bu konuyu anında unuttu.. Artık tek satır göremezsiniz..
* * *
Dersim farklı mı?
Gümbürtü koptu.. CHP, İsmet İnönü nedeniyle tu kaka yapılmaya çalışıldı..
13 bin kişinin öldürüldüğü açıklandı..
Fatura tam CHP’ye kesiliyordu ki, CHP gelin bu işi araştıralım dedi..
Yine, iktidar partisinin oylarıyla reddedildi..
Artık bu konuyu yazan çizen yok..
Asıl müsebbip Celal Bayar olduğu için mi?
* * *
İddia ediyorum..
Tutukluluk sürelerinin kısaltılması için verilen önerinin de akıbeti farklı olmayacak..


Sağlık’ta başka mağdurlar da var..

Hoca’ların durumunu yazdım.. Ama kanun hükmünde kararnamenin başka mağdurları da var..
Bir gecede bütün hakları elinden alınanlar..
Onların da sesini duyurmak şart..
Bir örnekten yola çıkacağım.. İsim vermem.. Bana gönderdiği mektupta anlattığının özeti şu..
* * *
1992 yılında bu mesleğe başlamış o tarihten beri devletten çalışan bir hekimim.. Altı yıl tıp fakültesi, iki yıl mecburi hizmet, dört yıl ihtisas derken 1990 yılında başasistanlık sınavını geçerek bir eğitim hastanesine başasistan olarak atandım.
Burada üç yıl çalışarak hizmet üretmenin yanı sıra eğitim ve araştırma faaliyetlerine de katılarak yani mesaim bittikten sonra evimde, hafta sonu tatillerinde bilimsel çalışmalarımı hazırlayarak şef yardımcılığı sınavına girdim, kazındım..
Şef yardımcısı oldum. Beş yıllık şef yardımcılığı görevim boyunca aynı çalışmalarımı sürdürdüm. 1998 yılında ÖSYM tarafından yapılan merkezi klinik şefi sınavını geçerek şef oldum..
Bu arada YÖK sınavı ile doçent unvanı aldım.. 13 yıldır klinik şefi olarak çalışıyorum.
Son dönemde Tam Gün Yasası ile muayenehanelerimizin kapatılması gündeme gelince, kapattık.
Sağlık Bakanlığımız, bizden daha çok yararlanmak istiyor, bizden daha çok hekim yetiştirmek istiyor zannetmiştik:
Meğer böyle değilmiş.
Muayenehanemizi kapattık tam zamanlı hastanede çalışmaya başladık. Ve bir gece neye uğradığımızı şaşırdık.
2 Kasım gecesi çıkan kararnameyle üç sınavdan geçerek hak kazandığımız klinik şefliği, şef yardımcılığı, başasistanlık yok sayıldı..
Hepimiz başladığımız noktaya geri döndük.
* * *
Lafı uzanmayayım..
Sağlık Bakanı buna ne der acaba!


Sağlık Bakanlığı’nın açıklamasına cevabımdır


Sağlık Bakanı’nın Basın Müşaviri yazdıklarıma karşı dün uzun bir cevap göndermiş..
Kısaca sağlıkta nereden nereye geldiğimizi anlatıyor..
Hastanelerde kuyruklarının kalktığından..
Aile hekimliği kurumundan..
Herkesin doktora ulaşmasından..
Anne ölüm oranının, 100 bin canlı doğumda 70 iken, 100 binde 16 düşürüldüğünden..
Bebek ölüm oranlarının binde 28.7 iken binde 10’a indiğinden..
Kar paletli ambulanslardan..
Ambulans helikopterlerden.. Uçaklardan..
Çağrı merkezlerinden..
Sağlıktaki memnuniyet oranının yüzde 39.5’tan yüzde 73’e yükselmesinden söz etmiş..
* * *
Bunlara itirazım yok..
Bakanlık çok başarılı.. Birkaç yazımda altını çizdim iktidar partisi yüzde 50’yi yakaladıysa en büyük pay Sağlık Bakanlığına aittir..
Herkes duacı..
* * *
Ama bu başka mesele.. Benim yazdıklarımla alakası yok..
Bakan bugüne kadar iyi işler yaptı, doğru işler yaptıysa, bundan sonra her yaptığının doğru olması, isabetli olması anlamına gelmiyor ki..
Bana göre inat yaptı.. Çıkarttığı kararname yanlıştı..
* * *
Bakanlıktan bana gelen açıklamada denilmek isteniyor ki.. Mağduriyet yaşıyormuş gibi gösterme çabasında olan topu topu 630 öğretim üyesi..
Mesele bu zaten..
O 630 Hoca , hoca yetiştiren Hoca’ lardı..
Dallarında bir numara olanlardı..
Olmasalardı, Başbakan’ın ameliyatı için çağrılırlar mıydı?
* * *
Bakan’ın danışmanı yazdıklarıma yanıt vermemiş..
Resmen politika yapmış!..
Hatta demiş ki; Haziran 2011 seçimlerinde gereken cevap verilmiştir..
Yani, Bakanımı eleştirmek haddin değil diyor..
Ne diyeyim ki!..
Desem desem demokrasinin bittiği yer derim!..
* * *
Sorum şu.. Bakan’ın açıklamasına göre 1052 doktor neden ayrılmak zorunda bırakıldı..
Tıkır tıkır işleyen sisteme neden çomak sokuldu..