Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Bugün Cumhuriyet Bayramı... Cumhuriyet’in kuruluşunun 92. yılını kutluyoruz... Kanla irfanla kurduk biz bu Cumhuriyeti.. Ama değerini bilemedik... Ortadoğu’da ve İslam dünyasında fersah fersah ileri çıkmamızı Cumhuriyet enerjisi sağladığı halde sağcı iktidarlar 70 yıldır Cumhuriyet’in temellerini kemirip duruyorlar. Biz dönelim onurlu günlere...

Atatürk Cumhuriyet’i kurmayı Samsun’a çıkmadan kafasına koymuştur.

Samsun’a ayak basarken kafasında var olan projeyi Nutuk’ta şöyle anlatır:

“Efendiler.. Bir tek karar vardı, o da milli egemenliğe dayanan kayıtsız şartsız bağımsız yeni bir Türk devleti kurmak.”

Haberin Devamı

28 Ekim 1923 gecesi bazı bakanları Köşk’e davet etmiş, herkes dağıldıktan sonra İsmet İnönü’ye: “Yarın Cumhuriyet’i ilan edeceğiz” demiştir.

Cumhuriyet 29 Ekim günü saat 20:30’da ilan edildi...

İstanbul halkı gece yarısı top atışlarıyla uyandı... Çünkü Cumhuriyet ilanının top atışlarıyla kutlanması emrinin İstanbul’a varması ve uygulanması gece yarısını bulmuştu.

Cumhuriyet neden 29 Ekim’de ilan edildi?

Bu soruyu Fahrettin Altay, Atatürk’e sormuş, şu yanıtı almıştır:

- Mondros 30 Ekim’dir. Cumhuriyet 29 Ekim. İşte bu bir milletin, mazlum bir milletin ahıdır. Sanırım ki o zamanki devletler bunu anlamışlardır.

Cumhuriyet fikrini o zamanlar Atatürk’le paylaşan bir kişi daha yoktur.

Eğer Atatürk olmasaydı Türkiye bugün hâlâ padişah tarafından veya benzer bir modelle yönetilen bir ülke olacaktı. Bugün çağdaş dünya ile benzeşen neyimiz varsa Cumhuriyet’in eseridir. Kutlu olsun...

AVRUPA

Tarihçi Sina Akşin 20 yıl önce diyor ki:
“Bugün demokrasimiz Atatürk döneminin attığı, İnönü döneminin pekiştirdiği sağlam temeller sayesinde Atatürk döneminden çok daha ileridir. Ama Atatürk döneminde Avrupa ortalamasından daha ileriyken 1945’ten beri o ortalamanın gerisindeyiz. Mutlak olarak ilerledik, ama Avrupa’ya göre geriledik.”
***
1918 - 38 yılları arasında Avrupa’da meclisleri açık olan ülke sayısı sadece 5’tir...
Kadınlara seçme ve seçilme hakkı verilmesinde Türkiye birçok Avrupa ülkesinden öne geçmiştir.
Bugün ise basın özgürlüğünden kadın- erkek eşitliğine kadar demokrasinin her kategorisinde en arkalardayız! Üstelik bunu mesele de yapmıyoruz!
AKP’nin Diyarbakır’da astığı afişler Kürtçe!
“Ora halkı anlasın diye” demesinler
HDP’nin afişleri Türkçe!
***
TRT Davutoğlu ve Erdoğan’a para ödemeli!
Sayelerinde program satın almaktan kurtuluyorlar
Akif Kökçe
ÇINAR
Atatürk’ün bir dalına kıyamadığı için Yalova’daki köşkünün altına raylar döşeterek yan tarafa kaydırdığı ünlü çınar ağacını bilmeyen yoktur sanırız. Köşkün adı o yüzden Yürüyen Köşk kalmıştır. Yalova’nın CHP’li Belediye Başkanı Vefa Salman, kısa süre önce uzmanlara bu tarihi ağacın bilimsel tetkiklerini yaptırdı. Akustik tomografi yöntemi kullanılarak ses dalgaları vasıtasıyla ağacın bugünkü durumunu açıklığa kavuşturdu. Anıt Doğu Çınarı’nın (Plantanus Oriantalis) 390 yaşında ve sağlıklı olduğunu ortaya çıkardı. Bir başka şey daha yaptı. Çınar ağacının kuruyan yapraklarını, her birine ayrı seri numarası verdiği naylon kılıf içine Yalova Belediyesi’ni ziyaret edenlere armağan etmeye başladı.
Milli inek!
İsveç malı milli otomobil! üzerinde tartışmalar sürüyor...
İyi güzel de, varsayalım bir şekilde “milli” otomobil gerçekleşti. Üretecek babayiğit de bulundu, yatırımlar yapıldı, üretim başladı. Peki bu arabayı kim satın alacak, kim kullanacak? Büyük ve gelişmiş devletler kendi teknolojilerini, kendi firmalarını, kendi markalarını destekler. Alman üst düzey yöneticileri Almanya’da üretilen araçları kullanır. Fransa’da, Güney Kore’de böyledir.
Bizde ise böyle bir âdet yok. Türkiye’de montaj da olsa çeşitli marka araçlar üretiliyor. Ama devlet bu markalara ilgi göstermiyor. Devletin en tepesinden en aşağısına bir Mercedes ve Audi merakı var. Başbakanlığın, bakanlıkların park yerleri Mercedes’in, Audi’nin show room’u gibi. Peki “milli” otomobil üretilince devletin bu Mercedes - Audi aşkı birden bire bitecek mi? Bitmez. Görünen o ki, devlet bu “ çakma milli” arabayı kullanmayacak.
2000’lerin başında bir “Türk Tipi İnek (Milli İnek)” projesi vardı. Bu tip inek için Hindistan’la anlaşmalar imzalanmıştı. Proje bir süre sonra unutuldu... Milli otomobil milli inek projesine benzeyecek gibi görünüyor...