Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Oda tv iddianamesinde sık sık “Ergenekon Silahlı Terör Örgütü” deyimi geçiyor...
Oysa bizzat yargı, iki yıl önce sanıkların başvurusu üzerine, “Ergenekon Örgütü” veya “Ergenekon Terör Örgütü” deyimlerinin kullanılmamasına karar vermişti..
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 26 Ocak 2009 tarihinde aldığı karar şöyle:
“Mahkememiz dava dosyası açılıncaya kadar ‘Ergenekon Terör Örgütü’ isimli herhangi bir örgüt olup olmadığı hususunu ilgili birimlerden sormuş ve bulunmadığı yönünde cevap verildiği anlaşılmış, bu hale göre böyle bir örgütün varlığı ancak yargılama sonucunda açıklığa kavuşacağından, böyle bir örgütün var olduğu yönündeki ifade yerine, iddia olunan tabirini kullanılmasına karar verilmiştir.”
Yandaş medyanın hukuku tek yanlı olarak çiğnemesine alıştık da...
Yargının bizzat kendi kararına uymuyor olması garip değil mi?
Üstelik ortada ne silah var ne silahlı saldırıya uğrayan kimse...
* * *
Odatv Genel Koordinatörü Doğan Yurdakul 3 Mart 2011’de Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklandı. Doğan Yurdakul’un eşi Güngör Yurdakul kanser hastasıydı. Giderek ağırlaştı. Hâlâ kimi yazar arkadaşlar Doğan Yurdakul’a son bir görüş için izin verilmesini istiyorlar ama... Güngör Hanım artık komada. Avukat Serkan Günel dün:
- Doğan abinin eşini görmesine gerek kalmadı, dedi, çünkü görse de eşi onu tanıyacak durumda değil. Sadece cenaze için izin almaya çalışacağız...

Haberin Devamı

AŞTİ haracı!
AŞTİ’den arabasına bindiğimiz taksici arkadaş gazeteci olduğumuzu öğrenince yakınmaya başlıyor.
- Şu bizim sorunumuzu da yazsanıza abicim. Resmen soyuluyoruz burada.
- Nedir sorun?
- “AŞTİ Taksi”ye bağlı olarak çalışan 155 şoförüz. Giriş yaptığımız her gün için bizden peşin 30 lira alıyorlar. İlk kayıt parası da 8 bin TL... Çoğu arkadaş günde 30 lirayı denkleştiremiyor...
- Para kime gidiyor?
- Bizden kesilen paralar yıllardır Keçiörengücü’ne gidiyormuş. Bize öyle söyleniyor. Ama her sabah 30 lirayı öderken bize verilen makbuzlarda hiç öyle bir şey yazmıyor. Makbuz denen şey de zaten imzasız mühürsüz, kıytırık bir kâğıt parçası. (Şoför arkadaşın uzattığı o günkü makbuza bakıyoruz, gerçekten de tuvalet fişi kadar ciddi olmayan bir kâğıt parçası.)
Şoförler bir ara isyan edecek gibi olmuş. Karşılarına Gökçek’in adamı olduğu söylenen karanlık tipler çıkmış...
Bu arada özel araçla yakınını almaya AŞTİ’ye gelenlerden de saat başı 6 TL kesiliyormuş...
* * *
Biz aynı konuyu 2005 yılında da dile getirmiştik. Melih Gökçek soru soran arkadaşımıza “Hayırdır, bu konuyla neden bu kadar ilgileniyorsun. Yoksa ihaleye girmeyi mi düşünüyorsun” diye uyarı çekmiş, sonra da aleyhimize 50 bin liralık tazminat davası açmıştı. Davayı kaybetti. Ama AŞTİ karmanyolası devam ediyor. Keçiörengücü diye bir kulübe trilyonlarca para toplanıyor. O parayla bu takımın şampiyon olması gerekir. Oysa takım yıllardır üçüncü ligden yukarı çıkmıyor. Paralar nereye gidiyor? Bunun hesabını kim soracak?

Haberin Devamı

Çelik
AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik demokrasiyi ne kadar hazmetmiştir? Aşağıdaki satırlara bakın anlarsınız.
Çelik 12 Eylül günü Deniz Feneri davası ile ilgili olarak diyor ki;
“Ben uçlarda bulunmalarına rağmen defalarca Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nin yaptığı yurt açılışlarına katıldım.”
ÇYDD Genel Başkanı Prof. Aysel Çelikel soruyor:
“22 yıldır cumhuriyetin değerlerini koruyan, her yıl 25 bin ilk, orta ve üniversite öğrencisine burs sağlayan, okullar, kütüphaneler, kız öğrenci yurtları inşa ederek Milli Eğitim Bakanlığı’na devreden ÇYDD ne zamandan beri ve neden ‘uç’ oldu?”
Prof. Çelikel
diyor ki:
“Anayasal bir düşünceyi ve çağdaşlığı savunmanın ne zamandan beri ‘uçlarda bir düşünce’ oluşturduğunu kamuoyunun takdirine bırakıyoruz...”
ÇYDD’yi uç gören bir zihniyetin kendisi uç değil midir?

Haberin Devamı

Jet Fadıl yine sahneye çıkmış.
Sahnedekileri görünce “Benim onlardan neyim eksik?” diye düşünmüştür.
Fahrettin Fidan

Varoş
Yazar Selçuk Altun, uçağı havalanırken camdan bakarak elinde tuttuğu kitaba not düşmüş:
“Sana bir de havadan baktım nüfusun yüzde 20’sini barındırıp,vergilerin yüzde 42’sini ödeyen, gazetelerin yüzde 40’ını ve edebiyat kitaplarının yüzde 50’sini alan aziz İstanbul, ruhun ve bedenin varoşlaşmıştı.”
(Kurşun Lezzeti)

Hükümet teröre karşı tam saha pres uygulayacakmış.
Muhaliflere uyguladığı tam saha pres kadar başarılı olursa ne mutlu...
Haldun Ertem

AA
Başbakanlık Danışmanı Kemal Öztürk Anadolu Ajansı’nın başına getirildi. Muhterem geldiği günden beri 91 yıllık kurumu hallaç pamuğu gibi atıyor. Tüm deneyimli gazeteciler emekli ediliyor, yerine iktidar yandaşları alınıyor.
Bu arada anlaşılan Ekonomi Servisi’nin başına da hızlı bir şef geldi.
Bu servis “Şirket haberleri bülteni” yapacakmış...
Henüz yapmadılar.
Ama işadamları ve meslek kuruluşlarından sürekli demeç alıyor. Onlara kendilerini övdürüyor, onların ağzından “Şirket haberleri bülteni”nin ülke ve ekonomi için ne kadar yararlı olduğunu geçiyorlar.
Kendini övdürüp bunu haber diye abonelere geçen bir ajans duydunuz mu? AA...