Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Peki devlet aldatılmaktan nasıl kurtulacaktı?Sıkı ve çifte denetimle... Bankayı denetleyen kuruluşu bir başka kuruluş denetleyecek, bankanın gizlice hortumlanması önlenecekti.Bir Bankacı dostumuza dün fikrini sorduk. Dedi ki:- Hortumlandıktan sonra Fona devredilen 19 banka da zamanında uluslararası denetim kuruluşları tarafından denetlenmişti. Ama denetim sonrası gazetelerde yayımlanan bilançolarda hortumlanmadan en küçük bir iz yoktu, tümü pespembeydi. Çünkü bu denetimler resmen anlaşmalı denetimlerdi, bedeli ödeniyor, raporlar denetlenen banka patronlarının arzusuna göre yazılıyordu. Bu sözüm ona denetimin oyununda bir şekilde BDDK da yer aldı. Eğer almasaydı, denetçi kuruluşlar hakkında soruşturma açar, lisanslarını iptal, dünyaya da rezil ederdi. Ama BDDK bunu asla yapmadı. Aynı BDDK, aynı denetim kuruluşlarıyla bu defa farklı sonuç alınması mümkün mü? İnşallah... Devlet Bakanı Kemal Derviş, yeni banka kurtarma (onarma) operasyonunun esaslarını önceki gece TRTde anlattı... Finans sisteminin yabancıların eline geçmesini arzulamadıklarını, Türk finans sistemini onarmayı planladıklarını, bunu sağlamak amacıyla devletin zor durumdaki bankalara ortak olma yoluna gideceğini söyledi. Türkün aklı gözündedir görmeden inanmaz Atasözü Kar dahil Günün fıkrası... - Esasında, demiş, Saddamla bizim yöneticiler arasında fazla bir fark yok.Salondan:- Ne demek istiyorsun sen? sesleri yükselmiş.Konuşmacı, cevap vermiş:- Saddam, vatandaşlarını kimyasal gazla imha ediyor, bizimkiler doğalgazla!... "Saddam" konulu toplantıda söz alan konuşmacı: Can Ozan Doğalgaz kokuları... - Türkiyede Avrupanın 3 - 4 katı enerji harcıyoruz. Çünkü ısı yalıtımı yok. Göğü ısıtıyoruz. Eğer konutlarda ısı yalıtımı yapılırsa faturalar yarıya iner...! Ucuz ve temiz enerji diye milleti önce doğalgaza yönelttiler. Tesisatı kurdurdular. Vatandaşın başka ısınma modeline dönüşü zorlaşınca zammı bastırdılar. Belediye ile Devlet şimdilerde vatandaşı soyma yarışını sürdürüyor. O kadar ki Ankara Belediye Başkanı zamlara sebep bulmakta zorlanmış, vatandaştan bundan sonraki yatırımlar için de pay alındığını söylüyor. Okurumuz Tuncay Hısım ise unutulan noktaya parmak basıyor: Avrupa havası Hiçbir TIR şoförümüz AB ülkelerinin gümrük kapısında artık: "Ayem from Malatya, ayem profosyenel drayvır" demeyecek. Gazlayıp geçecek.Artık gazete ilanlarında "Doktordan çok temiz Mazda üçyirmiüç", "Bayandan Toyota Korolla görünümlü Doğan Eseliks" gibi ilanlara tevessül edilmeyecek. Daha ziyade "İflah olmaz insan hakları savunucusundan Opel Korsa", "Cinsel özgürlük yanlısı travestiden Reno Toros" şeklinde, Avrupalıların yoğun sevgisine mazhar olmamızı sağlayacak ibarelerle araç ve gayrimenkul satışı yapılacak. Bundan böyle hiçbir vatandaş uluorta, "Ayıp ettin koçum, olsa dükkân senin", "Terbiyesiz olayım", "Onu boşver gülüm, sana bi şey olmasın", "Aynen, Con Vaynen", "Üzerine afiyet motoru bozmuşum, alttan üstten gidiyorum" gibi tabirler kullanmayacak. "Türkiye Arjantin olur mu?" paranoyası terk edilecek, en fazla, "Bu kadar kar yağdığına göre Türkiye Grönland olur mu?" ya da "Sibirya olur muyuz?" diye sorulabilecek. Mahalle kavgalarında "Daş yok mu la daş, daş verin la" gibi lüzumsuz ünlemler kullanılamayacak. Onun yerine, "Avukat yok mu la, çabuk bana bi avukat çağırın la, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine şikâyet edecem la sizi" gibi söylemlere yer verilebilecek.Esnaflarımız dükkânlarına "Kardeşler Kebap Salonu", "Kanaat Bakkaliyesi" ya da "Özdoyuran Aşevi" gibi muhtelif tuhaf isimler koyamayacaklar. Özellikle işyerinin adında "Kardeşler" ibaresini kullanmak isteyen girişimciler, kardeş olduklarını Avrupalı muhtarlardan alacakları nüfus ilmuhaberiyle kanıtlayacaklar... Günün birinde Avrupa Birliğine girdiğimizde bazı temel alışkanlıklarımızı terk edeceğiz. Mesela nedir bunlar? Denizlili mizah yazarı Can Sinanoğlu Açık Pencere okurları için irdeliyor: Laforizma ABDli senatörler: "Ecevit bilge bir lider!.." Kriz bilgesi olsa gerek!.. m.asik@milliyet.com.tr