Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Sivas’ta 4 üniversite öğrencisi; İlker Ekiz, İbrahim Karataş, Mustafa Doğan ve Elbil Çınar, geçen yıl bu vakitler Amerikan karşıtı karikatür sergisi düzenlemek, Tavır dergisi okumak, sendikaların düzenlediği eylemlere katılmak gibi gerekçelerle tutuklandılar.
Gerisini yazdıkları mektuptan okuyalım:
“...Dört arkadaş bir yıldır hiçbir gelişme olmaksızın tutukluyuz. Dosyamıza gizlilik kararı konduğu için hâlâ neyle suçlandığımızı bilmiyoruz. Savcılık iddianameyi bir türlü hazırlamıyor. Davayı açmıyor.
Hakkımızda ne davası açılacağını da merak etmekteyiz. Çünkü demokratik bir iki eyleme katılmaktan başka kabahatimiz yok.
Dördümüz de üniversite öğrencisiyiz. Tutuklu olduğumuz için derslere devam edemiyor, sınavlara katılamıyoruz. Eğer tutuklanmamış olsaydık üçümüz okulu bu yıl bitiriyorduk.
Bu kadar basit bir soruşturma nasıl oluyor da bir yıldır bitirilemiyor. Ergenekon davasının binlerce sayfalık iddianameleri bir yılda hazırlanıyor da bizle ilgili birkaç sayfayı geçmeyecek iddianame neden aynı sürede hazırlanmıyor? Bunlara akıl erdiremiyoruz...”
Gençlerin avukatı Taylan Tanay ile konuştuk. İddianamenin 1 yıl gecikmesi için hiçbir sebep bulunmadığını söyledi.
Adalet Bakanı Sadullah Ergin’e soralım:
- Siz buna adalet diyor musunuz? Acaba bu tabloda sizin de sorumluluğunuz yok mu?
İnsanların, haklarındaki iddianame hazırlanmayarak böyle aylarca hapis yatırılmasının hukuk ve adaletle ilgisi var mıdır?

Haberin Devamı

Murad Karayılan, İskoçya modeli yerine Kuzey İrlanda modelini örnek alsa da silahları bıraksa her şey herkes için daha iyi olmaz mı?
Haldun Ertem

Neofaşizm...
Emre Kongar, Cumhuriyet’teki köşesinde, liberal, demokrat, özgürlükçü gibi sıfatlarla meşrulaştırılan ve ülkeye günden güne daha fazla yerleşen “neofaşizm”i irdeliyor.
Türkiye’deki “neofaşizmin” arkasındaki güçler Kongar’a göre şunlar:
1) Takiye yapan ve yapmayan İslamcılar..
2) Türk - İslam sentezcileri...
3) Tarikatlar ve cemaatler
4) İktidar tarafından oluşturulan, desteklenen, beslenen yeni sermaye...
5) Kendilerine “liberal” diyen eski solcular (veya ikinci cumhuriyetçiler)
6) Türkiye’yi denetlemek ve kullanmak isteyen dış güçler...
7) Sadece güce tapanlar ve dalkavuklar...
* * *
Klasik faşizm ile 21. yüzyıldaki neofaşizm arasındaki farklar mı? Mesela:
“Klasik faşistler milli kimliği yüceltmek ve kutsamak üzerine siyaset yaparlardı.
Neofaşistler ise milli kimliğin altını oymak, onu güçsüzleştirmek, olanaklı ise yok etmek üzerine siyaset üretiyorlar.
Çünkü:
Klasik faşistler milli sermayeye dayanırlardı.
Neofaşistler uluslararası sermayeye dayanıyorlar.”
* * *
Emre Kongar sonucu şöyle özetliyor:
“Türkiye’deki ‘liberal faşistler’ yani eski solcu yeni İkinci Cumhuriyetçiler ve dinciler yukarıda açıkladığım bu kargaşalıktan yararlanıp güya demokrasi ve insan hakları adına ama aslında bunları ortadan kaldıracak bir biçimde Türkiye’yi neofaşistik bir yapıya doğru hızla sürüklüyor.
Buna karşı direnenleri de ya ‘Jakoben Kemalist’ ya ‘askerci’ veya ‘darbeci’ diye suçluyorlar.”

Haberin Devamı

Erzin
Avukat Ümit Arif Özsoy yazıyor:
“İskenderun Körfezi’nin kuzeyindeki Erzin ilçesi sınırları içine birkaç km sahil şeridine beş adet, evet yanlış duymadınız beş adet termik santral yapımı için lisans verildi. Bu santrallerden dört tanesi ithal kömürle, bir tanesi de ithal doğalgazla çalışacak. Böyle bir yoğunluğun dünyada örneği yok. Erzin ve köylerinde yaşayan, toplumuna, topraklarına, havasına sahip çıkan bir- kaç yüz insan buna karşı mücadele başlattık, Erzin ilçesindeki iktidar partisi hariç diğer partilerin ve sivil toplum kurum ve kuruluşlarının 18 tanesini biraraya getirip  Erzin Termik Santral Karşıtı Platformu kurduk. ‘www.erzingonulluleri.org’ adresimizde sanal imza kampanyasıda açtık. Yurdunu seven herkesin desteğini bekliyoruz...”

Haberin Devamı

Sarkozy, İsveç Dışişleri Bakanı’nın Türkiye’ye destek demeci yüzünden Stoholm ziyaretini iptal etmiş.
AKP’liler dünya siyasetine yön veren bir güç haline geldiğimizi söylerken haklı galiba...
A. Nedim

Hard!
İşçi Partisi Genel  Sekreteri avukat Nusret Senem 26 Mart 2008 günü bürosu arandıktan sonra Ergenekon kapsamında gözaltına alınmış... Bu olayı ertesi gün Akşam gazetesi; “Harddiskleri yakamadan kıskıvrak yakalandı”... Zaman gazetesi, “İşçi Partisi bilgisiyar harddiskini yakmaya çalışmış”... Bugün gazetesi de, “Gözaltı öncesi 6 bilgisayarı yaktılar” başlıklarıyla vermişti.
Sonra ne mi oldu? Hapishanedeki Nusret Senem, günlerce söz konusu haberleri yalanladı, düzeltme istedi . Kimse oralı olmadı. Senem sonuç alamadığını görünce son çareye başvurdu, dava açtı. Geçen gün sonuçlanan davada mahkemenin kararı açıklandı: Söz konusu haberler yalan olduğu gerekçesiyle üç gazetenin toplam 18 bin lira para cezasıyla cezalandırılmasına...
Basın suç işlemeyi göze alarak kendini kimi devlet güçlerine kullandırıyor. İyi de ne adına?

Toprakların temizlenmesi karşılığında 49 yıllığına İsrail ’e verme projesi bozulmuş.
Dostları eli boş göndermek olmaz!
Teröristlerin döşediği  mayınları temizlesinler,
Karşılığında PKK’yı 49 yıllığına alsınlar...
Akif Kökçe

Devlet adamları, işimize gelmese de doğruyu söyler.
Politikacılar ise doğru olmasa da işimize geleni...
Kling