Wikileaks belgeleri için yapılan yorumları dinliyor musunuz?
Birileri ekranlara çıktı; belgelerin orasından girdi, burasından çıktı, Ergenekon şüphesine dikkat çekti, AKP hükümetini yıpratmaya yönelik bir girişim olduğuna getirdi..
Türkiye ile ilgili bilgilerin çok fazla olmasının nedeni buymuş..
Ana yemek AKP’ymiş..
Öteki ülkeler için yazılanlar sosmuş.. Kamuflajmış..
*
Bu tür gard alma, saptırma, hedef şaşırtma amaçlı yorumlara eskiden hayret ederdim..
Ağzım bir karış açık dinlerdim..
Artık hayret etmiyorum, çünkü alıştık..
Şimdi bu tür yorumların amacı ne ona bakıyorum..
iki amacı olabilir..
BİR: Buradan da bir mağduriyet çıkarma çabası vardır.. Bakın ABD bile bizim iktidarın altını oymak için kazma sallamış demek içindir..
İKİ: Bugüne kadar açıklananlarda bir şey yok ama ileride birtakım belgeler, bilgiler açıklanırsa baştan komplo ilan edip tedbir almak içindir..
*
Amerikalı diplomatların yazdıkları ortalığa yayıldıkça bizim medyaya da bir haller oldu..
Ya sıkı bir sansür uyguluyorlar..
Ya da işlerine geldikleri bölüme itibar ediyorlar, gerisini palavra sayıyorlar.. Mesela Başbakan için işkolik ve mükemmelci denmesi tam isabet oluyor, gerisi safsata!..
*
Bu belgeler sadece sitede yayımlanmıyor.. Beş ülkedeki önemli gazetelere gönderiliyor..
Yeni Şafak’ta Taha Kıvanç adıyla da köşesi olan Fehmi Koru dün şöyle yazmış:
İsterdim ki, belgeleri Türkiye’deki bir gazeteye de -söz gelimi Yeni Şafak’a- versinler..
Okuyunca pes dedim!
Niye mi?
Koru, bunu yazıyor ama kendi gazetesi Türkiye ile ilgili belgeleri makaslıyor.. İnternette yayımladığı halde, televizyonlarda bangır bangır verildiği halde, sağır sultan bile duyduğu halde sansürlüyor..
*
Wikileask’i kafadan güvensiz ilan etme çabası da var.. İnternet sitesi kendi iddialarını yayımlamıyor ki, ele geçirdiği ABD belgelerini yayımlıyor..
İşin ilginç yanı ne biliyor musunuz?
İnternet sitesindeki belgelerin güvenilirliğini sorgulayanlar bugüne kadar internete düşen belgelere en fazla itibar eden kişiler oldu..
Ucu kendilerine dokunma ihtimaline karşı şimdi veryansın ediyorlar..
Oysa düne kadar internet sitesine düşen ses kaydına, bilgiye, imzasız ihbar mektubuna göre diye az manşet atmadılar..
‘Ortada sıçan’ı şimdi anladım
Eskiden futbol oynamışlığımız vardır.. Antrenmanların değişmezlerinden biri de ortada sıçan oyunudur..
Futbolcular maç öncesi ısınırken de bu oyunu oynarlar.. Beş kişi ortalarına iki kişiyi alır, amaç tek pas yaparak topu kaptırmamaktır, topu kaptıran ortaya geçer..
Önceki geceye kadar bu oyunun ısınmak için yapıldığını zannederdim.. Futbolla bağlantısını kuramazdım..
Barcelona’yı izledikten sonra futbolda yeri olduğunu anladım.. Adamlar tek pas yaparak, ortada sıçan oynar gibi topu gezdirdiler, dolaştırdılar..
*
Dün en çok konuşulan konu; ‘Barcelona’nın oynadığı futbolsa bizdeki ne?’ geyiğiydi..
Yemek salonunda Hasan Cemal’e rastladım.. Pazar günü için özürlerimi ilettikten sonra; Abi, Barcelona ile bir tek Beşiktaş başa çıkar değil mi dedim..
Dememe kalmadı..
Tekmeyi patlattı..
Kaçtım..
Kaçarken okkalı bir küfür de işitir gibi oldum..
Not: Spor müdürümüzün verdiği bilgiye göre Galatasaray’ın iyi dönemlerinde spor servisinden çıkmayan Hasan Cemal bu yıl hiç uğramamış.. Özledik valla diyorlar.. Benden iletmesi..
ABD belgelerinde Haydarpaşa yangını..
Haydarpaşa Garı’nın çatısı onarım sırasında çıkan yangınla yandı bitti kül oldu..
Peki, onarımı kim yapıyormuş?
AKP Kadıköy İlçe Başkanlığı’nın eski ‘teşkilat başkanı’nın firması..
Hem inşaat firmasıymış, hem temizlik firması..
Garın damını temize havale etmişler anlayacağınız!..
*
Yok, Allah’ın emaneti ehline veriniz buyruğunu hatırlatmayacağım..
ABD Ankara Büyükelçiliği’nden Washington’a çekilen notlara dikkat çekeceğim..
Biri; eğer hükümet ‘bizden biri’ prensibine göre adam almaya devam ederse ciddi bir yeterlilik sorunuyla karşılaşacak..
İkincisi; AKP’nin atadığı bazı kişiler işi işte öğrenirken, diğerleri kendileri veya cemaatin çıkarlarını takip etmekle daha çok ilgileniyorlar..
*
Haydarpaşa’da da böyle mi oldu acaba?
Firma, işi işte öğrenirken olan oldu mu!..
