İsrail’in Gazze’de uyguladığı ambargoyu pek çok ülke delmek istiyor ama sivil eylemcileri gemiye doldurup göndermiyor.
Biz neden bu olayda en öndeyiz?
Arap ülkeleri neden sessiz? Arap milliyetçiliğinin bayrağını neden biz elimize aldık?
Ambargo askeri güçle delinir, sivil güçle delinir mi?
Bunlar dün okurlarımızdan yağan soruların sadece birkaçıydı...
SOL internet sitesi şu haber - yorumu yapmıştı:
“AKP, Gazze’ye giden konvoyun başına gelebilecekleri tahmin ediyordu. Kendilerini o yüzden korumaya aldılar ama gemilerdeki insanlar için önlem almadılar...”
Yeni Şafak gazetesi yazarı Hakan Albayrak, 17 Nisan’daki köşesinde “Bir grup AK Parti milletvekili, 15 Mayıs’ta demir alması planlanan yardım gemilerinde çoktan yer ayırttı” diyordu.
Anlaşılan AKP, bu girişimde, bizzat milletvekilleriyle yer almayı planlıyordu.
Ancak sonradan hava değişti.
Muhtemelen Dışişleri’nin İsrail’le yaptığı temaslar sonucu gelecek tepkinin şiddeti hissedildi ve milletvekillerine “kampanyaya katılmama” çağrısında bulundu. AKP’li vekiller, İHH’nın daha önce Mısır üzerinden karadan Gazze’ye girmeyi denediği kampanyada konvoya bizzat katılmışlardı. Bu defaki kampanya, “AKP’yle ilgisi olmayan bir sivil toplum girişimi” olarak sunuldu... Milletvekilleri geri çekildi, sivil yüklü gemiler muhtemel riskler bilinerek (veya hesaplanamayarak) Gazze’ye gönderildi.
İsrail’in haydutluğunu, katilliğini hepimiz kınıyoruz. Kınayacağız. Ama olayın diğer boyutlarını da bilmek zorundayız.
TEKEL ikramı...
İstanbul’un göbeğinde... Saraçhane’de, Manifaturacılar Çarşısı’nın karşısında... 5 katlı, 2500 metrekare kapalı alanlı ve de 3 bin metrekare arazi üzerine kurulu devasa bir bina. Özelleştirilen TEKEL’in Genel Müdürlük binası.
Pek çok kişinin ağzının suyunu akıtan bu bina geçenlerde Maliye Bakanlığı tarafından Medipolitan adlı bir vakfa 49 yıllığına kiralandı. Ne kadara kiralandı derseniz... Sıkı durun ve kemerlerinizi bağlayın; yıllığı sadece 83 bin liraya, aylığı Boğaz’da bir apartman katı fiyatına, 6 bin 900 liraya.
Bu peşkeş... Pardon kiralama ile özel olarak ilgilenen CHP İstanbul Milletvekili Mustafa Özyürek dedi ki:
“Maliye Bakanlığı TEKEL işçilerinin emeği ve parasıyla yaratılan bu binayı satmaya kalksaydı yüzlerce milyon lira verecek pek çok şirket çıkardı.. İhale ile kiraya vermeye kalksaydı en düşük teklif herhalde 83 bin liranın en az on katından başlardı. Özelleştirme yoluyla nasıl bir soygun uygulandığının, halkın malı varlıkların nasıl insafsızca peşkeş çekildiğinin son kanıtıdır bu olay. Ama biz işin peşini bırakmayacağız. Tek Gıda - İş Sendikası ve TEKEL işçileri de bırakmamalı...”
Festival
Adana Altın Koza Film Festivali’nin 17’ncisi ani bir kararla ertelendi. Kararın sahibi Adana Büyükşehir Belediyesi, gerekçe olarak İsrail’in Gazze’ye giden yardım gemilerini vurması ve Hatay’ın İskenderun ilçesindeki terör saldırısını gösterdi; ”İnsanlar kan ağlarken, biz eğlenemeyiz” dedi.
Sinema eğlence midir, kültür ve sanat mı?
Altın Koza’nın gündeminde “Filistin: Barışa Hasret” adlı özel program da vardı... Filistin’in trajedisini anlatan usta işi filmler yanında “Filistin’de Sinema Yapmak” başlıklı açık oturum düzenlenecekti.
Sinema Yazarları Derneği SİYAD diyor ki:
- Festivalin yapılmaması için baskıların bir süredir devam ettiği biliniyor. Dolayısıyla saldırıların sonucu olarak alınmış bir karar olduğu hiç inandırıcı değil, aksine bunun bir bahane olarak karşımıza çıkarıldığı gerçeği gün gibi aşikâr.
Filmin içinde filim var anlaşılan...
İnceBulgaristan’da 10 yılda bir verilen “Penyo Penev Uluslararası Şiir Ödülü”ne bu defa şair Özdemir İnce layık görüldü. Şair Dimitrovgrad’da ödülünü alırken Anadolu Ajansı haberi görmezden geldi. Medya da pek oralı olmadı.
Ödül 10 yılda bir veriliyor. İlk ödülü 2000 yılında Gürcü / Rus şair ve yazar Bulat Okucava almıştı. İkincisi İnce’ye verildi. Üçüncüsü sahibini 2020 yılında bulacak.
Medya yalnız bu ödülü değil geçenlerde İnce’ye verilen PEN ödülünü de görmezden gelmişti.
Özdemir İnce’nin kitapları da medyada pek yer bulmaz...
Neden? Çünkü kendisi laik cumhuriyetçidir. Yurtsever bir şairdir. Ulusal değerleri savunur. Medyadaki ikinci cumhuriyetçi, işbirlikçi yapılanma tarafından bu yüzden afaroz edilir. Edilir de ne olur? Hiç... Gençler onu okuyor...
Şiiri ve yazısı sınırları aşmaya devam ediyor...
Adalet eski bakanlarından Seyfi Oktay dün gözaltına alınırken CHP’den bir heyet aranmakta olan evinde kendisini ziyaret etti. Heyette bulunan Malik Ecder Özdemir çıkışta yaşanan dönemi kısa şekilde izah etti:
- Bugün Türkiye’de yaşananlar Hitler Almanyasında yaşanmamıştır...
Hamas liderleri “Bu davada artık Türkiye de var” diyormuş. Kendi davalarımız azdı bir de Filistin davamız oldu, ne güzel.
Haldun Ertem
PKK, “TSK’ya karşı yaptığı saldırılarda” strateji değiştirmiş. Artık gizli tanık olarak değil, yine eskisi gibi silahla vuracaklar galiba...
Gülhan Elmas
İzlanda’da belediye seçimlerini “En İyi Parti” adlı parti kazanmış. Bizde de nedense genellikle “En Kötü Parti”ler kazanır!
Fahrettin Fidan
Okurumuz Ercan Düz bizim de merak ettiğimiz bir konuyu soruya dökmüş:
“İktidarın sıfır sorun politikası komşularla iyi geçinme politikası mıdır? Yoksa Türkiye’yi Avrupa’dan Ortadoğu’ya taşıma politikası mı?Bu konuda hâlâ karar veremedim...
