Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

- Batı Trakya'da Türklerin devam ettiği 120 okul var. Türkiye'den sadece 15 öğretmenin gelmesine izin veriyorlar. Geri kalan öğretmenler 2 yıllık uydurma yüksek okullarda yetişiyor.- Açıkça ırkçılık yapıyorlar, Türk asıllı çocuklara mecburi eğitim 6, Yunanlılara 9 yıl...- Okullarda 40 - 50 yıllık kitaplar okunuyor. Kitaplarda "İnsanoğlu günün birinde mutlaka aya gidecek" şeklinde satırlara rastlanıyor.- Yunan cunta yönetimi sırasında Türk vakıflarına kayyum atamışlar. Aradan 40 yıl geçmiş Türk vakıflarını hala kayyumlar, yani Yunanlıların seçtiği kişilerce yönetiliyor.- Türklerin dini yöneticilerini seçme hakkı yok... Yunan hükümetinin tayin ettiği müftüler görev yapıyor.. - İskeçe saat kulesinin üzerindeki kitabe, kulenin Osmanlı eseri olduğunu hatırlattığı için kaldırılmış.- Camilerin onarımına izin vermiyorlar...- Selanik'in en büyük meydanlarından birine Pontus soykırım anıtı yapılıyor... Hazin olan... AB tarafından sürekli insan hakları sorgusuna çekilen Türk hükümetinin, bir gün olsun Batı Trakya'yı gündeme getirmemesi... Avrupa'dan gelen heyetlere, "Gidin bir de Batı Trakya'ya göz atın" diyememesi... Türkiye'den ilk kez bir parlamento heyeti geçenlerde Batı Trakya'yı ziyaret etti. Heyet üyesi Onur Öymen'in gezi izlenimlerini aktaralım: Meclis Başkanı Arınç, hafızlar ve mevlithanlara, "Siz bizim manevi komutanımızsınız" demiş. Maddi komutan da Amerikalılar olsa gerek... Başbakan Erdoğan, ABD gezisi sırasında Ertuğrul Özkök'e diyor ki:- Bakın Türkiye'de dekolte aldı başını gidiyor. Karın kısmı açık pantalonlarla üniversiteye bile gidiliyor. Biz bunları düzenlemek için yasa çıkartıyor muyuz?Bu sözler "siz - biz" ayrımcılığı taşıyor. Erdoğan kendisini türbanlı kesimin başbakanı gibi takdim ediyor. Dekolte giyinen hanımları kendilerinden saymıyor. Atatürk Havalimanı ya da Denizli'de camekandan mayolu fotoğraflları zorla indirtenlere neden kızıyoruz? Onlar da aynı duyguları paylaşıyor. Dekolte aldı başını! Mantıklı düşünüp mantıksız davranmak insan yapısının özelliğidir. Üç değerli ismi, spor yorumcusu Kenan Onuk, yazar - araştırmacı Jak Deleon ve Karadenizli sanatçı Kazım Koyuncu'yu birbiri peşinden o menhus hastalık sonucu yitirdik.Kimi Çernobil diyor, kimi başka neden arıyor... Tıp Kurumu Başkanı, Onkolog Ali Rıza Üçer, Türkiye'de olağanüstü bir kanser patlaması yaşandığına ilişkin bilgi ve belge yok diyor. Ekliyor: Unutmayalım, sigaranın (önlenebilir) kanserojen etkisi Çernobil'in yüzlerce katıdır. Kanserle savaş "Biz ayrı devlet peşinde değiliz, sadece Kürt kimliğinin tanınmasını ve kültürel hakların verilmesini istiyoruz" diyorlardı. Son yıllarda bu istekler peyderpey karşılandı. Ama PKK bütün bu ilerlemelere rağmen terörü yeniden başlattı. Acaba şimdi ne istiyorlar? Soruya eski DEP Başkanı Feridun Yazar'ın yanıtı:- Ne istediklerini geçenlerde açıkladılar; demokratik cumhuriyet, yerel yönetimlerin daha güçlendirilmesi ve eğitim hakkı.- Siz bundan ne anladınız peki?- Bana göre çok da net olmayan, ucu açık istemler. Bir de daha somut istemleri var; örneğin Apo'ya uygulanan tecridin kaldırılması, genel af, İnfaz Yasası'nın değiştirilmesi gibi... Ancak bu istekleri kabul ettirmenin yolunun terör olmaması gerekir.- Siz devletin yerinde olsanız ne yapardınız?- Ben devletin yerinde olsam önce Kürt kimliğinin tanınmasını Anayasal güvence altına alırdım. Okullarda ana dilde eğitimi kabul ederdim. Bir de Apo'yu da kapsayan genel af çıkartır, kendisine, buyur geç partinin başına, mücadeleni sadece siyasi platformda ver, derdim.- Olmaz ya, diyelim bütün bu dedikleriniz yapıldı. Terörün biteceğinin garantisi var mı?- Tabii ki yok. Ama o zaman da bütün bu isteklerin bahane olduğu ortaya çıkmış... Dolayısıyla en azından bahane ellerinden alınmış olur.PKK'nın istekleri "bağımsızlık" almadan bitecek gibi görünmüyor. Türkiye'ye de tek seçenek bırakıyorlar: Savaşmak... m.asik@milliyet.com.tr Ne istiyorlar?