Dört kadın vekilin Meclis’e türbanlarıyla girmelerinden (beş olacakmış) sonra mesele kapandı zannetmiştim.. Biliyorum; türban meselesi kapanmaz, kapatılmaz.. Seçim meydanlarının yine baş konusu yapılır o ayrı..
Muhalefete türban üzerinden saldırılar biter diye düşündüm.. İktidar o gün ortaya çıkan tabloyu ‘büyük bir olgunluk’ diye yorumladığına göre, bitmesi gerekiyordu..
Bitirilmedi.. CHP adına kürsüye gelen Şafak Pavey’e bel altı vuruşlara bile kalkışıldı.. Türbanlı vekiller, kendi inanç özgürlüklerine gösterdikleri hassasiyeti başkalarının özgürlüklerine de göstersin demesi..
‘Bundan böyle minik etek giydiği için işten atılan, sol kulağı küpeli olduğu için dövülen, dekoltesi bakanın hoşuna gitmediği için linç edilen, oruç tutmadığı için öldürülen, Hıristiyan olduğu için isimlerini değiştirenlerin güvenlikleri, herkesten çok bu türbanlı kadın vekillere emanettir’ sözleri kızdırdı..
*
Diyorlar ki; özgürlük takipçisi olmak, niye haklarına yıllar sonra kavuşan ‘zencilerin’ sırtında olsun ki...
Tırnak içinde kendilerini zenci olarak adlandıranlar 11 yıldır iktidarda..
Zencilik mi kaldı!..
11 yılı geçtim.. Son 6 yıldır yüzde 50’ye yakın oy oranıyla iktidarda.. Bütün kurumlara hakimler.. İstedikleri yasayı çıkaracak güce sahipler..
Çoğunluktalar..
Azınlıktakilerin özgürlük takipçisi olmaları yetmiyor.. Özgürlük getirmiyor..
Çoğunlukta olanların bu işe soyunması gerekiyor.. Çünkü; çoğunlukta olanların kendileri gibi yaşamayanların haklarını korumasının adıdır demokrasi..
Korumazlarsa ne olur?
O rejimin adını siz söyleyin..
*
Memleketin gündeminden düşmeyen meselelerden biri de Gezi.. Daha doğrusu Gezi’ye katılanlara, destek verenlere kesilen cezalar..
Özel tiyatrolara ceza kesildi.. Gezi eylemine katılan sanatçıların rol aldığı özel tiyatrolara bu yıl yardım yok!..
Şehir tiyatroları Gezi’yi öven konuşma yaptı diye bir yönetmeni hakkında soruşturma açmış..
Savunma istemiş!..
Neyin savunması..
*
Cumhurbaşkanı bile Meclis kürsüsünden Gezi’yi övdü.. AB raporunda Gezi’ye atıfla demokrasi övgüsü yapıldı; Türkiye’de sivil toplum gelişiyor denildi..
Hoşumuza gitti.. Raporu kaldırıp çöpe atmadık!..
Çöpe atmadık ama Gezi’ye destek eylemine katılanları, gözaltına alınıp serbest bırakılanları yurttan atıyoruz..
*
Bir de iyi haber verelim.. Gezi’ye destek eylemine katıldıkları nedeniyle İzmir’de yargılanan
yedi kişi tahliye oldu..
Bir örgütün çağrısıyla değil kendi irademizle katıldık, demokratik hakkımızı kullandık demişler..
Avrupa bu gözle bakıyor.. Biz de bu gözle baksak artık!..
İnsanların talimatla hareket etmediğini, özgür iradelerini kullandıklarını da kabul etsek..
*
Bir başka mesele daha var.. Aile Bakanlığı 18-24 yaş arası evlilikleri teşvik etmek için kredi vermeye hazırlanıyor..
20 yaşında, 22 yaşında evlendin mi on bin lirayı kapıyorsun..
Bir yıl ödemesiz dört yılda geri verilecekmiş.. Bu arada çocuk yaptın mı, borcun bir yıl daha öteleniyor..
Bitmedi.. Üniversitede okurken evlenirsen aldığın öğrenci kredisi karşılıksız bursa dönüşüyor, yurt da bedava oluyor..
Bu teşvikler evlilik patlaması yapar mı bilmiyorum, hayata hazırlanmadan genç yaşta evlenenlerin çektiği sıkıntıları biliyorum..
Hayatın yükünü omuzlayamadıklarına tanık oldum..
Pişman olduklarına.. Hayatın kenarında kaldıklarına..
Keşke dediklerine..
İyi pazarlar!..
