Şimdi kendisine en çok Amerikayla ilişkisi soruluyor. Amerika gezisi, Sarıgülün üzerinde muazzam bir kuşku bulutu yaratmış bulunuyor...Deniz Baykal cephesine gelince... Baykal her ne kadar "magazin" dese de, önümüzde bir kurultay ya da seçim görünmese de, Sarıgülden muazzam korkuyor. 17 Aralık arefesinde CHPden, AB başta olmak üzere çeşitli konularda tavır koyması beklendiği halde, Baykal AKP ile değil, Sarıgülle meşgul. O da Mustafa Kemale sarıldı. Oturduğu koltuğa, Sarıgül kapmasın diye Mustafa Kemalin koltuğu adını taktı. Yazık olan, CHP liderliğinin Baykal ile Sarıgül arasına sıkışmış olmasıdır. Mustafa Sarıgül, büyük bir hata yaptı... Süleyman Demirelin Johnsonla kol kola fotoğraf çektirip bunları dağıtarak parti liderliği ve Başbakanlığa yürümesinden esinlendi. Amerikaya gitti, geldi. Kendisine Washingtondan icazet almış süsü verdi. Amerika beni istiyor havası bastı. Ama CHP tabanı ve seçmeninin sorgulayıcı olduğunu, Amerikadan gelen ürünlere sağcılardan farklı baktığını unuttu. Karakteriniz, şöhretinizden önemlidir. Karakteriniz, siz ne iseniz odur... Oysa şöhretiniz, başkaları sizi ne sanıyorsa odur. Hafta sonunda, Bizim Derginin ödül töreni için Eskişehirdeydik. Kocaelinde hazırlanan tüm Türkiyede okunan Bizim Dergi, ülkemizin tek "haftalık" sanat ve kültür dergisi... Her yıl iki ödül veriyor. Bu yıl sanata katkı ödülünü Eskişehir Belediye Başkanı Prof. Yılmaz Büyükerşene vermişler. Basın ödülünü ise bu sütunun yazarına lütfettiler. Ödül töreni Eskişehirde yeni açılan opera binasında yapıldı. Ödül töreninden sonra Eskişehir Belediye Senfoni orkestrasının enfes konserini izledik...27 Mart yerel seçimleri için gittiğimizde, yollar kazılıyor tramvay rayları döşeniyordu. Geçen 8 ayda raylar tamamlanmış, vagonlar gelmiş, tramvaylar deneme seferlerine başlamış. Durakların çizimini bizzat Başkan Büyükerşen yapmış. Ultra modern görüntüsüyle tramvay ve duraklar bir Avrupa kentine dönüştürmüş Eskişehiri... Yine Büyükerşenin çizimi olan gazete büfeleri ile kent mobilyaları Avrupai görüntüyü güçlendiriyor.Eskişehirin tek tiyatrosu 1964 yılında yangın çıktı bahanesiyle kapatılmış. Büyükerşen, göreve geldiği 1999 yılından bu yana iki tiyatro, iki konser salonu ve bir opera kazandırdı Eskişehire...Şehir tiyatrosunun 30, senfoni orkestrasının 40 kadrolu sanatçısı var.Eskişehirde her gece tiyatro, haftada iki kez konser izleyebilirsiniz.Eski hal binasının yerine Londradaki Covent Gardendan esinlenerek yapılan Gençlik Merkezi; içindeki tiyatro salonu, buz pateni sahası, dans salonu, İngiliz pubı, kafeleri ve alışveriş mağazalarıyla ülkemizde benzeri bulunmayan bir merkez...Eskişehirde Türkiyenin en çağdaş üniversitesini yoktan var eden Yılmaz Büyükerşen, kenti de öğrenci cennetine çevirmiş... Öğrenciler, memleketlerine gidince Eskişehiri özlediklerini anlattılar kısa süreli sohbetlerimizde..Tuttuğunu koparan, adı gibi yılmaz, yaratıcı, uygulayıcı, mucizevi bir Belediye Başkanı Büyükerşen... Dün Hasan Pulurla sohbet ederken: "Türkiyenin fark etmediği müthiş bir adamdır" dedi onun için... Güzel tanım... (Devamı yarın...) Eskişehire mucizenin eli değdi... Tayyip Erdoğan, çiftçilere "Yahu bu millet yatıp kalkıp size mi çalışacak?" diye çıkışmış. Doğru... Hortumcu, rantiye, faizci var zaten, bir de çiftçiye mi çalışacağız... Geçen cuma günü Eskişehir - Ankara istikametine giden Boğaziçi Ekspresi, saat tam 13.30da hareket etti. Tren buz gibiydi, herkes palto ile oturuyordu. Kaloriferler ancak Tuzlaya doğru yandı. İnsanlar biraz ısındı. Derken tren Gebzede çakıldı kaldı... Burada 1 saat bekledi. Eskişehire tam 1.5 saat gecikmeyle varıldı.Bütün bu süreçte trenin neden beklediği ve neden geciktiğine ilişkin tek satır anons yapılmadı. Yolcu koyun sürüsü yerine konuldu.Avrupada Thalys, TGV, İCE gibi hızlı trenler 300 km mesafeyi 1 saatte alıyor. Bizim trenler 5 - 6 saatte... Bu hızla ABye nasıl ve ne zaman yetişiriz? m.asik@milliyet.com.tr Yavaş tren
