Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Ara sıra anılarını yaz diyor kimi dostlar... Kırmayalım...
12 Mart 1971 darbesini izleyen günler... Ankara televizyonundaki işimize son verilmiş... İşsiz geziniyoruz. Askeri yönetim hakkında ağır işkence iddiaları var. Le Monde gazetesi bu iddialarda başı çekiyor. Askerler ise işkence yok iddiasında. Sonunda Le Monde yazarı Paul Balta Türkiye’ye davet ediliyor. İşkence olmadığına ikna edilecek. O sırada kimi arkadaşlar:
“İşkenceden geçmiş bir gencin Hacettepe’de yattığını”, söylüyor...
Karar veriliyor. Gidip gencin filmini çekeceğiz. Ve bir biçimde Paul Balta’ya ileteceğiz. Kamera ve film bulmaya çalışıyoruz. O arada tabii muhbirler de çalışıyor. Birkaç gün sonra polis tarafından gözaltına alınıyor, askeri savcının karşısına çıkarılıyoruz... Askeri savcı bizim film teşebbüsünü epey ayrıntılı biçimde öğrenmiş! Kısa bir sorgudan sonra Yıldırım Merkez diye adlandırılan askeri hapishaneye gönderiyor.
Yaklaşık 40 kişilik bir koğuşta hapis günleri başlıyor. İçerde yemekler tatsız ama hayat tatlı. Koğuş adeta bir aydınlar kahvehanesi. Herkes kafa dengi. Akşama kadar briç ve satranç oynuyoruz. Dışarıdan yemek de gelebiliyor. Akşamları ziyaretçiler demir kapının önüne geliyor uzaktan konuşuyor, gülüşüyoruz. Ancak hapisliğimiz kısa sürüyor. Çünkü ifademiz devleti sıkıntıya sokuyor. Sorguda diyoruz ki:
- Efendim beni işkence gören bir mahkûmun filmini çekmekle suçluyorsunuz. İyi güzel. Ancak yöneticiler Türkiye’de işkence olmadığını söylüyor. Benim mahkûm olmam Türkiye’de işkence olduğunu ispatlamaz mı?
Sorgucunun yüzünde küfür gibi bir gülümseme beliriyor. Akşama doğru salıveriyorlar. Dostlarla vedalaşıyoruz. Nerdee o eski hapishaneler...Diyoruz...

Haberin Devamı

Zaten yoktular!
Ne kadınlar sevdim zaten yoktular
Yağmur giyerlerdi sonbaharla bir.
Azıcık okşasam sanki çocuktular,
Bıraksam korkudan gözleri sislenir.
Ne kadınlar sevdim zaten yoktular
Böyle bir sevmek görülmemiştir.
* * *
Hayır, sanmayın ki beni unuttular.
Hâlâ arasıra mektupları gelir.
Gerçek değildiler, birer umuttular
Eski bir şarkı, belki bir şiir
Ne kadınlar sevdim zaten yoktular.
Böyle bir sevmek görülmemiştir
Attilâ İlhan

Haberin Devamı

“Ne vekiller seçtik zaten yoktular...
Parmak kaldırırlardı liderleriyle bir...
Onun dışında Meclis’e uğramazdılar.
Akşam kebapçıda çeneleri açılır
Ne vekiller seçtik zaten yoktular
Böyle talihsizlik görülmemiştir
* **
Hayır, sanmayın ki bizi unuttular.
Seçimden seçime akıllarına gelir...
Vaat yağdıran birer buluttular.
Nereye kayboldular şimdi kim bilir...
Ne vekiller seçtik zaten yoktular...
Böyle talihsizlik görülmemiştir.”
(Yazarı belirsiz)

HIYAR
Bizde gelenektir, satıcılar karpuzu “kurabiye”, hıyarı “badem”, kavunu “reçel”, balığı “derya kuzusu”, armudu “tereyağı” diye satarlar...
Kimi iktidarlar da bu geleneğe uyup zorbalığı “demokrasi” diye yutturmaya kalkarlar.
Aziz Nesin

ÇAĞRI
Selahattin Demirtaş Diyarbakır halkını Sur’a yürütmeye kalkıştı. Başaramadı. Halk Kandil’i dinlemedi, devlete baş kaldırmadı.
Ama ağır sorunlar devam ediyor. Okurumuz Mehmet Canbeyli hatırlatıyor:
“Türkiye’de eğitim alanında faaliyet gösteren vakıflar, acaba Cizre`nin çocukları için bir şey yapar mı ya da yapabilir mi? Örneğin Türk Eğitim Vakfı... Ve diğer vakıflar. Pekâlâ yapabilir. Cizre’ye ve Sur’a herkes elini uzatmalı, yaraları biraz olsun sarmalı.”
Çağrıya gönülden katılıyoruz...

Haberin Devamı

Saraya “külliye” denecekse
Galatasaray’a da “Galatakülliyesi” mi diyeceğiz?
Akif Kökçe

GÖRSEL
Hürriyet’in iç sayfasında bir fotoğraf.
Resmin altını okuyalım:
“Başbakan Davutoğlu’nun Silopi gezisine Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez de katıldı ve Çarşı Camii’nde cuma namazını kıldırdı. Camiye gelişinde protokoldeki Kaymakam, Şırnak Emniyet Müdürü, İlçe Jandarma Komutanı, Silopi Emniyet Müdürü ve Ak Parti İlçe Başkanı tarafından karşılandı.”
Evet... Diyanet İşleri Başkanı Görmez cuma namazı kıldırmaya geldiği cami önünde protokol merasimiyle karşılanıyor. İlçe Jandarma Komutanı Yarbay dahil herkes hazırola geçmiş durumda.
Anlaşılıyor ki yukarıdan Diyanet İşleri Başkanı için böyle bir karşılama merasimi istenmiş. Resim Türkiye’nin yeni yönünü gösteriyor.