Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

AKP’nin MHP’ye götürdüğü anayasa değişiklik taslağı, adı “Cumhurbaşkanlığı” da olsa, bizzat AKP sözcülerinin dediği gibi, tam ve güçlendirilmiş başkanlık sistemi... Başkana tek adam yetkileri veriyor.
Ne ABD, ne de ABD’den kopyalanan ama diktatörlüğü dönüşen Güney Amerika rejimlerinde bu kadar denetimsiz bir başkan mevcut değil. Hemen tamamında eyalet sistemi ve çift meclis bulunuyor.
Başkanlık sistemlerinde az veya çok kuvvetler ayrımı vardır. Türk Tipi Başkanlık adı da verilen bizim sistemde ayrım yok uyum var. Özetle bakarsak...
? Başkan seçimi Meclis seçimiyle birlikte yapılacak. Böylece milletvekili adayları başkan olacak kişinin himaye ve gölgesinde Meclis’e girecek... Başkan partisiyle ilgisini kesmeyeceği için milletvekillerini bugün de olduğu gibi bizzat belirleyecek
? Bakanlar Meclis dışından alınıyor, başkan tarafından belirleniyor. Meclis’in bakanları denetleme, hesap sorma yetkisi yok.
? Başkan’ın sayısız kararname çıkarma yetkisi var. Kararnameleri kim denetliyor? Kimse... Başkan kanunlara ve Anayasa’ya aykırı kararname de çıkarabilir. Engel yok...
? Başkan HSYK, Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay gibi yüksek kurumların üyelerinin yarısını belirleyecek, Meclis de diğer yarısını.
Meclis’te çoğunluk büyük olasılıkla Başkanın partisinden olacağı için yüksek yargının üyelerinin dörtte üçü Başkan’a bağlı olacak demektir.
Böylece yargı bağımsızlığı diye bir kavram da kalmayacaktır.

MİLLET

Hükümet sözcüsü Numan Kurtulmuş Kemal Kılıçdaroğlu’na çağrıda bulunuyor:
- Kılıçdaroğlu endişelenmesin, başkanlık sistemi millet istemezse gelmez...
Teorik olarak doğru bir yaklaşım...
Tasarı referanduma sunulacak, halk yüzde 50’nin üzerinde onaylarsa kabul görecek. Teoride bu böyle... Peki pratikte nasıl?
Pratikte tamamen iktidar güdümüne alınmış bir medyada sabah akşam konuşan iktidar büyükleri... İktidar borazanı olmuş televizyon kanalarrında kendilerine bir iki dakika zor yer bulan muhlalefet sözcüleri.. Tamamen medya dışına atılmış milyonlarca vatandaş...
Ve tamamen iktidar güdümüne alınmış bir yargı... Hakkının yendiğini kimseye edemezsin şikâyet...
Bu hengâmede milletin kafa sağlığı mı kalır?

CHP’nin gözüyle!

“Kafalarındaki başkanlık sisteminin ‘Türk tipi’ olacağını söylüyorlardı. Önceki gün MHP’ye sundukları taslakta gördük ki gerçekten de öyle. Dünyada bir eşi benzeri daha olmayan, başkana neredeyse ‘padişah yetkileri’ tanıyan bir cumhurbaşkanlığı sistemi.”
Bu sözleri CHP’nin hukukçu milletvekillerinden Ömer Süha Aldan söylüyor.
Nedenini şöyle anlatıyor:
- Yasama, yürütme ve yargı bugün hukuken değil ama fiilen cumhurbaşkanına bağlı. Bunu hukuki hale getiriyorlar. Cumhurbaşkanlığı ile Meclis seçimi aynı anda olacağı için yürütme ve yasama aynı elde toplanacak demektir. KHK ile cumhurbaşkanına yasama yetkisi tanınıyor. Meclis’in yasama yetkisi ise cumhurbaşkanının izin verdiği ölçüde olacak. Bir yasayı geri çevirirse Meclis’in onu tekrar çıkarması ancak nitelikli çoğunlukla (367 oy) mümkün olabilecek. Bu demektir ki Meclis, cumhurbaşkanının istemediği hiçbir yasayı geçiremeyecek.
- Yasama böyle, yürütmeye gelirsek...
- Cumhurbaşkanı yürütmenin başı. Kabinenin tamamını o belirleyecek. Yetmiyor, valiler, büyükelçiler başta olmak üzere bürokrasinin tamamını da o seçiyor.
-Yargı?
-Yüksek yargı organlarının üyelerinin yarısını o, kalan yarısını da büyük çoğunluğu onun ağzına bakan Meclis seçecek. Böyle bir yargı Türk milleti adına değil, olsa olsa kendisini seçen kişi adına karar verebilir.
- Buna ağalık sistemi de diyebilir miyiz?
- Ne derseniz uyar...

DUA

Avrupalılar Türkiye’de olup bitenlerle daha yakından ilgilenmeye başladı. Ancak kimileri bu ilgiyi geç ve yetersiz buluyor.
Nazım Alpman arkadaşımız bir yabancı gazeteciyle konuşurken durumu Frederico Fellini üzerinden bir fıkrayla anlatmış...
Ünlü İtalyan yönetmen hastalığının ileri aşamasında doktoruna soruyor:
- Benim durumum pek parlak değil galiba ha doktor?
- Nereden çıkarıyorsunuz böyle bir şeyi?
- Sabah ben yarı baygın yatarken eski bir arkadaşım başımda dua ediyordu.
- Bundan daha normal ne olabilir ki? Biz tıbben elimizden geleni yapacağız yakınlarınız dua edecekler, siz de iyileşeceksiniz!
Fellini “ama doktorcuğum” diyor:
- Dua eden arkadaşım ateistti!

Başbakan “AKM’nin ne özelliği var, yıkılsın” diyor.
İstanbul’da bina yıkılacaksa neden önce
Erdoğan’ın da şikâyet ettiği kaçak gökdelenler yıkılmıyor?
Akif Kökçe

ÖSO

Türk ordusunun desteğindeki ÖSO Cerablus’a gireli 2.5 ay oldu. Hemen ardından El Bab’a yürüdü.. Ancak 85 gündür El Bab’ı alamadık.
Arada çok ilginç sorunlar ortaya çıkıyor...
Örneğin birkaç gün önce ÖSO içinde yer alan Levant Cephesi askerleriyle Ahrar El Şam birlikleri arasında sınırımıza yakın Azez bölgesinde çatışma çıktı. Levant Cephesi kayıplar verince El Bab kuşatmasındaki askerlerini Azez’e çekti. ÖSO güç kaybetti.
Bu arada Irak ve Suriye’de IŞİD’e karşı operasyonlar sürerken...
Bir Amerikalı yorumcu diyor ki:
- Esas savaşlar Musul, Telafer, Rakka İŞİD’den kurtarılınca başlayacak... Şiiler, Sünniler, Araplar, Kürtler, Türkmenler alan hakimiyeti için birbirine girecek...
Türkiye’nin de bu savaşların içine çekilmesi olası...