Hükümet yargı paketiyle internet yasasını aynı anda çıkardı... Manidar zamanlama...
Yargı paketinin adını Atilla Kart şöylekoydu:
“Yolsuzlukların üstünü örtmeye yönelik acil önlemler paketi”...
İnternet yasası ise haberleşmeye kısıtlama ve sansür getiriyor... Okurumuzun deyimiyle:
“Hükümet bizim her şeyimizi izleyecek, bilecek...
Biz hükümet adamlarının gizli yaptıkları hiçbir şeyi bilemeyeceğiz...”
Bir şekilde yolsuzlukları, hırsızlıkları öğrensek de.. Yargıda onları ispat etmek mümkün olmayacak...
Pakette yer alan düzenlemelerden birinde mahkemelerin el koyma kararı verebilmesi için MASAK, BDDK, SPK gibi kurumların görüşünün alınması şart koşuluyor. Yani, yürütmeciler izin vermedikçe yargı yürütenlere ve yürütülenlere dokunamayacak...
***
Okurumuz Ülkü Çetinkanat meselenin bam teline dokunuyor:
“Yeni yasa ile en büyük vurgunu siz gazeteciler yiyeceksiniz.
Okurlarınız adlarının öğrenileceği endişesiyle...
Sizlere ne bilgi verebilecekler, ne de yorum gönderebilecekler...”
Doğrudur...
Pek çok okurumuz bize “Adım saklı kalsın” diyerek bilgi gönderir...
Bu isimleri önemli kısmı devlet memurudur...
Bu okurlarımız artık bilgi göndermeye veya kendi dertlerini anlatmaya çekinecekler...
Dikta rejimleriyle aramızdaki farklar bir bir yok oluyor...
Ayağını denk al!
Aşağıdaki yazı Küçükçekmece Savcılığı tarafından eski CHP milletvekili Tacidar Seyhan’a gönderildi:
“Cumhuriyet Başsavcılığı’mız tarafından yürütülen suç örgütü kurmak suçuna ilişkin soruşturmada hakkınızda şüpheli sıfatıyla soruşturma başlatılmış, yapılan soruşturmada atılı suçun işlendiğine ilişkin kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığı ve başkaca suretle delil elde edilmesi imkânının bulunmaması nedeni ile hâkim kararıyla iletişimin dinlenmesi tedbiri uygulanarak kullanmakta olduğunuz 0532... No’lu telefonunuz 05.11.2012 - 31.01.2013 tarihleri arasında dinlenilmiş olup, soruşturma sonucunda hakkınızda aynı suçtan ek kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiştir.”
Önder Yaman - Cumhuriyet Savcısı
***
Tacidar Seyhan ilk bakışta olağan gibi görünen bu savcılık yazısıyla ilgili diyor ki:
- Suç örgütü kurduğumdan şüpheleniyorlar ama sadece telefonlarımı dinliyorlar... Bu size garip gelmiyor mu? Ayrıca suç örgütü kursam adıma kayıtlı telefondan mı konuşurum?
- Peki nedir bu yazı?
- Bildiğiniz üzere ben bilişim uzmanıyım. Milletvekilliğim döneminde de bugün de iletişim ve internet özgürlüğü konularında verdiğim mücadeleler iktidarı fena halde rahatsız etti. Şimdi de ediyor. Bana, “Seni takip ediyoruz, artık milletvekili de değilsin, gerekirse çete kurmaktan bile başını derde sokarız” mesajı gönderip tehdit ediyorlar.
HALK
Halk Bankası çalışanlarından bir mektup aldık... Hayır ne ayakkabı kutularından ne genel müdürün yün beresinden söz ediyorlar... Sadece basit bir hak talepleri var...
Yaklaşık 10 yıldır bankada çalışan bir memur satırlarına:
- Bugüne kadar yüzlerce saat fazla mesai yaptık ancak tek kuruş fazla mesai almadık, diye başlıyor ve devam ediyor:
“Çalışma Bakanlığı’na durumu bildirdik. Geçen yıl müfettişler gelerek bizlerle konuştular. Fazla mesai yapıldığını tespit ettiler. Sanırım ortalama fazla mesai süresini de çıkarmışlardır. Genel Müdürlük’ten bu saptamalara göre bir fazla mesai ücreti bekliyoruz. Ancak şu ana kadar bu yönde bir duyumumuz olmadı. Olumlu veya olumsuz bir açıklama beklemekteyiz.”
AKP “Medyaya sansür şart” diyor!
Haklılar!
Başbakan’ın binlerce haber kanalına telefon açıp ayar vermesi olanaksız...
***
Rıza Sarraf’a “Konuşma! Seni çıkarırız” sözü verildiği iddia ediliyor. Bu iktidarın söz verip de yaptıkları da oluyormuş demek...
Akif Kökçe
PARÇA
Ankara İbni Sina Hastanesi’nde cerrah Prof. Ayhan Kuzu tarafından sağlığına kavuşturulan hastalar bir teşekkür toplantısı yapmıştı. Toplantıda konuşmayı Mülkiyeli dostumuz Kerim Ünsal yaptı... Özetle dedi ki:
- Ankara’da ünlü iki kuzu var... Birisi AKP’li Anayasa Profesörü Burhan Kuzu diğeri doktorumuz Ayhan Kuzu... İki Kuzu’nun birbiriyle hiç ilgisi yoktur... Burhan Kuzu malum, elinden gelse memleketi parçalar... Ayhan Kuzu ise hastalarını iyileştirebilmek için kendini parçalar...
Salon alkıştan inledi...
KONDA
Konda’nın son anketine göre... Halkın yüzde 77’si bakan oğullarının rüşvet aldığına, yüzde 62’si Halkbank üzerinden yapıldığına inanıyor... Ancak halkın yüzde 47’si oyunu AKP’ye veriyor... Bir toplum için en vahim durum yolsuzluk ve rüşvetin meşrulaşması, halkın buna alışmasıdır. Rakamlar oraya doğru gittiğimizi gösteriyor.
