Mehmet Tezkan

Mehmet Tezkan

mtezkan@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Yeni anayasa yapılacağını bekliyorsanız daha çok beklersiniz.. Partiler masada oturuyormuş, kimse masadan kalkmaya cesaret edemiyormuş, uzlaşmayanı halk cezalandıracakmış..
Palavra..
Yeni anayasa olmayacak, olması da mümkün değil..
Niye mi böyle söylüyorum..
İki nedenden.. Ankara’ya gittim gördüm, sordum soruşturdum.. Görünürde uzlaşma komisyonu var ama uzlaşmamak için var..
Vekillerin uzlaşmak diye bir derdi yok..
Vekillerin yeni bir anayasa yazmak diye bir isteği de yok..
Uzlaşan kendi partisi tarafından neredeyse hain ilan edilecek..
Hal bu.. Ortam bu..
Bu ortamdan anayasa çıkar mı?
Çıkmaz..
*
Peki ne yapıyorlar?
Masada oturup anayasa yazıyorlarmış gibi yapıyorlar? Birbirlerini kolluyorlar.. Masadan kalkamayacaklarını bildikleri için masada oturuyorlar..
Yoksa.. Valla yumruklar konuşur!..
*
Zaten temel meseleleri konuştukları falan yok.. O meselelere bir türlü gelinmiyor.. Gelinse partiler rengini belli etmek zorunda kalacak ya ..
Ondan..
Başbakan ‘Aralık ayına kadar oldu oldu, olmadı biz yolumuza gideriz’ dedi ya..
İş o an bitti..
Masadaki vekiller derin bir oh çekti.. Masanın ortadan kalkma tarihi açıklanmış oldu..
Görürsünüz; Aralık ayında vekiller hâlâ masada oturacak ama masa olmayacak..
Harç bitti yapı paydos durumu olacak..
*
Ya sonrası?
İktidar partisi, sistem değişikliğini içeren birkaç maddelik anayasa değişikliğine gidecek.. Görüyorsunuz parlamenter sistem anayasa yapamıyor diye meydanlara çıkacak..
En azından ‘partili cumhurbaşkanı’ sistemini zorlayacak.. Aralıktan sonra yeni anayasa değil yeni yönetim biçimi tartışılacak..
İddia ediyorum.. Yıllardır yeni anayasa, sivil anayasa diye kalem oynatanların büyük çoğunluğu anayasayı unutacak..
Başkanlık güzellemesine geçecek..
*
Hal buysa..
Yeni Anayasa başka bahara demem yanlış mı?

Haberin Devamı

Davutoğlu’nun tehlikeli oyunu

Bir başka ülkenin başına gelecek kişiden bize ne? Bir başka ülkeyi yönetecek kişiyi biz mi tayin edeceğiz?
Türkiye’yi Suriye batağına sürükleyen.. Bir başka ülkenin iç savaşında resmen taraf durumuna düşüren.. 100 bine yakın Suriyelinin Türkiye’ye gelmesini teşvik eden.. Kendi tezleri doğru çıksın diye Ankara’yı maceraya atmaktan çekinmeyen Davutoğlu, şimdi de Suriye’ye devlet başkanı seçmeye kalkmış..
Esad’ın yerine Faruk el Şara’yı önermiş.. Başa geçsin diye çalışıyormuş..
*
Bize ne?
Birileri de kalkıp bizi yönetecek kişiyi seçmeye kalkarsa ne yapacağız?
Mesela ABD, mesela Rusya..
Türkiye’nin başında bundan sonra bu olsun derseler.. Biz bunu istiyoruz diye beyanat verseler.. Kabul mü edeceğiz?
Etmeyeceksek, elimizin tersiyle iteceksek, kendimize yapılmasını istemediğimiz muameleyi niye başkasına yapıyoruz..
Sen başkasına başkan tayin etmeye kalkarsan, gün gelir birileri de sana başkan tayin etmeye kalkar..
*
Ama Esad gitsin!.
Gitsin.. Kendi halkına bomba atan, kurşun sıktıran gitmelidir.. Hatta yargılanmalıdır.. Ama yerine kimin geleceğine de Suriyeliler karar vermelidir..
Davutoğlu değil..
Hem mezhepçilik yapmıyoruz diyoruz hem Sünni diye Faruk el Şara’yı Suriye’nin başına geçirmeye çalışıyoruz..
Olacak iş mi?
*
Ne zamandır sormak istiyordum fırsat bulamamıştım..
Cengiz Çandar’a bir, iki sorum var..
Davutoğlu için hâlâ Türkiye Cumhuriyeti’nin gelmiş geçmiş en iyi dışişleri bakanı diyor musunuz?
Yoksa..
Yıllar önce, Davutoğlu daha danışmanken yazdığınız.. Bu adamın peşinden gidersek Ortadoğu’da ayvayı yeriz tezine geri mi döndünüz?